Meral elini yüzünü yıkayıp nazlana nazlana gelip ''Yukarıda, mutfakta içsek olmaz mı?'' diye cevabı çoktan belli bir soru sordu. Aldığı tek cevap, ''Öffff! Hadi kızım ya.'' idi. Meral birkaç dakika içinde hazırlandı. Çokta zor olmamıştı çünkü kıyafetleri özensiz, saçı başı dağınıktı. Sıla'yı yaklaşık on beş dakika daha bekledi, sonrasında yurttan ayrılıp yakınlardaki kahvecilerden birine gittiler. Öğlen saatleri olduğu için çok kalabalık değildi, arka bahçesinde sadece iki masa insan oturuyordu. Kahvelerini alıp bahçeye doğru ilerlediler, Sıla tam bahçenin ortasındaki masaya oturdu. Haliyle Meral'de ona ayak uydurmuştu. Masaya yerleştikten sonra Sıla'nın ''Geçen Osmanbey'deki butikte çok güzel bir ayakkabı gördüm.'' cümlesiyle başlayan sohbet bazı ortak arkadaşlarının dedikodusuyla dakikalarca devam etti. Meral ilk geldiklerinde neşesiz ve isteksiz olsa da bir süre sonra sohbetin içinde kayboldu. Bir saate yakın süren bu sohbet ile kendine gelebilmişti, amiyane bir tabirle kafası açılmıştı. Kahvelerinin sonuna gelirken Sıla bir anda ciddileşti.
Cevap beklercesine, ''Meral, sana bir şey söyleyeceğim.'' dedi.
''Tabi, söyle.'' diye cevapladı Meral. Bir anda sohbetleri bu şekilde değişince içten içe de meraklanmıştı.
Sıla, Meral'e doğru yaklaşarak ''Evi buldum, hafta sonu ayrılıyorum yurttan.'' Meral içten içe üzülse bile aynı zamanda onun adına sevinmişti. Sadece ''Hayırlı olsun.'' diyebildi. ''Gel benimle kal.'' diye ekledi Sıla. Meral'in maddi durumundan dolayı karşı çıkacağını bildiği için ''Kestirip atma, ben zaten o kirayı her türlü ödeyeceğim. Hem sen yalnız kalmazsın hem ben...''
Karşı çıkmak istese de bir anda düşüncelere daldı Meral. Kimsenin ona yapmadığı iyiliği yapan bir arkadaşı vardı, bir yandan da insancıl mahcubiyeti. Aklına yakın zamanda yaşadıkları gelmişti, Meral'in ruhuna çok iyi geliyordu Sıla. Başlarda ufak tefek tartışmaları olmasına rağmen iyi niyetinden şüphesi hiç olmamıştı ama ağzından çıkan cümle ''Niye kendine yük arıyorsun ki?'' oldu.
''Ne yükü kızım, yalnız kalmak istemiyorum.'' cevabını verip ''Bak yine diyorum ben zaten o kirayı ödeyeceğim, ses oluruz birbirimize. Kötü ne var ki bunda?'' diye ekledi. Meral bir kez daha karışık düşünceler içerisindeydi. Aklında bu düşünceler döndü, döndü, döndü. Sıla bu güne kadar haksız çıkmamıştı. Belki de diye geçirdi içinden, bir anda ''Tamam'' dedikten sonra ''Ama'' diye devam etti. ''Bende kira ödeyeceğim.'' Sıla rahatlamış bir şekilde arkasına yaslandı. ''Tamam, paran olursa ödersin. O en son düşüneceğin şey olsun.'' Kahvesini eline alıp bir yudum alacakken ''O zaman yarın birlikte gidiyoruz.''
''Nereye?'' Diye meraklı bir şekilde sordu Meral.
''Nereye olacak, ev alışverişine. İşin bu değil mi senin?''
Yüzleri gülmeye başlamıştı. Sıla nelere ihtiyacı olduğunu sıraladı. Meral ise aklından geçenleri anlatmaya başladı çünkü evin dekorasyonunun çok iyi olmasını istiyordu. Onca zaman bir şeyler çizip karalamıştı ama pratikte hiç deneyimi yoktu. Bu sayede hem güzel bir tecrübe hem kendini deneme şansı eline geçmişti. Potansiyelinin farkında olmayan genç bir kadın için yeni fikirler doğurabilirdi bu proje. Belki de bu yaptığıyla geleceğini inşa edip edemeyeceğine bile karar verebilirdi. Estetik algısının doğuştan gelip sonradan kazanılamayacağına inanan taraftaydı Meral. Bunu görmesi için çok büyük bir fırsat değil miydi bu? Belki de her şeyin başlangıcı...
Zaman yine bu koşuşturmanın içerisinde akıp geçerken Meral alışveriş sırasında çok titiz ve seçiciydi. Bu nedenle alışverişleri beklediklerinden çok daha uzun sürmüştü. Neyse ki bir hafta içerisinde her şeyi tamamlayabilmişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Döngü
RomanceKendi hayatı için elinden geleni yapıp başarılı olduğunu zanneden bir kadın, çocuğunun geleceğini tayin etmek için çırpınırken başarısız olmuştur. Kızı da kendi hayatının benzeri bir döngüye girmiştir. Hatırlamadığı bir anne, sonradan değişse de ort...