Ben mi kimim bilmem, galiba annesiz olan bir kızım ve çaresiz acılı bir kızım....Canım çok acıyor....Ve halada acıyor....Sevdiklerinizin kıymetini bilin kaybedince bir şey olmuyor sadece acı çekiyorsun ve tabi bu acı her yerinde oluyor...Ben bir oyun dedim öyle olmadı ben bir şakadır dedim yine öyle olmadı, ben neyim kimin kızıyım?Ne oldu bana?Pes mi edeceğim?Hayır....Pes etmeyeceğim.Bu savaşta tekim...Bir söz vardır;
Eğer gerçekten
güçlü olmak istiyorsan
tek başına savaşmayı
öğrenmelisin.
O an aklıma bu lafı getirdim.Bu savaşta tektim.Ama asla pes edeceğim anlamına gelmiyor.Evet annem öldü bunu kim yaptıysa bulup ben kendim öldürecekti.Kararlı ve korkusuz bir insanım ama sevdiklerime elleyen olursa beni daha iyi tanımamış anlamına geliyor....
Kendimi bir hastanede buldum başımda Mertler vardı bense onlara dolu gözlerle bakıyordum.... "Leyla iyi misin?" hepsi bana korkmuş şekilde bakıyordu. "Hayır...Hiç ama hiç iyi değilim.."
"Tamam Leyla acını anlıyoruz ama sakin kalmaya çalış" Gizem beni sakinleştirmeye çalışıyordu fakat çok geç kalmıştı.Kolumdaki seruma baktım. "Leyla tahmin edeceğim şeyi yapmayacaksın değil mi?"Gizem benim ne yapacağımı çok iyi biliyordu Gizem benim en yakın arkadaşım o kafasından geçeni yapmıştım.Kolumdaki serumu çıkarttım canım acısa da umurumda değildi. "Leyla yapma!"bana arkamdan sesleniyorlardı ama ben duymuyordum. "Leyla nereye!"Hepsi korkmuş şekilde bana koşuyorlardı ama ben onlardan daha hızlı koşuyordum.Mert benim refleksle kollarımı tutup kendine çevirdi.Çok nazikçe tutuyordu. "Leyla bana bak ve sakin ol!"Mert beni sakinleştirmeye çalışıyordu.Gizem gile gitmesi için kaş göz işareti yaptı. "Leyla şimdi sakin kal ve senle uğraşanı beraber bulalım ama şimdi şuradan bir iyileşip çık öyle yapalım tamam mı?"Mert beni sakinleştirmeye çalışıyordu bense ağlıyordum Mert sakinleşmem için bana sarıldı.Bende ona sımsıkı sarıldım. "Hadi gel.Odana gidip hemşire bir daha taksın bu serumu" Mertle yavaş yavaş odaya giriyorduk karşımda düşünceli duran Gizemle Savaş vardı... "İyi misin kanka?"Gizem korkmuş şekilde bana bakıyordu. "İyim...Ben çok özür dilerim sizi de boşu boşuna korkuttum" Savaş bana gülümsedi
"Oy oy sen bizimi düşündün."Savaş benim yanaklarımı sıkıyordu bense ona acı içinde gülmeye çalışıyordum.
(4 Saat sonra)
Evde sinirimden duramıyordum saat yediye geliyordu üçü de başıma bir şey gelir diye nöbet tutuyorlardı. "Kıza bak ya! Benim bile bu kadar korumam olmadı. Yazık bana" Savaşın esprileri yine beni güldürüyordu.Ama daha büyük sorunumuz var.Katil kim?Her şey sanki bir uçaktaymışım gibi hızlı geçiyordu...Ne yapsam zamanı geri alamıyordum...Sahi ya Gizemler kandıra bilirdim "Ben hava almaya çıkıyorum, eğer gelen olursa bir daha asla konuşmam onla"
"Leyla izin ver ben senle geleyim.."Mert bana acıyarak bakıyordu ama ben kararlıydım tek gidip tek halledecektim... "Hayır!Ben kendim giderim, asla beni takip etmeye kalkmayın canınızı yakarım!"hiç birinden ses çıkmıyordu.Ben montumu alıp dışarıya çıktım ne yapacağımı bilmiyorum kimdi ne için dışarı çıktım her şeyi unutmaya çalışıyordum ama olmuyordu....Arkamdan bir ses duydum Mert'in kokusu ve Mert'in sesiydi...Tahmin ettiğim gibi beni takip ediyordu ama ben fark etmemiş gibi yoluma devam ediyordum.Mert benim yaptıklarımı Gizemlere söylüyordu.Çok yakınımdaydı.Sonra bir an durup arkama bile bakmadan. "Mert saklandığın yerden çık çabuk!"ıssız bir sokakta durup Mert'e sesleniyordum.O sesini kesmiş beni dinliyordu ama ben arkamı bile dönmedim. "Mert çık yok-" derken Mert sözümü kesti "Tamam çıktım buradayım" Yavaş yavaş arkamı döndüm. "Beni takip ediyordun demi" Mert utanarak başını salladı. "Evet bana başka seçenek bırakmadın..Başına bir şey gelecek diye çok korktum" Mert çok korkmuştu yüzünden belliydi... "Tamam kızmadım.."Mert şok olmuş şekilde bana baktı "Ciddi misin?"
"Ciddiyim...Bende olsam bende korkardım" Mert bana gülümsedi.Bana sarıldı ve o şok cümleyi kurdu. "Leyla ben senin için her şeyi yaparım,ama sen yapma!"O an kalakalmıştım hala bana sarılıyordu.Ben şok içinde ne yapacağımı bilmiyordum..Sonra bana sarılmayı bıraktı. "Bana istediğin her şeyi anlat seni dinlerim.Ama kaçarak hiçbir şey yapamasın"
"Tamam şuradaki banka oturup anlatıyım."Mertle banka oturup sustuk.Ve o an içimden ağlamak geldi kendimi tutamayıp ağladım... "Niye ağlıyorsun?"ben Mert'e sarılıp hüngür hüngür ağlıyordum. "Mert" Sadece bunu diye biliyordum. "Efendim"
"Benim küçüklüğüm çok zor geçti...Her kez beni dışlıyordu"
"Neden?"
"Hiç kimse beni sevmiyor....Bana değer vermiyor bana hep ihanet ettiler ben çok çabuk güvendim ama beni kandırdılar.."
"Sen ne yaptın onlara?"
"Hiç bir şey yapmadım...Beni küçükken hep dövdüler....Ben savunmasız kaldım.Hiç bir şey yapamadım dövüldüm ama hiç kimseye anlatamadım bu yaşıma kadar...Arkadaşlarımdan işkence gördüm....Arkadaşım bir kere oldu ama beni sattı sonrada bana ihanet etti...Beni tuvalette sıkıştırıp dövdüler tuvalete kilitlediler ama galipte hiç kimseye anlatamadım...Korktum yapamadım...Her kez'in önünde benim günlüğümü okudular ama sadece ben ağladım savunmasız kaldım...Ben bu hayatıma kadar çok acı çektim yoruldum, bıktım, hep dövülen ben oldum.."Mert bana şok olmuş şekilde bakıyordu. "Bunların....Bunların hepsini sen mi yaşadın?"
"Evet. Her kez'in hayatını kolay zannetme her kesin acısı var, ama benimki küçükken belliydi... Hani bir şarkıda yazıyordu ya:Daha çok küçükken başladı dertlerim üstüme geldi kaçmadım,her kezi iyi birisi sandım aklıma gelmedi kötü oldukları, katlanıp her şeyi içime attım..."Mert bana acıyarak bakıyordu. "Ben...Senin böyle hayatın olduğunu bilmiyordum..."
"bilmesin tabi.Bir söz vardır bilir misin hep ağlayınca aklıma gelen bir söz:
"İnsanın yaşı ne olursa olsun ağlarken hep kimsesiz çocuktur..."
Özdemir Asaf
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM OYUNU
Misteri / ThrillerYere düşersin canın çok acır.Biri kalbini kırar yine canın acır.Aslında senin ruhun acıyor...Bazen karanlığı sevmesek bile karanlığa alışır olduk.Bu hayatta en büyük hata kendi canından olan birisine güvenmek olur...Bu hayatta en büyük hatan kendi...