Selamlar! Nasılsınız bakalım? Ben iyiyim teşekkür ederim.Umarım sizlerde iyisinizdir.Bugün söyleyeceğim bir duyuru yok o yüzden hemencecik bölümümüze geçelim
Neyse hadi çok uzatmadan yeni bölümümüze geçelim.İyi okumalar sizleri seviyorum ❤❤❤😚😚😚
Chionie'nin ağızından;
Kabus Perisinin yaptığı Kırmızı renkli sis gitmiş olacak ki boğazım yanmayı kesmiş,yavaş yavaş kendine geliyordu.Şiddetli bir biçimde öksürdüğümden dolayı gözlerim kapalıydı ama öksürmeyi yavaş yavaş kestiğimden dolayı gözlerimi açabilmiştim
Son kez 2-3 kere öksürdükten sonra gözlerimi tam olarak açtım ve etrafıma bakındım.Sıkıntıyla derin bir of çektim
Beni yine Hulunnu Ejderha Sarayının Taht Odasının,yıkık dökük olan hâline getirmişti
Cidden mi? Artık bu saçma salak Kabustan korkmadığımı bilmiyormuydu mu? Ben tam bunları düşünürken aniden durup dururken 'ya gerçekten de ben uyurken savaş çıktı da şuan Krallığım mahvoldu' diyen saçma sapan bir düşünce ile içimde garip bir korku yükseldi
Sonra bunun Kabus Perisinin bir oyunu olabileceğini düşünüp kendimi rahatlatmak ve korkunun bedenimi ele geçirmemesi için Krallığım hakkında pozitif şeyler düşünmeye başladım
Hem zaten ben uyurken savaş falan çıksa Saray ve Krallığım bir şekilde kendini korurdu,Krallığım o kadar savunmasız değildi.Geçen senelere göre kendimizi savunma konusunda daha fazla geliştirmiştik,yani Krallığım bundan önceki 17 sene boyunca Kral Mosrres sayesinde kaldığı güçsüz durumda değildi artık,dediğim gibi kendimizi geliştirmiştik.Hulunnu Ejderha Sarayında sayamayacağım kadar Asker vardı,Bunun yanında Kraliçe Tiamet,Büyücü Meadows ve Meadows'un Yardımcısı Brianna'da vardı
Krallığım ben uyurken güvendeydi ve ben az önce saydığım herkese güveniyordum
Soluma dönerek fözlerimi Gri renkli gökyüzüne çevirdim ve alayla bir 'hıh' sesi çıkardım ve gözlerimi tavana doğru diktim
"Gerçekten artık bu saçma sapan Kabustan korkmadığımı bilmiş olman gerek ayrıca ilk kez bana bu kabusu göstermen hiç hoş değildi"diyerek alaycı bir şekilde konuştum
"Evet,Elbette bu Kabustan korkmadığını biliyorum ama bunun aynı Kabus olduğuna emin misin?"
"Ne saçmalıyorsun sen?"dediğim anda arkamdan bir hırıltı sesi geldi
Hırıltı sesinin tanıdık gelmesi ile birlikte kalbimin atma hızı artarken yavaşça arkamı döndüm.Benden 15 Adım uzakta,yıkık dökük tahtın tam önünde duran ve panter gibi yere yüzükoyun bir şekilde duran Dylan'ı gördüm,Tırnakları uzamış ve saçları dağılmıştı.Her ne kadar sivri dişleri ortaya çıkmış olsa ve neredeyse o sivri dişlerini kıracak kadar sert sıksa da yüzünde o kadar acı dolu bir ifade vardı ki benim bile kalbimin acıyla çarpmasını sağlamıştı
"Dylan!"diye bağırarak üzerine doğru koştum ama Dylan sol kolunu uzatarak beni durdurmaya çalıştı
Ona tam 8 adım kala durmuştum.Dylan gözlerimin içine bakıyordu ve resmen gözlerinden iri iri gözyaşları akıyordu
"Chionie! Lütfen yanıma yaklaşma sana zarar ver-"diyemeden acı içerisinde bağırdı ve yere doğru düştü
"Dylan!"diye bağırdım ağlamaklı bir sesle.Bu kadar acı çekmesine dayanamıyordum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melez Prenses-3:Rüya Alemi
FantasyChionie'nin Antikleri yenmesinin üzerinden 1 sene geçmiştir.Bu sene içerisinde savaş olmadan rahat bir yaşam sürmüşlerdir ancak şu an 17 yaşında olan Prensesimiz yeni bir maceraya girecektir Ancak bu macera Manevi Dünyada değildir İluzyonlar Dünyas...