18. bölüm

1.2K 125 125
                                    

"Değil..."

- 🦇 -

"Yang Jeongin, benimle gelir misin?" Changbin ormanın yakınlarındaki evin kapısını tıklatıp, genç adam kapıyı açınca konuştu. Ardından soru sormasına müsade etmeden kolundan tutarak kendi evine doğru götürdü genci. Evleri yakındı.

O daha ne olduğunu anlamadan genci evin bodrumuna soktu ve Yerde yatan Hyunjin'e bakarak ekledi. "Yongbok'a mektup gönderip olanı biteni anlatalı 3 gün oldu ama o gelmedi. Ya sen Hyunjin'e göz kulak olurken ben gidip Yongbok'u getireceğim, ya da ben burada kalacağım ve sen gideceksin."

"Bekle, ona ne oldu? Bitkin görünüyor."

"Onu bir kaç gün önce buldum. 2 ay boyunca kimsenin kanını içememiş. Hayvan kanıyla beslenmeye çalışmış ama işe yaramamış. Birisinin kendisini bayıltıp koynuna bir kadın soktuğunu söyledi ama kim olduğunu görememiş, daha sonra bu fotoğrafların Yongbok'a ulaştığını öğrendim. Bir şekilde birisi arkamızdan plan yapıyor ve Yongbok'u Hyunjin'e karşı doldurmaya çalışıyor. Her neyse tekrar zarar görecek ve bundan öte Hyunjin ölmek üzere. Nefes bile almakta zorlanıyor." Changbin'in açıklamasıyla bir süre sessiz kaldı Jeongin ardından Hyunjin'in yanına adımlayıp ekledi. "Sen gidersen dinleyecektir. Ben ona göz kulak olurum."

Bunun ardından Changbin hemen çıktı evden. Gidebileceği en hızlı şekilde ilerlemeye çalıştı ama yine de o varana kadar hava kararmıştı. Daha önce mektubu gönderdiği eve gitti ancak içeride kimse yoktu. O sırada posta kutusundaki mektupları gördü, ve karşı evdeki tanıdık yüzü. Mektupları okuduktan sonra hızla karşı eve gitti ve sertçe tıklattı kapıyı. "Yongbok, benim! Seo Changbin."

"Kapıyı açmadan önce beni dinle." Dedi Jaehwan koltuğa oturup. Bu sırada kapıyı açmak için ayağa kalkan Yeosang adımlarını durdurdu. Yongbok'tan onay istedi ve onun vermesiyle kendi de oturdu.

"Lee Hongbin seni ikna etmek için Changbin'i göndermiş olmalı. Sana 2 aydır mektuplar gönderiyorum ve bana güvendiğinden emin değilim ancak kulak asmalısın. Hyunjin'i aştığını umuyorum. O bugün güle oynaya ülkeyi terk etti. Açıkçası artık seni yanıma almak istiyorum. Çünkü Hongbin'in buraya gelmeyeceğinden bile emin değiliz." Dedi Jaehwan. Yongbok arada kalıp bir şey söyleyemezken Jongho kaşlarını çattı ve konuştu. "Hwang Hyunjin güle oynaya gittiğine göre son günlerde turp gibiydi, değil mi?"

"Evet. Yani sanırım. Onu çok iyi gördüm." Jaehwan'ın dedikleriyle başını onaylarca salladı Jongho ardından bir kaç dakika sonra dayanamayıp dışarı çıktı ve çöpü karıştırmaya başladı. Şanslıydı ki buruşturup attığı kağıt hala ordaydı. Eline aldı ve okumaya başladı.

"Hyunjin ölüyor Yongbok ve tahminim üzerine biri seni kandırmaya çalışıyor. Durumlar sandığın gibi değil, Hyunjin seni çok seviyor ve sen de onu seviyorsun. Ancak o ölürse senin de düzgünce yaşayamayacağını biliyorsun değil mi? Hemen köye dönmelisin yoksa şuan senin için de, yanında olan kişiler için de kötü olacak. Gelirsen seni koruyacağıma söz veriyorum, kendine ve sevdiğin adama bu zararı verme. Birlikte olmak için koca bir köyü yakmanız gerekti, unutma."

Jongho mektubu okurken Changbin arkasından ona yaklaştı ve konuştu. "3 gün önce gönderdiğim mektup olduğunu söyleme sakın."

"İçimde içerideki adamın bizi kandırdığına dair kötü bir his var." Dedi Jongho. Buna karşılık Changbin panikle "Jaehwan burada mı?" Diyerek kapıya yöneldi ki Jongho durdurdu onu. "Bekle, Felix o Hyunjin diye bahsettiğiniz kişiyi umursamadığını söyledi. Ölse bile."

VAMPIRE IS A THIEF/ HYUNLİX Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin