Merhaba ben Leyla 18 yaşındayım.Ben Antalya'da yaşıyorum annem gil ise İstanbul'da yaşıyor.Ben biraz maddi durumu iyi olan bir aileye sahibim.Pek ailemin yanına gitmem aramız iyi değil, hep kavga ederler ve küçükken çok şiddet gördüm babam tarafından,ama yineden ona 'Baba' diyorum.Bende bu yüzden Antalya'ya taşınmaya karar verdim.
Bir villa'da oturuyorum. İki katlı bir villa.O gün arkadaşlarımla pijama partisi yapıyorduk.
6 kişiydik,Zehra,Mert,Gizem,Savaş,ben,Kübra vardı. Benim evdeydik ve çok eğleniyorduk.Zehra ile Kübra gitti. dördümüz kaldık. Ve o an elektrikler gitti.Aslında jeneratör devreye girmesi lazımdı ama girmedi.Şaşkın yüzlerle birbirimize baktık. "Jeneratör niye devreye girmedi?" dedi. Gizem korkmuş bir şekilde.
"Bilmiyorum galiba arızalı ben arayım bekleyin" ve tamirciyi aramaya başladım bir süre çaldıktan sonra açıldı "alo ben 1 hafta önce villa'ya taşınmıştım.Elektrikler gitti ve jeneratör devreye girmedi" adamla biraz konuştuktan sonra "arızalı olduğunu söyledi, ve tamircilerin geleceğini söyledi."Mert araya girdi. "tamam o zaman bugün burada kalalım." Mert emir veren bir kişi. Yani o dördümüzün biraz lideri gibi.Savaş biraz komik ve eğlenceli biri.Gizem anlayışlı biri.Ben nasıl biriyim onların gözünde bilmiyorum. "Tamam zaten bir sürü oda var.Hangi odada kalmak isterseniz kalabilirsiniz."dedim "E iyi o zaman ben tuvalette kalıyorum.Benle beraber kalmak isteyen var mı?" Savaşın lafına biraz güldükten sonra Gizem söze girdi
"Eğer Savaş tuvalette kalırsa bende kalırım."Savaş ile Gizem sevgili değiller.İkisi de birbirini kardeş gibi görüyorlar.Ve birbirlerine çok benziyorlar.Tam bir ikizler. "neyse Gizem sen benle yatak odasında uyu Savaş ile Mert büyük odada uyusunlar ne dersiniz?"Mert söze atladı
"Benim için uyar." ve her kez odasına çekildi. Ben gecelikleri mi giyip
yatağa yattım Gizemde yatağa yatıp bana bakarak dudaklarını araladı. "Mertle sen çok yakışıyorsunuz."sırıtarak yüzüne baktım. "hayır o sadece benim arkadaşım. Şu boş muhabbeti kesip uyur musun lütfen!" Evet biraz sinirlendim ama sinirim geçti. "iyi tamam tamam sustum." Saat 2 olmuştu, ben hala uyumamıştım.Ayağı kalkıp su içmeye giderken bir ses duydum, ayak sesi.Mert veya da Savaş uyanmıştır deyip su içmeye mutfağa gittim ve karşımda Mert vardı. "Selam ne yapıyorsun?"dedim. "su içmeye geldim. Sen ne yapıyorsun?"
"Bende uyuyamadım bir türlü."Bana gülümsedi biraz sonra konuşmaya başladı. "Galiba aynı kafadayız çünkü bende uyuyamadım."Ve o an bir ses geldi. Garip bir ses yukarıdan geldi. "Galiba birisi uyandı" Mertse şaşkın gözlerle bana baktı. "Hayır...bu cam sesi biri camdan girmeye çalışıyor."ve korku içinde yüzüne baktım.Beni eliyle arkasına itti ben korku içinde titriyordum.Ya elinde silahı varsa ya bizi vurursa ya Gizeme bir şey yapsa ben ne yaparım? Korku içinde Mertte dönüp "ya yukarıdakilere bir şey yaparsa!"Dedim. Mert beni sakinleştirmeye çalışıyordu. "hayır bir şey yapamaz.gel gizlice gidip kimin olduğuna bakalım.Ama sessiz ol." Mert sakindi.Bense çok korkuyordum.Yukarıya doğru çıkarken, her yeri simsiyah bir adam gördük. Dolapları karıştırıyordu.Başka odadaydı. "Gel Gizem'in yanına gidelim ve kapıyı kilitleyelim." "peki savaş ne olacak?" korkudan ölecektim sanki. "Ben onu uyandırıp buraya getireceğim sende Gizemi uyandır" kafamı tamam der gibi salladım.Gizemin yanına gidip kapıyı kilitledim.Ve Gizeme seslendim.
"Gizem...Gizem...Gizeeem!"ve sonunda pamuk prenses uyanmıştı. "Gizem kalk çabuk evde hırsız var!"Gizem uyku sersemliğiyle bana şaşkın gözlerle bakıyordu.
"Ne hırsızı?"ve o an sesiz bir şekilde kapı çaldı Mertlerdi. Kapıyı açtım karşımda uyku sersemi Savaş vardı. İçeriye girdiler. "E şimdi ne yapacağız?"dedim. "camdan atlayacağız" Mert'in lafıyla şok oldum. "nasıl atlayacağız?çok yüksek burası bir yerimiz kırılır." "polisi arayalım" dedi Gizem. "Telefon görebiliyor musun? Ben göremiyorum."Mert sinirle Gizeme söylendi. Evet ya, telefonlarımızda çalınmıştı of! "E şimdi ne yapacağız? camdan atlayacağız galiba" korkuyla Mert'e baktım "başka çaremiz yok adam yan odada hemen atlamamız lazım."ve her kez bu durumu kabullenmek zorun dalardı bizde aynısını yaptık.Üstümüzü değiştirmeden camdan atladık.Önce Savaş sonra Gizem atladı. Mertle biz birbirimize baktık "Eee atlıya bilecek misin Leyla?" biraz düşündüm galiba atlamayacaktım. "pek sanmıyorum atlayacağımı" Mert yüzüme bakarak sırıttı. "Peki... beraber atlamaya ne dersin?"anlamamış şekilde yüzüne baktım "nasıl?" "El ele tutuşarak atlayalım mı? hem korkunu da yenersin" Ve başka çarem yoktu atlamak zorundaydım.tabi kabul etmek zorundaydım.Elini bana uzattı el ele tutuştuk. "hazır mısın?" dedi.Bense hala korkuyordum. "yani pek değil" Mert dudaklarını araladı."Korkunun ecele faydası yok." dedi. Ve gülümseyerek ona baktım.Sonra nefes aldım gözlerimi kapatıp yavaş yavaş atlamaya hazırlandım.Kendime güvendim ve atladık.Sonra gülerek Mert'e baktım "cidden doğruymuş" dedim Mutlulukla. Ve kendimi tutamayıp ona sarıldım. "E şimdi nereye gidiyoruz."dedi Savaş. "galiba zıngadak kaldık ortada" dedi Savaş.Mertse düşünüyordu. "Benim bildiğim bir yer var, ama oranın yerini bilmiyorum.Ve tabi telefonlarımızda yok" ve çaresizce yere oturduk.şimdi ne yapacaktık? Nereye gidecektik? Nasıl güçlü kalacaktık?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM OYUNU
Tajemnica / ThrillerYere düşersin canın çok acır.Biri kalbini kırar yine canın acır.Aslında senin ruhun acıyor...Bazen karanlığı sevmesek bile karanlığa alışır olduk.Bu hayatta en büyük hata kendi canından olan birisine güvenmek olur...Bu hayatta en büyük hatan kendi...