❗smut var❗
"Bana kanını ver Lee Felix Yongbok..."
- 🦇 -
"H-hayır.." dedi Yongbok. Afallamıştı çünkü Minho Jisung'u öldürdüğünü söylemişti. N-neden burada...
Jisung dişlerini kendine doğru yaklaştırdığında son anda Hyunjin gelmiş ve Yongbok'u onun elinden kurtarmıştı. "Bu Han Jisung değil mi?"
"O ama Minho hyung onu öldürdüğünı söylemişti." Dedi Yongbok. Biraz yakından bakınca Jisung'un fazlasıyla yıpranmış olduğunu görebiliyordu. Meraklanmıştı dolayısıyla hiç bir şey söylemeden Hyunjin'in kolundan tutup ambardan dışarı çıktı ve kapıyı kilitleyip her şeyi eski haline getirdi. Ardından evine geri döndü. "Ne iş çeviriyorsun Minho hyung?" Dedi kendi kendine.
"Onu öldürmeyecek misin?" Diye sordu Hyunjin. Yongbok başını reddederce sallamıştı. "Minho hyungun neden yalan söylediğini bilmeden öldüremem. Eminim bir gerekçesi vardır."
"Sen öyle diyorsan.." dedi Hyunjin ve tekrar Yongbok'un yatağına oturdu. "Ee ne diyorduk en son?"
"Hatırlamıyorum." Dedi Yongbok ve çekingence Hyunjin'in yanına, aralarına biraz mesafe bırakarak oturdu. Hyunjin hafifçe sırıtarak onu yanına çekti. "Hatırlatmamı ister misin?" Sıcak nefesi tekrar onun boynuna temas ediyordu. Tam tekrar dudaklarını boynuna götürdü ki Yongbok konuştu. "Sen de hissediyor musun?"
"Neyi?"
"İçim gıdıklanıyormuş gibi, çok sıcak, kurtçuklar miğdemde geziniyor gibi, hamilelik böyle mi hissettiriyor?" Yongbok'un dediğiyle sessiz ve kısa bir kahkaha attı Hyunjin. "Neden gülüyorsun?"
"Yalnızca pipin kalkmış Yongbok." Dedi Hyunjin. Yongbok gözlerini açmıştı. "N-ne olacak?"
Hyunjin bir kez daha güldü ve dudaklarını onun boynundan, köprücük kemiklerine doğru indirmeye başladı. Anlam verememişti Yongbok. "Ne yapıyorsun?"
"Şimdi o kurtçukları uyutacağım." Dedi Hyunjin ve işine devam etti ama Yongbok onu tekrar durdurdu. "Böyle yaptığında daha çok kıpraşıyorlar ama."
"Öyleyse serbest bırak." Dedi Hyunjin Ve Yongbok'un üzerindekini Uğraşmadan tek hamlede yırtıp, boynunda gezdirdiği dudaklarını sırtından aşağı doğru indirmeye devam etti. "O zaman düzgünce yapalım mı?" Dedi Yongbok ve dönüp Hyunjin'in dizlerinin üzerine oturdu.
Başta Hyunjin'in dudaklarına baktı. Yaklaşmak istedi ama daha dudakları birbirine değmeden Hyunjin gözlerini kaçırıp bu defa dudaklarını onun göğsüne götürdü ve göğüs ucunu dudaklarının arasına alıp sertçe emdi.
Bir süre orada oyalandıktan sonra elini onun kalçalarına yerleştirip Hızlıca sıyırdı belinden pantolonunu. Başını kaldırıp Yongbok'la göz göze geldiğinde bir süre onun kızarık yanakları ve baygın bakışlarını izledi ardından hafifce sırıtarak ekledi. "Bu kadarı yeterli değil mi senin için?"
"N-neden ki?" Yongbok Kısık bir sesle konuşnca Hyunjin gözlerini aşağı çevirip yanıtladı. "Sürtünüyorsun Yongbok..."
Yaptığı şeyi farkettiğinde utanmıştı Yongbok ama şimdi durmanın kendini rahatlatmayacağını biliyordu. Elini Hyunjin'in kemerine götürdü ve çözdü hızlıca. Ardından fermuarını da açtıktan sonra onun dışarı çıkmasına izin verip biraz daha yaklaştı ona. Onu deliğine sokmaya çalışmıştı ama becerememişti. İstediği şeyi beceremedikçe utanıyordu da dolayısıyla utanç onun yanaklarına yansıyordu.