"Hyunjin olduğumu sandı gerizekalı. İşte böyle infazcı, öldüreceğim seni..."
- 🦇 -
Vampir dişlerini boynuna geçirdiğinde bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı Yongbok. Çok sertti ve Hyunjin onu böylesine sert ısırmamıştı hiç bir zaman. Sanki öldürmek için geçirmişti dişlerini. "H-hyunjin.. sen o değil-"
Vampirin dişlerini daha sert geçirmesiyle duraksamıştı. Kanını emmeye koyulduğunda onu uzaklaştırmaya çalıştı ama bıçağını çıkaramamıştı. "Geber Lee Yongbok!" Yeji bağırdı onun boynunu kavrayarak, Yongbok onun sesini tanımıştı.
Acıyla gözlerinden bir kaç damla yaş süzülürken Yeji sırıtıp onu öldürmeye hazırlandı. Ancak dişlerini geçirdiği anda kendinden daha güçlü birinin Yongbok'u kollarının arasından çekmesiyle işi yarıda kalmıştı, bu Hyunjin'di. "Şimdi bu köyden defolup gitmezsen bir daha yüzümü göremezsin!" Dedi sinirle. Yeji saniyeler içinde ortadan kaybolmuştu.
Yongbok'u bıraktı ve kendi de ormanın içine koştu. Yongbok onu bulduğunu bilerek peşinden koştu ve bağırdı. "Gitme!" Derin bir inleme sesi duymuştu. Sesin geldiği yöne doğru ilerledi ve onu gördü, acı içinde kıvranan canavar formundaki vampiri. Bu defa Hyunjin olduğuna emindi çünkü boynunda zümrüt kolye vardı. Elini onun omzuna koydu. "İyi misin?"
Geri çekti kendini Hyunjin. Yongbok daha da yanaştığında bağırdı. "Boynunu temizle ve uzak dur benden!"
Onun böyle kıvrandığından anladığı kadarıyla açtı. Onun dediğinin aksine daha da yaklaştı ve boynundaki yaranın burnuna kokmasına izin verdi. "İhtiyacın varsa geri durma..."
"Yapma Yongbok.." diye geçirdi içinden Hyunjin ama onun kanının kokusu içine işliyordu sanki. Ağlayacaktı çağresizlikten ama sonuç olarak kendine eğilmiş olan bedeni kolları arasına alıp dizlerinin üzerine oturmasını sağladı ve Yeji'nin açmış olduğu yaraya dişlerini geçirip yavaşça emdi onu. Yongbok bebeğini aldırdığı için gerilememişti Hyunjin yoksa hayatta emmezdi onu. Ya da o öyle sanıyordu.
Onu yeterince zorladığını hissettiğinde dişlerini geri çekti ve kokladı onun boynunu. Özlemiş miydi sanki biraz bu kokuyu? Yongbok'un gözlerini kısıp ellerini karnına götürmesiyle kaşlarını çattı ve elini onun karnın üzerine koyup, küçük bir şişkinlik hissetmesiyle sordu. "S-sen bebeği aldırmadın mı?"
"Hayır, aldırdığımı nerden çıkardın?"
"Seungmin aldıracağını söylemişti." Hyunjin'in dediği şey ile burukça gülümsedi Yongbok. "Seungmin konuştu ve ben sustum. Bebeği aldırmamı söyledi ama ben aldıracağımı söylemedim. Sırf o söyledi diye neden kendimle ilgili verdiğim önemli bir kararı değiştireyim?"
"Verdiğin karar.. o bebeği doğurmak mı?" Diye sordu Hyunjin formu tekrar değişirken. Yongbok aylar sonra gördüğü bu yakışıklı yüz ile bir süre duraksamıştı. Onun birden değişmesi nefes kesiciydi. Gözlerini ondan ayırmadan yanıtladı sorusunu. "Kararım onu doğurduktan önce ve sonrasında yanımda olmandı."
"Neden yanında olmamı istiyorsun Yongbok? Benden hoşlanmıyorsun. Tek gerekçe karnındaki bebekken yanında kalmam mantıklı mı? Sen insansın ve ben bir vampirim, uyumlu değiliz. Şuan burada konuşuyor olmamız bilr saçmalık." Dedi Hyunjin. Karşılığında Yongbok hafifçe gülümsedi ve ellerini Hyunjin'in omuzlarına yerleştirip ekledi. "Biz uyumlu değiliz ama seni ne zaman görsem aklımda olan tek şey karanlık bir odada seviştiğimiz. Başka vampirler gibi aklımda kalan şey seni daha kolay nasıl öldürebileceğim değil, o gece.."