Selamlar! Nasılsınız bakalım? Ben iyiyim teşekkür ederim.Umarım sizlerde iyisinizdir.Bugün söyleyeceğim bir duyuru yok o yüzden hemencecik bölümümüze geçelim
Neyse hadi çok uzatmadan yeni bölümümüze geçelim.İyi okumalar sizleri seviyorum ❤❤❤😚😚😚
Chionie'nin ağızından;
Duyduklarımdan sonra biraz rahatlamak için Bahçeye çıkmıştım.Işık Söğütünün olduğu bahçedeydim.Hem Işık Söğütü hemde ufak nehrin tam yanına geçmiştim ve söğütün altında oturmuştum.Dylan'da yanıma hemen yerleşmişti
Yeni bir olay olduğu için şaşırmamıştım çünkü gördüğüm rüya her şeyi belli ediyordu zaten.Şaşırdığım olay ise bunun maddi dünyada değil tamamen manevi dünyada geçecek olmasıydı
Ve ben orası ile ilgili hiçbir şey bilmiyordum
Bacaklarımı karnıma çekmiştim.Kafamı ise bacaklarıma gömerken Ellerim ile dizlerimin biraz aşağısında tutuyordum.Tamamiyle ağlama pozisyonuna geçmiştim ancak ağlayacak halim yoktu her halde.Neredeyse 2 tane önemli olayı engellemeyi başarmıştım bundan korkup ağlayacak hâlim yoktu.Her şey çözülürdü illaki çözülürdü ama bu hafiften korktuğum gerçeğini örtemiyordu maalesef
Dylan'ın sırtıma yaslandığını hissettim.Sağ eli ile sırtımı okşarken bir yandan da üzerimde duruyordu
"Sen daha önce neler neler atlattın...Kral Mosrres ve Antikler.İnanıyorum ki bunu da başaracaksın hem yanlız değilsin,hiçbir zaman olmadığın gibi yine yanındayız,Ben,Lysbeth ve Mollie...Yine yanında olacağız tıpkı diğerlerinde de yanında olduğumuz gibi.O yüzden kendini üzme Prensesim,Buzul Kız.Sen güçlü birisin"
Hafiften kıkırdarken yavaşça doğruldum ve ona sarıldım.Ellerim boğazına sarılı bir şekilde ikimizde ağacın altında uzanıyorduk.Gözlerimi o aşık olduğum,siyah-gri karışımı gözlerine dikmiştim
"Yanımda olduğunuzu her zaman biliyorum"dedim sakin bir sesle
Bir süre boyunca sessizce böyle oturduktan sonra Dylan hafiften sinirle konuştu.Ancak sesi sinirden çok alaylı gibiydi
"Koskocaman evren içerisinde Rüya Alemine gidecek bir seni mi buldular Chio?"
"Gerçekten bende bilmiyorum,Dylan.Benim bırak rüyayı ilüzyon gücüm bile yok...Nasıl oraya gideceğim oradaki şeyleri kontrol edeceğim bilmiyorum bile"
Gerçekten o kadar İlüzyon,Rüya veya İmge gücü olan varken neden ben? Tamam Kraliçe olabilirdim ama beni aşan şeylerle uğraşmak biraz sıkıntılıydı
Chionie,Kral Mosrres ve Antikler'de seni aşıyordu onları nasıl yendin o zaman? Diye soracaksınız.Kral Mosrres ve Antikler maddi dünyada vardılar.Rüya Perisi ve Rüya Alemi ise manevi dünyada vardılar.Oranın kuralları ve buranın kuralları çok farklıydı
"Bir yolunu bulacağız...Meadows ve Kraliçe Tiamet mutlaka bize yardım edeceklerdir"
"Kraliçe Tiamet neye yardım edecek?"
Kafamı kaldırdığımda,Kraliçe Tiamet her zaman ki yeşil elbisesi ve kıpkırmızı saçları ile samimiyetle karşımızda duruyordu.Tacını 1 sene önce aldığım için artık başında bir taç yoktu.Samimiyletle gülümserken elinde bir kitap vardı yanımıza geçti ve oturdu.Zümrüt yeşili gözleri parlıyordu her ne kadar bedeni artık yaşlı olsa da.O ilk gördüğüm gündeki gençliği ve güzelliği yok oluyordu.Sanki 3 sene içerisinde 10 sene geçmiş gibiydi onun için
Ayrıca yavaş yavaş ölüme yaklaşıyordu.İlk karşılaştığımızda,yani ben daha 14 yaşındayken Kraliçe olacağım güne kadar yaşayacağını söylemişti
Kıpkırmızı saçları arasında ufak tefek beyazlar gözükmüştü ayrıca yanaklarında fazla olmasa da kırışıklıklar belirmişti.Bize doğru döndü ve 'Ne oldu?' Dercesine başını salladı
"Bu gece rüyamda,Rüya Perisini gördüm.Rüya Perisi bana eğer senin ve çevrendekilerinin rüyaları kabuslara dönüşürse bana haber ver dedi"
Kraliçe Tiamet'in gözleri açıldı ve elindeki kitabı sessizce yere bıraktı
"Bu bir uyarı,Meadows ile görüştünüz mü?"
"Evet,bana o söyledi Rüya Perisinin dediklerini"
Kraliçe Tiamet sessizce başını olumlu anlamda salladı sonra ise sol elini benim omuzuma koydu
"Bu konuda sana yardım edeceğim.Bundan emin olabilirsin"
Ona doğru sırıttım ve elimi elinin üzerine koydum
"Teşekkür ederim,Kraliçe Tiamet"
"Her zaman.Unutma Kraliçeler birbirleri ve halkı için varlar"
Dediği ile hafiften kıkırdadıktan sonra 30 dakikalığına bir sessizlik oldu.Kraliçe Tiamet elindeki kitabı okurken ben ve Dylan ise yeniden birbirmize sarılmış,hafiften esen sonbahar rüzgarını tadını çıkarıyorduk.Sabah olan soğukluktan daha iyiydi.Kraliçe Tiamet'in sıkıntıyla nefes verdiğini duydum
"Chionie...Sana önemli bir şey söylemem gerekiyor"
Ona doğru baktım.Yüzündeki sakin ancak bir o kadarda endişeli ifade beni şüphelendirtmişti.Ona doğru bakarken bir büyü yaptı.Elinde cam bir fanusun içinde siyah renkli yarı toz yarı sıvı hâlde bulunan uçan bir cisim belirdi.Cam fanusta sessizce uçan ve zarar vermeyen bir Lav Lambası gibiydi
"Bu şey,Mosrres'in bir parçası"
İçimde bir şeylerin hopladığını hissettim.Önce Rüya,şimdi ise Mosrres sırada ne vardı? Antiklerin geri gelişi mi? Dylan beni tutmuş kendine doğru çekerken Kraliçe Tiamet sakince konuştu
"Korkacak bir şey yok,Bu tamamiyle pasif bir parça yani kimseye zarar veremez vermek istese bile yapamaz çünkü onunla birleşecek ne parça var ne de beden"
Ona hafiften yaklaştım ve cam fanusun ucuna hafiften dokundum.Hiç beni takmayarak uçmaya devam etti
"Ama onu tamamiyle yok ettim.Antik Kraliçelerin gücüne karşı gelmek imkansız"
"Mosrres bir ruhtu,Ruhları asla tam olarak yok edemezsin ancak onları pasifleştirebilirsin.Bu onların daha tehlikesiz bir hâle gelmesini sağlar"
"Peki onunla ne yapmamı istiyorsun?"dedim sakin ancak ciddi bir sesle
"Onun korunmasını istiyorum...O...Benim erkek kardeşim"
Dylan ile birbirimize baktık sonra ise Kraliçe Tiamet'e.Tiamet sıkkın bir ifade ile bize doğru baktı
"Üvey"
Dylan sessizce 'Anladım' dedi sonra ise Kraliçe Tiamet'e ters ters bakmaya başladı
"Onun neden korunmasını istiyorsunuz ki? O Krallığınızı neredeyse yok ediyordu"
Kraliçe Tiamet ise istifini bozmadan karşılık verdi
"O benim erkek kardeşimdi.Ne olursa olsun onu seviyorum"
"Krallığınızın yok olması da buna dahil mi?"
Kraliçe Tiamet buna karşılık vermedi sadece sessizce cam fanusun içindeki Mosrres'in parçasına baktı.Dylan ise başka bir tarafa baktı ve konuşmayı devam ettirmedi
Kraliçe Tiamet'in yaptığı benim fikrimce doğru değildi ancak onun kararıydı
"Chionie? Onu koruyacak mısın? Hem zaten ben öldüğümde o da benimle birlikte ölecek"
Kraliçe Tiamet bana öyle çaresiz öyle hüzünlü bir şekilde bakıyordu ki içim hafiften parçalanmıştı.Her ne kadar istemesem de ve yok edilmesi tarafında olsam da ona yardım etmek istiyordum
Umarım bu kararından pişman olmam
"Onu koruyacağım Tiamet...Ne olur beni bu kararımdan pişman etme"
Tiamet hafiften sırıttı
"Pişman olmazsın merak etme.Dediğim gibi o pasif bir ruh artık kimseye zarar vermez"
Umarım,Tiamet...Umarım
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melez Prenses-3:Rüya Alemi
FantasíaChionie'nin Antikleri yenmesinin üzerinden 1 sene geçmiştir.Bu sene içerisinde savaş olmadan rahat bir yaşam sürmüşlerdir ancak şu an 17 yaşında olan Prensesimiz yeni bir maceraya girecektir Ancak bu macera Manevi Dünyada değildir İluzyonlar Dünyas...