bayramınız mübarek olsun aşklarım. dünden beri canım çıktı etlerle uğraşıyorum. İMDAT DİYE ÇIĞLIK ATACAKTIM EN SON.
ya ben sizi çok seviyom he siz nogerimin çikolatalı tarafı, lavivamın tam ortası, caramionun başı ve sonu, cornettonun en dibi gibisiniz benim için. hepiniziii çok seviyorumm iyi ki varsınız♡♡
bayram hediyesi olarak size mirayın ağzından bir bölüm yazdım. İlk tanışmalarını göreceksiniz bu bölümde. iyi okumlaarrr.
miray & jonathan
07.01.2020
Zorlada olsa fermuarımı kapatıp oda arkadaşıma döndüm.
"Tamam Emma en çok senin sevgilin var tamam. Artık konuşacağına lütfen kalk ve giyin. Geç kalacağız."
"Ah tanrı aşkına Mary senle hiçbir şey konuşulmuyor."
Defalarca kez uyarmama rağmen bana Mary demesine gözlerimi devirdim. Miray demek zormuş diye Mary diyordu hanımablam.
Yeni yıla gireli daha 1 hafta olmuştu ama yeni yıl partileri hala bitmemişti. Normalde gitmekten nefret ediyorum fakat gitmezsem bulaşıklar bana kalacaktı. Gerekirse bütün New York'u koşarım ama o şeylere dokunmam.
Zaten dalgalı olan saçlarımı kendi haline bırakıp son defa aynadan makyajıma baktım. Bu elbiseyi Naz'ın dolabından çalıp buraya getirmiştim. Eğer şuan giydiğimi öğrenirse beni parça parça keser.
Üstüme kabanımı geçirip Emma'yı beklemeye başladım.
"Nasıl olmuşum?"
İnce askılı ve mini düz lila bir elbise giymişti. Saçlarını yukardan sıkı bir at kuyruğu yapmıştı ve yüzünde eyelinerin ön planda olduğu bir makyaj vardı.
"Mükemmelsin. Artık çıkabilir miyiz?"
"Tamaam."
Eline küçük çantasını alıp yanıma geldi.
"Kimin evinde parti?"
"Austin'in."
"Cidden onun evine mi gidiyoruz?"
Austin kim miydi? Amerikan dizilerinde gördüğünüz kaslı ragbi takımının kaptanı olan o zorba çocuk Austin'di. Hayattaki tek başarısı hocaların gözde öğrencisi olmasıydı. Başka hiçbir şeyi yok. Oksijen israfı.
"Hadi ama Austin'i herkes sever."
"Emma çocuk zorba. Zorba. Neyini seveceğim onun?"
"O partiye gelmekten başka çaren yook."
Kabullenmişlikle başımı eğdim ve topuklularımın kemerini bağladım.
Yaklaşık 5 dakika içinde evden çıkmış ve kapının önünde bizi bekleyen ubere binmiştik.
Kısa süren yolculuktan sonra villaların olduğu sokağa gelmiştik. Büyük ihtimal sokaktaki en büyük ev partinin olduğu evdi. Hem boyut olarak diğer villalardan daha büyüktü hemde anormal büyük bir bahçeye sahipti.
Emma benim ödememe izin vermeden kartını okuttu ve araçtan indi. Peşinden bende inip yanına yürüdüm.
"Ne kadar güzel gözüküyor."
Normal partilerden çokda bir farkı yoktu görünüş olarak. Sadece bahçesindeki ağaçları sarı ledlerle sarmışlardı ve bu da tatlı bri görüntü oluşturuyordu. Ama evin camlarından taşan mavi ışık için aynısını söyleyemeyeceğim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Basketcim 🏀
ChickLitHer şey beden hocasından kaçarken onun dolabına saklanmamla başlamıştı. Ya da ben öyle sanıyordum. 🏀 Kapıya en uzak olan dolaba doğru koşmaya başladım. Dolabı açtığım gibi kendimi içine attım. Kapının gıcırtısını duyduğum gibi nefesimi tuttum. All...