22. bölüm

1.1K 119 166
                                    

"Hasta olan o değil Felix, sensin. Kanınla onu zehirliyorsun."

- 🦇 -

"Bebeğini aldıkları zaman hem tecavüze uğradığını, hem de ormanda koşturup eski bir evde uyuduğunu söylemiştin, o zaman organların feci şekilde enfeksiyon kapmış, her ne kadar tedavi görsen de o pis kanı vücudundan atamamışsın. Bu bebeğini etkilemez ama hamileliğini etkiler, şimdi bebeği alsak bile geleceğini de etkiler. Ama en çok direkt senin kanınla beslenen Hyunjin'i etkiler. Zehirli kan ona zarar verecek."

Yeosang'ın konuşmasıyla yerinden kalkmadan "Öyleyse bebeği aldırmayacağım." Dedi Yongbok ve Hyunjin'e dönüp ekledi. "Senin içinse başka bir yol var."

Hyunjin kaşlarını çattı. "Neymiş başka yol?"

"Birini işaretleyip onun kanıyla besleneceksin."

"Saçmalama. Bir başkasının bedenine dokunamam ben."

"Ama yapmak zorundasın! Öleceksin Hyunjin."

"Ne olmuş yani?! Doğumda ne olacağını bilmediğimizden zaten ikimizin de yaşama ihtimali yüzde elliydi."

"Göz göre göre sıfıra inmesine izin veremem! Söz dinle!"

"Asıl sen burnunu sokma hayatıma! Can benim canım değil mi?!" İkili gergince birbirlerine bağırırken, Yeosang Seungmin'e bakıp gidelim anlamında kaşlarını kaldırdı ve çıktılar evden. Şimdi Hyunjin ve Yongbok evde baş başaydı.

"B-burnumu sokmayayım... öyle mi?" Yongbok zaten stresliyken bir de Hyunjin'in tavrıyla gözleri dolarken konuştu. Yalnızca kendisi yüzünden başına kötü bir şey gelmesini istemiyordu.

"Neyi ima ettiğimi biliyorsun. Sonucu ne olursa olsun ben sevmediğim birine dokunup, herhangi birinin kanına muhtaç olmayacağım." Dedi Hyunjin. Buna karşılık Yongbok koltuktan kalkıp yatağa, onun yanına oturdu ve elini onun yanağına koyarak ekledi. "İnat etme lütfen. Başından beri kanıma bağımlı olmanı isteyen bendim, beni defalarca uyarmıştın ama ben hep yanında olacağımı söylemeye devam ettim. Yanımda olsan bile benim kanımı içersen ölürsün, temiz kana sahip birini işaretle Hyunjin."

Yongbok'un sözlerine karşılık gözlerini iyice açtı Hyunjin. "Kanın zehirli diye ölecek miyim?!" Dedi ve elini onun ensesine koyup sertçe kendine çekerek dudaklarını dişleyip emdi. Ardından ayrıldıklarında sertçe yutkunup ekledi. "Dudaklarındaki de mi zehirli?! Öyleyse de umrumda değil. Ben sadece bu kadarıyla yaşayabilirim."

"A-ama-"

"Aması yok. En azından bana bir başkasıyla yatmamı söyleme. Yapamam çünkü." Dedi Hyunjin, çok net bir şekilde reddetmişti onun fikrini. Yongbok başını mahçupça yukarı aşağı sallayınca da biraz önce onun kanattığı dudaklarını nazikçe öptü ve bir daha bu konuyu açmaması için uyardı genci.

-
Aradan 2 ay geçmiş ve Yongbok'un karnı iyice büyümüştü. Hyunjin'se bu süreç boyunca iyice bitkin düşmüştü. Çok gözle görülür bir etki yoktu üzerinde ama uzun süredir aç olduğu belliydi. Yongbok gibi dikkatli bakmayan anlayamazdı yine de.

Yongbok bir süre elindeki neredeyse tamamı dolu olan şarap kadehine baktı ve arkadaki karanlık bebek odasına adımlayıp ekledi. "Yeosang hyunga kontrole gideceğim. Karşıya geçmeme yardım eder misin? Bir de tadına bakmak için şarap koymuştum, bunu benim yerime bitirebilir misin?"

VAMPIRE IS A THIEF/ HYUNLİX Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin