Akşam yedi suları Uras gelip rezervasyon yaptırdığı restorana gitmek üzere Meral'i evinden almıştı. Yolda giderken Meral çalışmak istediğini ama alan konusunda kararsız olduğunu dile getirdi. Benimle çalış teklifinde bulunmuştu Uras.
''Uras, lütfen ciddi ol ya!'' bir yandan arabayı kullanırken Meral'e dönmüştü Uras.
''Ciddiyim zaten. Gel çalış işte, yaparsın bir şeyler.''
''Öyle değil, kariyerime olumlu yansıyacak bir iş istiyorum.'' Bu lafın üzerine Uras yola odaklanarak alaycı bir tavır aldı.
''Uras Batılı ile çalışacaksın, daha iyi bir referans olabilir mi?'' Meral Uras'ın onu iyice tiye aldığının farkında kendisini koltuğa vurarak yakındı.
''Hep dalga geç benimle. Sana niye söyledim ki zaten.''
Uras hiç istifini bozmadan gayet ılımlı bir tavırla ''Serra ile tanıştın mı sen?''
''Duydum ama tanıştık mı emin değilim.''
''Tanışırsın o zaman. Restorana önce bir gidelim. Orada konuşuruz bu konuyu.''
Restorana varmak için sadece birkaç dakikaya ihtiyaçları vardı. Meral'in tam olarak ne yapmak istediğini anlamaya çalışarak o mesafeyi de kat etmişlerdi. Aracı valeye teslim ettikten sonra birlikte restorana girdiler. Deniz manzaralı güzel bir balık restoranıydı, muhtemelen de saygın bir işletmeydi. Oturup siparişlerini verdikten sonra son defa Meral'e sordu; ''Nasıl bir iş istiyorsun?''
''Bölümümle alakalı olması lazım, bana bir şey katabilecek bir yer istiyorum.''
Meral'in bu cevabını duyduktan sonra yavaşça cebinden telefonunu çıkararak Serra'yı aramıştı. Meral'de o sırada kimi aradığını merak ederek Uras'ı izliyordu. Serra'nın telefonu çaldığı için şanslıydılar çünkü bu aralar çok meşguldü. Çok uzun sürmemişti ki Serra telefona cevap verdi.
''Efendim.''
''Serra, nasılsın canım?''
''Teşekkür ederim ama şımartıyorsun beni.''
''Tam olarak nasıl şımartıyorum seni?'' Aralarındaki bu sohbet birkaç dakika daha bu şekilde devam etti. Meral o an bomboş bir konuşmaya şahit oluyordu. Sipariş ettikleri yemeklerin gelmesi ile birlikte Uras muhabbeti bir anda değiştirmişti.
''Canım şuan kapamam lazım ama senden de bir ricada bulunacağım.''
''Söyle, sen kolay kolay bir şey istemezsin benden.''
''Bana bir mimarlık şirketi lazım, yardımcı olsana bana.''
''Olurum ama Mimarlık şirketiyle ne işin var senin?''
''Meral'i yerleştirelim, stajyer vesaire fark etmez. Güzel bir şirket olsun yeter.'' Daha önce Meral hakkında konuşmuş olacaklar ki ismini duyunca yadırgamamıştı Serra.
''O kolay, bir ara gelin bana. Bir arkadaşım var beni kırmaz. Hem Meral'le de tanışmış oluruz.''
''Çok iyi olur, ben Meral'i alıp uğrarım sana. Seviliyorsun.''
Bir yandan Meral'e eli ile onaylama işareti yaparken telefonu kapadı. Yemekleri çoktan servis edilmişti. Yemekle birlikte bu konu hakkında konuşmaya başladılar. Tek önemli soru Meral'in Serra ile görüşmek için ne zaman müsait olduğuydu.
''Salı gidebiliriz, bu hafta dersim yok.''
Uras sadece ''Tamam'' diyerek cevaplamıştı. Onun için çok önemli bir işi olmadıkça günün önemi yoktu. Yemeklerine Serra'nın tam olarak kim olduğuyla alakalı bir sorgulamayla devam ettiler. Ne yazık ki Meral'in yemek bitene kadar Serra hakkında tek öğrenebildiği Uras'ın eski bir dostu olduğuydu. Yüz yüze geldiklerinde birbirlerini daha iyi tanıma imkanı bulacakları için bu cevabı çok önemsemedi Meral.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Döngü
RomanceKendi hayatı için elinden geleni yapıp başarılı olduğunu zanneden bir kadın, çocuğunun geleceğini tayin etmek için çırpınırken başarısız olmuştur. Kızı da kendi hayatının benzeri bir döngüye girmiştir. Hatırlamadığı bir anne, sonradan değişse de ort...