Siz hiç küçüklüğünüzü hatırlar mısınız?Ben hatırlarım bir keresinde ilacın ne olduğunu bilmeden ilaç içmiştim.Küçükken biraz cesur insanımdır, her şeye çok çabuk korkmam.Bir site gibi yerde en üst katta bir evde balkona çıkıp çok yüksek olmasına rağmen kendimi salıncak gibi kendimi aşağı sarkıtmıştı'm ve sallanmıştım.Hiç korkmamıştım.Küçükken korkusuzdum. Hala da öyle olmaya devam edeceğim....
Mertler le hala mavi yıldız tepesinde dertleşiyorduk. "Ya canım çok sıkıldı benim, artık gitsek mi acaba?"Savaş biraz hareketli insan olduğu için yerinde duramıyordu. "İyi gidelim bari" deyip ayağa kalktım.Arabaya doğru ilerlerken.Mert birden elimi tuttu.Bir tutan etkileyici eline, bide o maviş gözlerine bakıyordum.Sonra hiç beklemediğim bir cümle kurdu. "Leyla sen benim bu hayatta tek güven veren insansın" şok içinde yüzüne bakakaldım.Arkadan Savaşlar gülmekten ölmek üzerelerdi biliyorum.Ama o an o hissi bilemezsiniz öyle bir his ki sanki rüyadayım da hiç uyanmak istemiyorum...Arabaya yaklaştığımızda Savaş direk cebimdeki anahtarı alıp arabayı çalıştırmaya gitti.Bense yüzüm kızarmış bir şekilde Mert'e bakıyordum.Oda bana bakıyordu. "Leyla siz arkaya geçin ben öne oturmayı bayılırım, bide canım kardeşimin yanını hiç kimseye vermem" deyip savaşın yanına geçti Gizem.Bizse Mertle birbirimize bakarak el ele arabaya bindik....Uzun süre el ele beraber geldik.Savaş ilk bizi bıraktı eve. "Leyla.....Kolyen düşmüş" arkadan Mert'in bağrışını duyup ona döndüm.İlk boynumdaki kolyeye baktım yoktu."Teşekkür ederim Mert.."Mert bana gülümsedi "Takmamı ister misin?"Hem de çok isterim. "Olur..."dedim bir anda.O sıcak elleri boynumda hissettim. O ellerine o kadar ihtiyacım vardı ki. "Teşekkür ederim....iyi akşamlar" deyip Gizemle binaya girdik.Gizem bana bakıp gülüyordu hep. "Ne bakıp bakıp gülüyorsun?"Gizemin gülmesi büyük bir kahkaha büründü. "Havada aşk mı kokuyor ne?"hala sinir bozukluğuyla gülüyordu.Bense ona sinirle bakıyordum. "Ya şu saçma şeyi keser misin!"sinirle söylenmeye başladım. "Neyi?Aşk hiç kesilir mi.Katil mi oluyum" hala bana bakıp bakıp gülüyordu. "Ne var bunda sadece, elimi tuttu bide bir kaç iltifatta bulundu bu kadar.Bunda büyütülecek şey ne?"
"Canım kankam benim! Sen hala salak salak neyin ne olduğunu anlamadın demi"
"Neyi anlamalıyım?"
"Ay!Bu kız gerçekten salak!Kızım Mert sana deliler gibi aşık!Neyini anlamıyorsun bunun" o an asansör bir an için sallanıp aşağı düştü.Ve korku içinde ikimizde çığlık attık. "Ne oldu şimdi bu asansöre?"ikimizde korku içinde bir birimize baktık.Gizem direk cebindeki telefonu aldı,çekip çekmediğini kontrol etti. "Allah kahretsin!"Gizem sinirle söyleniyordu.Hani bazı aşk filmleri olur ya asansörde ilk aşkını o zaman bulursun,korkup ona sığınırsın,sanki biz tam o aşk sahnesini yaşıyorduk.Gizemle bir birimize sarılıyorduk. "Ne yapacağız?"ikimizde çok korkuyorduk. "Yardım alarm düğmesi var ona basalım" deyip yardım alarm düğmesine yöneldi Gizem. "Bu seferde yardım alarm düğmesi bozulmasın!Biraz daha böyle devam edersen bozacaksın da!"Gizem yardım alarm düğmesine basa bildiği kadar bastı. "Of! Olmuyor olmuyor!"Gizem korkmuş şekilde bana baktı. "Neden bu kadar korkuyordun?"Gizem yutkundu ve konuşmaya başladı. "Benim....kapalı alan korkum var....Biraz daha burada kalırsam bayıla bilirim" ve şok içinde Gizeme baktım. "Ne?"Şaşkındım.Gizem aslında hiç bir şeyden korkmazdı. "Biliyorum Şaşırdın,Ama bazı insanların geçmişten yaşadığı travma tik olayları vardır" o an ikinci şoka uğradım. "Geçmişten ne yaşadın ki?"meraklı gözlerle Gizeme baktım. "Ben daha küçükken bir asansörde kalmıştım.O zamanlar dar ve kapalı alanları sevmezdim pek.Yine asansörde böyle kalmıştım yedi yaşlarında falandım.O anı çok iyi hatırlıyorum.Bir ara nefes alamaz olmuştum.Ve bayılmıştım.Sonra beni nasıl kurtardılar bilmiyorum" Kendimi Gizemin yerine koyup biraz korkmuş ve birazda üzülmüştüm. "Tamam o zaman...Sen bana korkunu anlattın bende sana anlatayım bari" Gizem bana merakla bakıyordu. "Ben 14 yaşındayken bazı kötü insanlar tarafından karanlık ve korkunç bir yere kitlendim. Neredeydim bilmiyordum ama o an çok korkuyordum.Yalnızdım,karanlıktı,soğuktu. Bir ara kapının kilidi açıldı. Yüzünü görmediğim bir adam vardı karşımda, o an korku içinde hem altıma yapmış hem de bayılmıştım....Buda benim korkum.Karanlıktan çok korkarım" Gizem beni dikkatlice dinlemişti. "Aslında şu an burada ikimizde korktuğumuz şeyler başımıza gelecek diye korkuyoruz biliyor musun" Gizem bana biraz olsun sakinleşmiş bir gözlerle baktı "Doğru söylüyorsun...İkimizde aynı şeylerden korkuyoruz.."o an garip bir şey oldu.Bir ses geldi. "Kimse var mı?"biri bize sesleniyordu mutlulukla Gizeme baktım "Buradayız!Yardım edin buradayız!"Gizem ola bildiğince bağırıyordu. "Tamam sakin kalın birazdan sizi kurtaracağız!"Gizemle bir birimize sımsıkı sarılıp mutluluktan ağlamaya başladık. "Kurtulduk" aradan bir kaç saat geçti ve bizi kurtarmışlardı.Biz Gizemle eve girdik üstümüzü falan değiştirip yatağa yattık. "Leyla"
"Efendim?"
"Senin ve benim ikimizin de aynı şeylerden korkuyoruz aslında."
"Neyden?"
"İkimizde kendi korkularımız tarafından yenilmekten korkuyoruz."
"Aslında doğru söylüyorsun."dedim ve dudaklarımı araladım "Bir kitapta okumuştum.Kitapta şöyle yazıyordu;
"Korkulacak tek şey korkunun kendisidir..."
Faranklin D. Roosevelt
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM OYUNU
Mystery / ThrillerYere düşersin canın çok acır.Biri kalbini kırar yine canın acır.Aslında senin ruhun acıyor...Bazen karanlığı sevmesek bile karanlığa alışır olduk.Bu hayatta en büyük hata kendi canından olan birisine güvenmek olur...Bu hayatta en büyük hatan kendi...