❄ Dostlar 🔥

155 17 1
                                    

Yeniden Selamlar herkese! Nasılsınız bakalım? Ben iyiyim teşekkür ederim.Umarım sizlerde iyisinizdir.Bugün söyleyeceğim bir duyuru yok o yüzden hemencecik bölümümüze geçelim

Neyse hadi çok uzatmadan yeni bölümümüze geçelim.İyi okumalar sizleri seviyorum 😚😚😚❤❤❤

Chionie'nin ağızından;

Pek uzun ve yorucu bir gün olmamasına rağmen Dylan'ın omuzuna başımı yasladığımda neredeyse uyuyacaktım.Bugün sadece Kristal Ejderha Şehirlerine gitmiş ve şehirleri sadece uzaktan izlemiştim öyle şehirlerin her tarafına veya her bucağına da gitmemiştim

Belki Ejderha Formum artık beni yoruyordur,ya da gördüğüm kabusun da etkisi olabilir bilemem.Ancak bildiğim bir şey varsa Dylan'ın yanında şu anda kendimi huzurlu hissetmem sanki üzerimden bir yük kalkmış ve şu an gökyüzüne yükseliyormuşum gibi hissediyorum

Yorgunluğun bir etkisi diye tahmin ediyorum.O kadar da zor bir şey yapmamıştım nasıl olsa.Hem yarın daha uzunu ve daha yorucu olanı vardı

Eğer şu an bunu sadece hissediyorsam yarın başımı yasladığımda direk uçuşa geçerim herhalde

"Chionie!"

Arkamızdan gelen ses ile ikimizde durduk.Duyduğum sesi her yerde olsa tanırım.Bu başımı Dylan'ın omuzundan hızlıca ayırmamı sağlamıştı.Gülümserken arkamı döndüm

Mollie elini havaya kaldırmış bir şekilde Lysbeth ve bir oğlan ile yan yana duruyorlardı.Mollie,Aura Formundaydı ve yusufçuk kanatları vızıldayan bir ses çıkarırken benim onu görmemle yavaşça elini indirdi.O da olduğu yerde gülümserken Dylan'ın kolunu bıraktım

"Mols!"diye sevinçle ciyakladım ve Mollie'nin üzerine doğru koşmaya başladım

"Chio!"dedi ve hızlıca üzerime doğru uçmaya başladı

Birbirlerini uzun zamandır görmeyen aşıklar gibi koştuk ve tam ortada sarılarak buluştuk.Kahkahalar eşliğinde birbirimizi döndürürken sımsıkı sarılmıştık

"Hangi rüzgar attı seni buraya? Ay! Çok özledim seni Mollie!"dedim sevinçle

"Bende seni özledim Chio'm benim! Canım benim!"

Uzun uzun,doya doya birbirimize sarıldıktan sonra ayrıldık ve birbirmize bakmaya başladık.Mollie resmen evrim geçirmiş gibiydi.Boyu bayağı uzamış,ve bedeni artık parıldayan başlamıştı.Gözlerindeki badem şekli sanki üzgünmüş gibi aşağıya doğru eğilmişti.Gökkuşağı olan saçları ise bir hayli uzamıştı ve bedeni gibi o da parlıyordu

Başında Kraliçe Litherrina'nın tacının aynısı vardı.Hani o tüm kafayı kaplayan ve rengarenk kristalimsi taşlarla süslenmiş olan garip tacı

"İnanamıyorum...Sen Kraliçe mi oldun? Bana niye haber vermedin? Gelirdim Mols"dedim taca dokunarak

"Ne? Ah! Yok yok,Kraliçe olmadım daha.Annem hâlâ başta ve merak etme sağlığı gayet yerinde.Benim gibi"dedi Mollie

Canım arkadaşım benim ya,Kraliçe Litherrina'yı soracağımı hemen bilmişti

"Amma da ayrılmaz ikilisiniz be.Bilseydim daha önce gelirdik"dedi Lysbeth alaylı bir ses tonuyla

Lysbeth'in üzerindeki Siyah renkli zırhı ile birazcık kasıntı dursa da rahat hareket edebildiği belliydi.Ona da sarıldım

Lysbeth ile sarılmamız bittikten sonra ise onların yanına duran oğlan çocuğuna döndüm.Dylan yanımıza gelmişti ve beni omuzumdan tutuyordu.Gayet sakin bir surat ifadesi vardı yüzünde

Oğlan bizim yaşlarımızda duruyordu.Oğlan esmer bir oğlandı.Saçları koyu kahverengiydi ve kısaydı.Gözleri ise çağla yeşiliydi.Üzerinde Toprak Ejderhalarının zırhı vardı.Zırhın açık renkli bir kahverengi olması onun Toprak Ejderhası olduğunu gösterir.Lysbeth nasıl Siyah Kristal Ejderhası ve üzerinde Siyah renkli bir zırh var ise Toprak Ejderhaları ise Açık kahverengi bir zırh giyerlerdi.Ancak bu oğlan kesinlikle bir Ejderha değildi.Olsaydı hissederdim

Oğlan,Dylan'a bakıyordu,Dylan'a baktım.Dylan bir canlının ruhundan onun ne tür bir varlık olduğunu bulabiliyordu.Dylan sinirli veya endişeli durmuyordu.Aksine sakindi

"Benim bir üst türüm o biriyle tanışmak çok güzel"dedi Dylan ve elini uzattı

Çocuk ise aynı şekilde ona doğru gülümsedi.Yanına yanaşıp ensesine bir şaplak attıktan sonra kendine çekerek saçlarını karıştırmaya başladı

"Evet,be adamım! Buralarda sırf Ejderha var be! Gerçekten bir Kil İblisi bulacağımı düşünmemiştim!"dedi çocuk sevecen ve çocuksu bir edayla.Anlaşılan Dylan'ı sevmişti

Dylan ise bu tarz olaylara alışık olmadığından garip bir biçimde gülümsüyordu.Kendini zorda olsa kurtardı ve karışmış saçlarını düzeltti

"Toprak İblisi göreceğimi bende beklemezdim"dedi

Bir Kil İblisi ve Bir Toprak İblisi...Resmen Dylan kendine arkadaş bulmuştu

Çocuk elleri belinde gururlu bir şekilde durdu ve sonra ise bana baktı.Aynı çoşku yüzündeydi,elini iki yana doğru açtı

"Seni de unuttuğumu sanma belleza" dedi

Son kelime zihnimde çınlarken aniden hafızamdaki bir mühür parçalanırcasına yok oldu ve Bir İlkokul anım yeniden can buldu

İlkokul Arkadaşlarım sadece Lysbeth ve Mollie ile bitmiyordu.Sınıfımızda bir oğlan çocuğu vardı.Adı Derek'ti.Derek bizimle yaşıttı ve Meksikalı olduğunu söylemişti.Fazlasıyla hiperaktif ve sevecen bir çocuktu.Diğer çocukların aksine Benimle,Mollie ve Lysbeth ile hemencecik arkadaş olmayı tercih etmişti.Okulun 3 ucubesi ile arkadaş olmak onun için pek iyi olmamıştı ama bizimle mutluydu.Bizi büyük olasılıkla, Toprak İblisi olduğundan dolayı ruhlarımızı hissederek arkadaş olmayı tercih etmişti.Peşimizden ayrılmayan ve gerektiğinde hem onun bizi koruduğu hemde bizim onu koruduğumuz bir çocuk olmuştu.Hepimizi mutlu etmeyi cidden iyi biliyordu

Üçümüze de sürekli belleza deyip dururdu.Anlamını sorduğumuzda "Güzellik olduğunu öğrenmiştik"

Çocuk ellerini iki yana açmış yüzündeki geniş gülümsemesi ile beni beklerken ona doğru sarıldım

"Derek! İnanamıyorum! Bu gerçekten sen misin?"

Derek elini çenesine koydu ve düşünüyormuş taklidi yaptı

"2009 ve 2013 seneleri arasında Northridge İlkokulunda, 1-4. Sınıfa kadar birlikte okuduğu, Bayan Maryland'in öğrencisi olan aynı zamanda Chionie White,Mollie Higgins ve Lysbeth De La Magica'nın arkadaşı olan Derek Castro'dan bahsediyorsan tam buradayım"

İlkokul okuduğum senelerden,Mollie'nin kullanmak zorunda olduğu sahte soyadına kadar herşeyi tam olarak bilen Derek'e daha çok gülümsedim ve ona kocaman sarıldım

Evet gerçekten de oydu! İlkokul Arkadaşım olan Derek!

"O kadar yılın ardından beni tanıdın ya Derek! Sana inanamıyorum!"dedim sevinçle

"Eee,Ben bir Toprak İblisiyim.Ben tanıdıklarımın ırkını bile hatırlarım"dedi Derek

Onun yanından uzaklaştım ve yine Dylan'ın yanına gittim

"Gelin,odamda daha rahat konuşuruz"dedim

Ve hep birlikte muhabbet sohbet ederek odama kadar yürümeye başladık.İçimdeki yorgunluk ise yeniden arkadaşlarımı görme sevinci ile yok olup gitmişti

...

Melez Prenses-3:Rüya Alemi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin