Selamlar! Nasılsınız bakalım? Ben iyiyim teşekkür ederim.Umarım sizlerde iyisinizdir.Bugün söyleyeceğim bir duyuru yok o yüzden hemencecik bölümümüze geçelim
Neyse hadi çok uzatmadan yeni bölümümüze geçelim.İyi okumalar sizleri seviyorum ❤❤❤😚😚😚
Chionie'nin ağızından;
Tıpkı diğer günlerdeki mekanlarda yaptığımız gibi sırayla Bulut Duvarı'ndan geçtik.İlk önce Dylan geçti,Onun biraz ilerlemesini bekledikten sonra ben geçtim.Geçerken,Dylan sıkıntıyla oflamasını duydum.Evet,Mekan sıkıntılıydı anlaşılan
Bir zahmet sıkıntılı olsun değil mi? Sonuçta artık Kabus Alemine çok yaklaşmıştık yavaş yavaş tatlı ve huzurlu mekanların yerini rahatsız eden ve korkutucu mekanların alması gerekiyordu
'Umarım şimdi gideceğimiz mekan bizi fazla sıkıntıya sokmaz' dedim içimden ama Bulut Duvarı'ndan geçip sonunda 5.Gün ve 5.Ay olan mekana baktığım anda bende Dylan gibi sıkıntıyla ofladım
Çünkü karşımda şu an kocaman bir lav denizi duruyordu.Hayır,bir göl değil,bir akarsu hiç değil.Basbayağı Deniz! Lavlardan oluşan denizin üzerinde,yamuk yumuk,büyük küçük yuvarlaklardan oluşan kara parçaları vardı ve ne hikmetse bu kara parçalarının her birinin üzerinde çimenler vardı.Bu lavlarla kaplı mekanda bulunan ufak adacıklarda,yemyeşil ve canlı duran çimenlerin bulunması imkansızdı
Gerçi burası Rüya Alemiydi,bende neden burada mantık arıyorsam?
Çevredeki lavlar sebebiyle,Gökyüzü koyu kırmızı ve tonları ayrıca turuncu rengi arasında gidip geliyordu.Tıpkı güneş batarken oluşan gökyüzü gibiydi buradaki gökyüzü
Ancak batan güneşin oluşturduğu o kırmızı ve turuncu renginde olan gökyüzü insana huzur verirken,buradaki gökyüzü insana korku ve tedirginlik veriyordu.Belki bunda lavlarında bir etkisi vardı emin değildim
Uzun süre gökyüzüne baktıktan sonra arkamda bir hareketlenme hissedince arkama doğru döndüm.Mollie,Lysbeth ve Derek sonunda gelmişlerdi ve bakışlarından,onlarında burayı beğenmedikleri aşikardı
Lysbeth kollarını göğüsünde birleştirdi ve çevreye iğrenerek baktı
"Herşey tamam bir lali mekanımız eksikti,gerçekten Kabus Perisi,seçe seçe bu lavlı mekanı mı seçti?"diye söylendi Lysbeth
Bu esnada,Derek,Lysbeth'in yanından ayrıldı ve bulunduğumuz adacığın tam sonunda giderek yere oturdu sonra ise kafasını çevirerek hepimize baktı
"Madem ölmüyoruz o zaman yaralanmayız da değil mi? Yani ben elimi bu lavın içine koysam hiçbir şey olmaz değil mi?"dedi Derek ve sol elini havaya kaldırdı
O anda hepimiz onun ne yapacağını anlamıştık.Özellikle Lysbeth,tiksinti dolu bakışlarını kesmiş ve yerini şok içinde olan bakışlara bırakmıştı
"Derek! Bunu sakın yapma!"diye bağırdı Lysbeth derken Derek'in yanına doğru yürümeye başladı ve tıpkı düşen birini tutmak istermiş gibi elini uzattı ama Lysbeth,daha Derek'in yanıma bile gelemeden,Derek çoktan sol kolunu,dirseğine kadar lavın içine sokmuştu
Lysbeth,aniden olduğu yerde durdu ve ellerini ağızına götürdü.Korkudan tir tir titriyordu.Derek ise Lysbeth'e doğru gülümsedi
"Bebeğim,merak etme hiçbir şey hissetmedim,Hem bak!"dedi Derek ve kolunu çıkarttı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melez Prenses-3:Rüya Alemi
ФэнтезиChionie'nin Antikleri yenmesinin üzerinden 1 sene geçmiştir.Bu sene içerisinde savaş olmadan rahat bir yaşam sürmüşlerdir ancak şu an 17 yaşında olan Prensesimiz yeni bir maceraya girecektir Ancak bu macera Manevi Dünyada değildir İluzyonlar Dünyas...