Söylemeyi unutmuşum. Bir önceki bölüm için bir sürprizim var demiştim. Bazılarınız bir şeyler tahmin etmiş ama üzgünüm ona daha zaman var :)
Sürpriz Mehir'in gözünden yazılmış bir bölümdü. Bazılarınızın karakterlerin gözünden bölümler okumak istediğini biliyorum. Bu yüzden sürpriz demiştim. Bu bölümün de büyük bir kısmı Mehir'in anlatımından olacak.
İyi okumalar ❤
🍷 23. Bölüm 🍷Mehir Rosa Akay
"Sonuçta tatile mi gidiyoruz yani? Teşekkürler. Bu sıralar ihtiyacım olan tek şey buydu." İroniyle bana baktığında gömleğinin düğmelerini ilikliyordu.
"Ne yapabilirdim? Annen bir şeyler olduğunu anlamış. Ayrıca bu kadar önemsiyorsan başta düşünseydin Teoman." Yakalarını düzeltmeyi bırakıp bana döndü.
"Tek suçlu ben miyim yani?"
"Evet." Oturduğum koltukta omuz silkerek söylediğimde göz devirdi. "Gideceğimiz yere benimle birlikte mi karar verirsin yoksa ben mi seçeyim?"
"Sen seç."
Ceketini giydiğinde hazırdı. Her zamanki siyah takım elbiselerinden birinin içindeydi. Beyaz gömlek giymişti. Çünkü ben de siyah-beyaz bir elbise giymiştim. Sade de değildi süslü de... Zarifti, ağırbaşlıydı, bir akşam yemeği için yeterliydi.
Parmağımdaki yüzük giysi odamızın ışığında parlarken ayağa kalktım. Hazırdık.
Arabasını o kullanacaktı. Bu akşam için şoförüne gerek yoktu ama korumaya fazlasıyla ihtiyacı vardı. Arkamızdan bizi takip eden arabada silahlı adamlarımız vardı.
"Tatilden sonra eve dönmemiz gerekecek anlaşılan." Arabadaki sessizliği bozduğunda inanamadım. Oraya hiç dönmeyeceğimizi bile düşünmüştüm.
"Gelmemiz hataydı zaten. Üçüncü kişilere açık bir ilişkiye başlarken bizi gözetleyecek aile üyelerinin olduğu bir eve taşınmak saçmalıktan başka bir şey değil. Tabii Teoman Bey kendisine güvenmedi, karısının onu her an terk edebileceği riskini alamadı. Sonuçta battıkça da battı bu çukura."
Bir anda arabayı durdurduğunda öne savruluyordum ama emniyet kemeri sırtımı tekrar koltukla buluşturdu. Saçımı düzeltmek için koltuğun üzerindeki aynada kendime baktım. Direksiyonu sıkıyordu. Karşısında başka biri olsa çoktan silah çekeceğine emindim ama çok beklerdi çünkü başka biri değil ben vardım. Sinirliydi. En az onu umarsamadığım kadar...
Saçımı düzeltirken konuşmaya devam ettim.
"Sana bir hazımsızlık ilacı yazmamı ister misin? Benim gibi bir eşinin olmasının en iyi yanı acil durumlarda hayatını kurtarabilecek birinin hemen yanında olması."
"Mehir!"
Ona bakıp samimiyetsizce gülümsedim. "Efendim, canım?"
Hızlı bir nefes verip başını başlığa yasladı. "Bunu daha da zorlaştırman ikimizin de yararına olmaz. Ben de bayılmıyorum."
"O çiyana mı? Ee, aklın yolu bir sonuçta."
Sırf daha fazla sinir olsun diye söylediklerim onun sabrını zorladığında baş ve işaret parmağıyla burnunu sıktı. Ben de omuz silkip aynada son kez kendime baktım.
O bozulacak diye lafımı esirgecek değildim. Zorsa zordu. Ben katlanacak kadar güçlüydüm. Gerisi onun sorunuydu. "Bunu zorlaştıran ben değilim ayrıca. Yalan mı? Boşanmayalım, gitmek istediğimde engelleyecek biri olsun diye gelmedik mi malikaneye?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dip (+18)
Teen Fiction(+18) Elleri, duvara yaslanan kadının iki yanında durdu. Çenesi başının birkaç santim üzerinde duruyordu. Şekerli şampuanın kokusunu uzun zaman sonra ilk defa bu kadar yakından ve sindirerek içine çekiyordu. İkisi de kalbinin deli gibi attığını his...