✧・゚: *✧・゚:*

864 75 14
                                    

Lalisa uyandığında tüm kızların telaş içinde ne yaptığını anlamaya çalışıyordu. Hepsi ranzalarından kalkmış hızla yataklarını toplayıp, etrafı temizliyor ve giysilerini giymeye çalışıyorlardı.

Lisa'ya ilk açıklamayı yapan telaş içindeki Jisoo oldu:

"Lalisa hemen kalk ve yatağını toplayıp giyin, birazdan o gelecek." Sesi pek telaşlı çıkıyordu.

"Birazdan gelecek olan kim?"

Lisa'nın sorusuna yanıt telaşla bağıran Chaeyoung'dan geldi:

"Taehyung gelecek! Bizi böyle görmemeli."

Az sonra tüm kızlar yanyana bir sıra oluşturacak şekilde dizilmişti. Lisa ise kızların bu telaşına anlam veremediği için sadece yüzünü yıkamaya fırsat bulmuştu. Üstündeki kısa ve dantelli geceliği çıkarmak için zamanı bile kalmamıştı çünkü tam bu sırada içeri biri girmişti.

Lalisa Manoban'ın Anlatımıyla:
Kızların bu telaşlı koşuşturmasına hiçbir anlam verememiştim, burası gerçekten çok aptal bir yerdi. Daha yeni olmama rağmen rahatlıkla anlayabiliyorum. Tuvalete gidip yüzümü yıkama fırsatı bulmuştum, kızların yanyana dizildiğini görünce bende Chaeyoung'un yanına geçtim. Ne olacağını bilmiyordum, evdeki vazoyu kırdıktan sonra annesine illaki yakalanacak bir çocuk edasıyla bekliyordum, neler olabileceğini ve Taehyung kim olabilir diye.

Tam o sırada kapı açıldı.

İçeriye uzun boylu, dalgalı dağınık saçlı, kahverenginin en koyu tonuna sahip gözleri olan biri girdi. Ellerini göğsünde birleştirdi, kemikli ve damarlı elleri olan, geniş ve fit vücutlu, tahminen bizimle yaşıt biri(?)

İlk başta gözleri beni süzdü, Tanrım umarım bu tarz bir yerde yatarken giydiğimiz giysiye de karışılmıyordur, yoksa kesinlikle atılacağım ve umarım atılırım. Üstümde bordo renklerde, kısa ve dantelli bir gecelik vardı. Yaz geceleri her zaman böyle giyiniyordum ve bunun kimseyi de ilgilendireceğini düşünmüyorum.

Yavaş yavaş belirli bir hizadan yürüyerek hepimize bakmaya başladı, neye bakıyordu bilmiyordum, acaba bir şey mi kontrol ediyordu? Ya da Tanrı'nın laneti olan bu yerde uyuşturucu tarzı bir madde mi kullanılıyordu?

Ve gözlerini diğerlerinden ayırıp yine benim gözlerime diktiğinde diğer kızların korkak bakışlarının aksine gözlerimi onunkilere diktim, cidden böyle bir adamdan korkmayı gerektirecek ne olabilirdi?

Aramızda neredeyse hiç mesafe kalmayacak şekilde bana yaklaştığında, tüm vücudumu süzdü. Bakışları yavaş yavaş yüzüme çıktığında eliyle çenemi tuttu ve yüzümün tamamiyle ona dönük olmasını sağladı.

"Hmm.. Yeni gelen şu kız sen misin?"

"Geçici olarak gelen kız denmesini tercih ederim." Sesimin otoriter çıkması beni keyiflendirirken karşımdaki adamın bir kaşının havalanmasına şahit oldum.

"Tamam geçici kızım umarım arkadaşların sana bu okulun kurallarından bahseder, yoksa çok mutlu olacağını sanmıyorum."

Elini yavaşça çenemden ayırırken ellerini arkasında kavuşturdu ve bana attığı son bir bakış ile odadan ayrıldı.

Nihayet odadan çıktığında tüm kızlar tuttukları nefeslerini serbest bıraktılar.

"Neler oluyor cidden anlatmayacak mısınız?" Dediğimde Jisoo konuşmaya başladı:

"En iyisi sana bunu kahvaltı ederken açıklamak, bahçede bir kafeterya var tüm öğünler orada hazırlanır ve yenir. Hemen şurada." Baş parmağı ile pencereden gözüken bahçedeki kahverengi ve okula bağlı büyük kafeteryayı gösterdi.

Kafamı onay verir bir şekilde salladım, kızlar aşağıya kafeteryaya inerken bende hazırlanmaya başladım.

Altıma siyah kısa bir şort, üstüne siyah croplarımdan birini ve ceket olarak da pembe oversize gömleğimi giydim.
Kombinimi taktığım minik takılar ve beyaz converslerim ile matchleştirdiğimde, hafif bir makyaj yapıp eyeliner çektim. Son olarak sırt çantamın tek kolunu omzuma takıp hızlıca aşağı indim.

Burada geçirdiğim ilk okul günü olacağı için heyecanlı olup olmadığımı düşünüyordum, garip bir yerdi, şu Taehyung kim en çok o konuda meraklanmıştım. Arkadaşlarım anlatacağı için bir nebze olsun aydınlanırım diye düşündüm ve koşar adım kafeteryaya girdim.

Henüz yemek seçiyorlardı, aynı onların yaptığı gibi bu sıkıcı sıraya girdim, gerçekten bazı şeylere alışık olmamak berbat bir durum olabiliyordu.

Sonunda masamıza geçtiğimizde yemeğimden birkaç çatal alıp bıraktım ve konuşmaya başlayan Jennie'yi büyük bir dikkatle dinledim:

"Kim Taehyung. Bu yatılı okulun sahibinin oğlu. Her sabah odaları kuzeni Jeon Jungkook ile denetler. Söylentiye göre daha önce, bu odaları kontrol etme durumu yokken en üst katta kalan bir kız intihar etmiş fakat bunu okulun çeyreği dahi bilmiyor. O günden sonra Taehyung olaya şahitlik ettiği için birçok psikolojik rahatsızlığa sahip olmuş. Oda denetleme fikri de tamamiyle ona aitmiş. Sabahın en erken saatlerinde odaya baskın yapar gibi gelmelerinin sebebi bu yani." Son kurduğu cümleyle Taehyung denen bu adam ile dalga geçmesi bana bir kahkaha attırırken Jisoo ekledi:

"Ayrıca bizimle aynı derslikte."

Chaeyoung bana dönüp göz kırparken niyetlerini anladığım için hiç birine cevap vermeden keşke soya sütü olsa diye dua ettiğim soğuk sütümü içtim.

Şimdilik her şey tıkırında gidiyordu.

Şimdilik..

the boarding school, taelisa ♡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin