Selamlar! Nasılsınız bakalım? Ben iyiyim teşekkür ederim.Umarım sizlerde iyisinizdir.Bugün söyleyeceğim bir duyuru yok o yüzden hemencecik bölümümüze geçelim
Neyse hadi çok uzatmadan yeni bölümümüze geçelim.İyi okumalar sizleri seviyorum ❤❤❤😚😚😚
Chionie'nin ağızından;
Yavaş yavaş gözlerimi açtım.İlk başlarda bulurlu olan görüşüm yavaş yavaş açılmıştı.Hâlâ uzanmış bir biçimde tavana doğru bakıyordum
Tıpkı bu Kabus olayları başlamadan önce geldiğim,Rüya Alemindeki odamdı.Yerimden doğrulduğumda aynı odada olduğumu anladım
Mor ve Morun açık tonlarını bulunduğu Rüya Alemindeki odamda.Daha yavaş hareket ederek ayağa doğru kalktım eğer hızlı hareket etseydim havada süzüleceğimi biliyordum
Etrafıma baktım.Gerçekten Rüya Alemine girmeyi başarmıştım.Uzun Mor renkli saçlarım hafiften süzülüyorlardı.Biraz daha dikkat edince fark ettim ki Mor renkli saçlarımın uçları beyazdı
Yerden bir homurdanma sesi geldi.Yere doğru baktığımda bambaşka birini gördüm
Bedeni Su yeşili rengindeydi,saçları ise boynuna geliyordu,Su Yeşili Bedeni benim gibi şeffaf ve birazcık parlıyordu.Boynuna gelen kısa saçları ise yeşilin koyu bir tonundaydı ve saçlarının uçları da benim saçlarımın uçları gibi beyazdı.Arkası dönük olduğundan yüzünü göremiyordum
Yavaş yavaş kalktı ve bana doğru döndü.Gözleri süt beyazı gibi bembeyazdı ama sadece süt beyazı olan tabaka vardı.Gözbebeği yoktu
Beni görür görmez geriye doğru sürünmek istedi ama her halde ilk gelişi olacak ki havaya doğru yükseldi.Panikle birkaç kez 'Ay ay' dedi ve sonra ise tıpkı benim yapmış olduğum gibi panikle kollarımı oynattı sonda ise yere yeniden oturdu.Gözlerini bana doğru dikti
Yüzünde öfke veya bana saldıracak gibi bir ifade yoktu.Aksine beni merakla inceliyordu
"Sen kimsin?"dedi bana
Sesi Dylan'ın sesiyle aynıydı.O zaman bu kesin Dylan'dı.Bu Mor odada olduğumuza göre biz Şu an Rüya Aleminin,Rüya Kısmındaydık,yani onun bir Kabus ya da bir çeşit Kabus yaratığı olmasına ihtimal vermiyordum
Ona doğru gülümsedim ve elimi göğüsüme yerleştirdim
"Dylan,benim Chionie"dedim
Kısa süreliğine bana şüpheli gözlerle baktı ama sonradan Gözlerini gözlerime dikti.İlk başlarda şaşkın olan ifadesi yerini neşeli bir ifadeye bıraktı ve sevinçle ayağa kalktı
Tabii buranın kurallarını bilmediği için direkmen üzerime doğru uçtu ve ikimizinde yere düşmesini sağladı
Ben yerde o üzerimde dururken,Dylan aniden ayağa kalktı ve yeniden hızlı hareket ettiği için havada hafiften süzülmeye başladı
"BU SAÇMA SAPAN YER NE BE?" Diye yüksek sesle bağırdı.Yavaş yavaş yere otururken
Yavaşça ayağa kalktım.Onun yanına doğru yürürken,yerdeki Su ufak tefek dalgalar yapıyordu.Tam yanına geldiğimde ise elimi uzattım
"Yavaş hareket et hayatım"dedim
Elimi tuttu ve onu yavaş yavaş ayağa kaldırdım.Benim gibi ayakta duruyordu ancak tıpkı benim gibi ayakları yerden 4 santim yukarıdaydı.Sol eli ile omuzumu tutarken,sağ eli ile elimi tutuyordu
Sanki bir bebeğe yürümesini öğretmişim gibi sesim heyecanlı bir şekilde çıkmıştı
"Aferin,hayatım.Aynen böyle"dedim
Dylan hafiften gülümsedi,derken etrafına bakmaya başladı.Her tarafı didik didik incelerken benimle konuşuyordu
"Vay canına...Burası da neresi böyle?"
"Birkaç gün önce Meadows'a garip bir yerde uyandım ve Rüya Perisi ile konuştuğumu söylemiştim ya.İşte burası o garip yerin başlangıcı"dedim
Bana doğru sanki çok saçma bir şey demişim gibi baktı
"Yani...Şu an Rüya Aleminde miyiz?"
"Evet,Kil Kafa!"dedim
Omuzumu ve elimi bıraktı ve yavaş bir biçimde çevrede dolanmaya başladı,Duvarlara,yere ve çevremize olan bulutlara doğru bakıyordu.Bulutlardan birine ellemek istedi ve onun için yere doğru uzandı
"Dylan du-"diyemeden yere yapışmıştı bile
Rastlantı mıdır bilmem ama ben buraya ilk geldiğimde ne yaptıysam Dylan'da aynısını yapmıştı.Biz bir ilk miydik yoksa buraya gelen herkes aynı tepkiyi mi veriyordu emin değilim
"Merak etme iyiyim"dedi Dylan ve başını kaldırdı.Bedeni yerde olduğundan,Çevredeki Su dalgaları,bir ileri bir geri gidiyor,odanın duvarlarına çarpıyordu
Dylan homurdanarak,yere oturmaya başladı.Kuğu gibi zarif adımlarla yanıma yaklaştım ve dizlerimin üzerine oturdum,Dylan ise bedenini inceliyordu
"Chionie? Benim bedenim neden Su Yeşili?"
"Keşke bilseydim...Rüya Aleminin bir özelliği her hâlde"
Dylan,olumlu anlamda kafasını salladı ve yavaşça ayağa kalktı.Bende onunla birlikte ayağa kalktım
"Doğru söylüyorsun,belki Rüya Perisinin buna bir cevabı vardır"
"Muhtemel"
Onunla birlikte kapıya doğru yürüdüm ve kapının kulpunu tutup çektim.Kapıyı açtığımda,Ufak heykelcikleri olan,kırmızı halılı merdiven direk karşımdaydı.Dylan kaybolmasın diye direk elini tutmuştum,iyi ki de yapmışım çünkü,Annesiyle alışveriş gezen 4 yaşındaki çocuklar gibiydi.Merakla etrafına bakıyordu
"Burası ise bahsettiğim yıkık dökük Saray"
Dylan bana bakmadan konuştu
"Burası cidden garip bir yer"
Kıkırdadım
"Daha fazla garipliğe hazır ol çünkü bunun son olacağını sanmıyorum.Her neyse Mollie,Lysbeth ve Derek'i bulalım"dedim
"Onlar yanıma gelecekler...Gel ve ilk baş beni bul"
Aniden çevrede yankılanan kalın bir erkek sesi ile birbirimize baktık.Bu ilk geldiğimdeki Rüya Perisinin sesiydi.Sanırım ben gittikten sonra benim anladığım dili öğrenmişti yoksa Meadows'suz buradan hiçbir şey anlamazdık
"Duydun değil mi?"dedi Dylan merak dolu bir sesle
"Duydum.Rüya Perisi bu"dedim
"Beni nerede bulacağını biliyorsun"
Aklıma ilk defa benimle konuştuğu Lambalı yer geldi.Orada olmalıydı
"Lambalı Yere gitmemiz gerek! Rüya Perisi orada!"dedim ve koşmaya başladım
"Lambalı Yer neresi?"
"Gelince görürsün,şimdi görmemiz gereken bir ruh var!"dedim
Ve son hız merdivenlerden yukarıya çıkmaya başladık
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melez Prenses-3:Rüya Alemi
Viễn tưởngChionie'nin Antikleri yenmesinin üzerinden 1 sene geçmiştir.Bu sene içerisinde savaş olmadan rahat bir yaşam sürmüşlerdir ancak şu an 17 yaşında olan Prensesimiz yeni bir maceraya girecektir Ancak bu macera Manevi Dünyada değildir İluzyonlar Dünyas...