Meral, Uras'ın ağzından çıkan kelimelerden ötürü çok tedirgindi bu yüzden içinde fırtınalar kopuyor olsa bile ona göstermemeye çalışıyordu. Uras ise işini gücünü bir kenara bırakıp adeta Meral'in özel şoförlüğünü yapmaya başlamıştı. Sabahları işe ya da okula bırakıyor işi bittiğinde geri gelip alıyordu. Olayın üzerinden iki gün geçmiş olmasına rağmen Meral rolüne devam etmekte kararlıydı. Bir akşam televizyon karşısında zaman geçirirken babasından kalan evde bulduğu fotoğraf ve kasadan çıkan yüzükleri hatırladı. Bir hışımla gidip çantasından aldı. Babasının annesi ile olan fotoğrafına karmaşık duygular eşliğinde dakikalarca baktı. Çantasındaki makyaj malzemeleri arasından küçük bir ayna bulup bir fotoğrafa bir kendisine bakmaya başlamıştı. Gözleri, dudakları, çene yapısı... Gerçekten annesine çok benziyordu. Tekrardan gözleri ıslanıp göz bebekleri titremeye başlamıştı. Evde annesine dair daha fazlasını bulabilir miydi? Aklında dönüp durmaya başladı bu soru. Bir anlığına kafasındaki sesleri bastırıp bez çantayı eline aldı. Onun için annesininkiler hariç içerisindeki diğer mücevherlerin hiçbir anlamı yoktu. Annesinin olduğunu tahmin ettiği yüzüklerin bulunduğu kutuyu eline alıp açtı. Taşlı olan yüzüğü sağ elinin yüzük parmağına takıp uzun uzadıya inceledi. Bir yandan da alyansa bakıyordu. Üzerinde belli belirsiz çizikler vardı, içerisindeki yazı ise silinmeye yüz tutmuştu. Uras'ın hediye aldığı kolyeyi boynundan çıkartıp ucundaki gümüş parçayı söktü ve alyansı zincire geçirdi. Yirmi küsür seneden sonra annesine ait bulduğu her şey onunla birlikte yaşamalıydı. Kolyeyi boynuna taktıktan sonra bez torbadaki diğer mücevherleri önüne dökerek incelemeye başladı. Pırlanta yüzükler, bir adet inci kolye ve farklı renk taşlarla bezeli birkaç çift küpe. Bunlarda annesine ait bir ipucu olup olmadığına bakarken Uras eve geldi.
Uras içeri girdiği gibi Meral ona seslenmişti. Uras yanına yaklaştığında ise anne ve babasının fotoğrafını ona doğru uzattı. Uras fotoğrafı alıp daha bakmadan Meral'e bir kolu ile sarılarak yanına oturmuştu. Uras fotoğrafa baktığı an aradaki muazzam benzerliği görmüştü.
''Güzelliğinin sebebi belli oldu.'' diyerek sıcak bir iltifatta bulunduktan sonra ''Nerden çıktı bu fotoğraf? Anneni hiç görmediğini anlatıyordun.'' diye meraklı bir şekilde sordu.
''Evde buldum.'' daha cümleyi söylerken aklına oraya tekrar gitmesi gerektiği geldi. ''Elektrik olmadığı için her yere bakamadım. Yarın ya da öbür gün hava aydınlıkken benin götürür müsün?''
''Meral, sadece istediğin zaman söyle. Şu an senden önemli hiçbir işim yok.''
Eve gitmek için Uras'tan söz aldıktan sonra kasadan para ve bir defter çıktığını da söyledi. Konuşması sırasında çantasından defteri çıkarmıştı bile. Defter elindeyken yarın Uras'a parasını geri vereceğini söyledi. Uras geri istemediğini anlatmak için elinden geleni yapmıştı ama yine başarısız olup ''Nasıl istersen öyle yap'' diyerek bu konuda son sözünü söylemişti. Bir yandan da gözü elindeki deftere takılıp duruyordu. ''Defterde ne yazıyor?'' diye sordu.
Meral ''Daha bakmadım, ilk defa açıyorum.'' dedikten sonra kapağını araladı. İlk beş sayfasında her hangi bir yazı bulunmuyordu. Yavaş yavaş sayfaları çevirirken bazı tarihlerin yazdığını gördüler. Birkaçına baktılar fakat bir anlam ifade etmiyordu. Daha sonraki sayfalarda ise bazı hesaplar vardı. Bazı rakamlar ise tarihlerle birlikte yazılmıştı. Uras'ın aklından alacak verecek hesabı olduğu geçti. Biraz daha incelediklerinde Bülent ve bazı kişiler ile para alışverişi yaptığına dair düşüncelere kapıldılar. Bülent'e ait olan tarihler babasının kaybolduğuna yakın bir zamana takrip ediyordu fakat market defteri tarzında doldurulmuş olduğu için daha fazla incelemeye gerek görmeden kapayıp bir kenara kaldırdılar. Gecenin ilerleyen dakikalarını ise romantik müzikler eşliğinde huzurla geçirdiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Döngü
عاطفيةKendi hayatı için elinden geleni yapıp başarılı olduğunu zanneden bir kadın, çocuğunun geleceğini tayin etmek için çırpınırken başarısız olmuştur. Kızı da kendi hayatının benzeri bir döngüye girmiştir. Hatırlamadığı bir anne, sonradan değişse de ort...