Biz bir hikayenin daha başlangıcındayız.Ne bitti ne de devam ediyor...Sadece durmuş bir hikaye...Bazı acılar kapanılmaz bir hikayedir...Sadece ağlarsın yereni oturmaz...Bazı şeyler eskisi kadar güzel olmaz.Bir savaştayız nerede kaldıysak oradan devam ederiz.Her zaman dediğim gibi pes etmeyeceğim.Bir savaş mı gel savaşalım, bir intikam mı gel intikam alalım,bir acımı gel acı çekelim...Her ne olursa olsun ben sevdiklerimi onlar beni bırakıp gittikten sonra bitti demek anlamına gelmiyor...Aşık olduğum ,sevdiğim insanları bir şey oldu diye satacak insan değilimdir...Eğer öyle biri varsa adam değildir...Ne demişler hayat kısa sadece tadını çıkartmaya bak gerisi boş...Ağlamak boş,acı çekmek boş,kendi hayatımızı kendimiz mahvediyoruz ama bunun farkında değiliz...
Sabah olmuştu.Saat 9:30'du Hiç kimse uyanmamıştı sadece ben uyanmıştım.Yanımda Gizem yatıyordu.Aşağı indim mis gibi yemek kokuları geliyordu.Mutfağa gittim.Karşımda Mert vardı.Bana bakıyordu.
"Günaydın.Bende yemek hazırlıyordum."Bense onu hayranlıkla izliyordum.
"Günaydın.Sen yemek yapmayı biliyor musun?" Mert bana sırıttı.
"hem de küçüklüğümden beri biliyorum." Mert'e hayranlıkla bakıyordum.
"Ne yemeği yapıyorsun?"
"Bil bakalım hangi yemek yapıyorum"
"Patates" Mert bana şok içinde baktı.
"Nereden bildin?"
"Benim en sevdiğim yemek patates"
"Bende senin aklını okumuşum demek ki" Mert kendiyle gurur duyuyordu sanki.
"Ama maceramız hala bitmiş değil."
"Biliyorum.Ama sende şu kötü düşünceleri aklından silsen" Derin nefes alarak konuşmaya başladım.
"Mert..."
"Efendim?"
"Eğer biz bir birimizi hiç göremesek.Ya birimiz ölürse o zaman ne yapacağız?" Mert elindeki yemekleri bırakıp benim yanıma geldi.Tam karşımda durdu.
"O zaman aya bak beni düşün eğer ay yoksa yıldızlara yıldız yoksa güneşe."
"Güneşte yoksa kime bakacağım?" Mert yutkundu ve konuşmaya başladı.
"O zaman aynaya bak..."
"Neden?" Mert'i pür dikkat dinliyordum.
"Çünkü senin aynadaki yansıman, benim aynadaki yansımam olacak..." Mert'i hayranlıkla dinliyordum.Ve onu bu yönünü seviyordum.Her şeye bir çözüm bulabilmesine...
"Mert...Sen var ya dünyada en son bırakılacak insansın..." Mert sonra korkuyla bana döndü
"Ana!Ekmek almayı unuttum ya!" Mert koşarak montunu giydi.Bense ona kahkahalarla gülüyordum. "Yemeği karıştırırsın.İnşallah yemek yapmayı biliyorsundur." Mert'e öfkeyle baktım
"Tabii biliyorum.Hatta senden daha güzel yapabilirim." Mert bana sırıttı.
"İyi o zaman yemeği sen yap.Hadi neyse ben çıktım." Mert kapıyı örtüp çıktı.Bense annemi düşünüyordum.Ve olacakları düşünüyordum.Aradan bir 10-15 dakika geçti ama Mert hala gelmemişti.Gizemlerde kalkmamıştı.Mutfağın masasının üzerinde duran telefon çaldı.Bilinmeyen numaraydı.
"Alo?" Ve o an duyduğum sesle şoka uğradım.
"Merhaba Leylacım.Senle karşılaşmak büyük bir şeref." Öfkemden duramıyordum.
"Ne istiyorsun yine?"
"Ben istemiyorum ben aldım alacağımı.Ama belki sen istersin" O an dediklerini anlamaya çalışıyordum.
"Ne?"
"Aşık olduğun çocuk elimde...Senle konuşmak istiyor hem."
"Ne!" Dünyam alt üst olmuştu.
"Leyla!"Mert acı çekiyordu. Biliyorum ama hayır olamazdı daha çok erkendi.
"Ne istiyorsunuz!Ne!"
"Biz sevdiklerini öldürmeyi istiyoruz.Şimdi sadece 5 dakikanız var son konuşmalarınızı yapın sonra acı ama gerçek olan ayrılığı sonlandıracağım."
"Alo Leyla!" Mert ağlıyordu.
" Mert..." Ben sadece bunu söyleye biliyordum.
"Leyla.Ben seni ölümüne kadar sevdim.Hani okulda ilk gördüğüm zaman sana şey demiştim hatırlıyor musun?"Mert'in sözünü kestim
"Her ne olursan ol ne kadar seversen sev,ne kadar değer verirsen ver,Hiçbir insan hiçbir zaman pes etmez..."
"Evet.Şimdi sana bu son sözlerim...Sakın ağlama sakın, üzülme sakın pes etme sakın, yıkılma...Leyla ben seni çok seviyorum...Bunu unutma.Leyla...Benimle evlenir misin?" Mert'in sözüyle şok oldum.
"Ne"
"Biliyorum bunu duymayı beklemiyordun.Çünkü sen o kadar güzelsin ki başka erkekler seni benden alacak bunu da biliyorum...Sana son kez soruyorum Leyla Yılmaz.Benimle evlenir misin?" Tüm gücümü toplayıp o cümleyi kurdum
"Seninle sonsuza kadar evet!"
"Ben sana ilk görüşte aşık oldum ama sana cesaret edipte söyleyemedim.Seni çok sevdim.Seninle tanışmaktan gurur duyuyorum.Savaş ve Gizem benim kardeşlerim.Hayatta bazen bırakmak zordur ama bazen hayat bunu gerektirir."
"Mert...Ben sana tüm yaşadığım zorlukları anlattım.Sende bana anlattın.Ben sana deliler gibi aşığım..."
"Leyla...Hoş çakkal!"
"Evet Leyla Sevgilini bir daha asla göremeyeceksin"
"Seni pislik herif!Senden nefret ediyorum!"
"Leyla sevgilini vuruyorum."Ve o kalbimi durduran ses silah sesi...
"Ah!"Mert'in sesi her şey bir saniyede olmuştu sanki.
"HAYIR!HAYIR!" Benim bağrışlarım tüm binayı inletmesi.Gizemlerin aşağı inmesi.Her şey o kadar kısaydı ki.Bitti ya bir an bitti dedim.Her şey kayboldu o canımdan sevdiğim Mert gitti.
"Leyla!Ne oluyor iyi misin?"
Benim bağrışlarım...Ve o son yıkılışım.
Hayat neydi be neden! Hani bir telefon bozulur tamir edilir.Ama eskisi kadar yeni olmaz...İşte benim hayatım o telefon gibiydi.Yıkılırım düzeltmeye çalışsalar eskisi kadar güzel olamam...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM OYUNU
Mystery / ThrillerYere düşersin canın çok acır.Biri kalbini kırar yine canın acır.Aslında senin ruhun acıyor...Bazen karanlığı sevmesek bile karanlığa alışır olduk.Bu hayatta en büyük hata kendi canından olan birisine güvenmek olur...Bu hayatta en büyük hatan kendi...