2||Küçük tatlı kardeşim olacak mısın||

599 74 61
                                    

Hyunjin gözlerini akıl hastanesinde açmayı beklemiyordu. Ailesinin katili Jisung önce Hyunjin'in yaralı kolunu ameliyat ettirmiş ardından Hyunjin'in bilinci gelene kadar polislere bir ton yalan söyleyerek, kendisine ait olan akıl hastanesinden de adamlarına Hyunjin için sahte bir deli raporu hazırlatmış ve Hyunjin'i dediğini kanıtlarcasına hastaneye hapsetmişti. Neden yapmıştı bunu? Jisung'un aklında Hyunjin için ne gibi planlar dönüyordu?

Koridorda direndikten sonra vücuduna verilen sakinleştirici iğneyle tekrar bilinci kapandı ve birkaç saat daha uyudu Hyunjin. Bu yerde kimse ona inanmıyordu.

Gözlerini araladığında başucunda Jisung'u buldu. Nefretle bakmıştı ona. Uyansa bile sakinleştiricinin etkisini hala hissediyordu, kolunu kaldıracak gücü bile yoktu. Halbuki yumruğunu geçirmek istemişti yanında oturan bedene.

Jisung onun uyandığını fark edince elini Hyunjin'in saçlarında gezdirmeye başladı. Bir yandan onu anlayabileceğini umut ederek sözlerine başlamıştı. Hyunjin başını uzaklaştırdı. Jisung'a bakmıyordu bile.

Jisung"Hwang Yerim'in bir oğlu varmış demek. Yazık oldu biliyor musun? Senin varlığını bilseydim o kadar gaddar olmazdım annene karşı."

Hyunjin tırnaklarını yemeye başladı. Jisung'a tamamen sırtını dönmüş sessizce ağlıyordu. Jisung elini onun ensesindeki saçlarda gezdirmeye devam etti.

Jisung"Seni tebrik etmek istiyorum ama. Güzel saklandın. Bunca zamandır anlamadık, muhtemelen odandan çıkmasan şuan burada olmayacaktın. Hayat işte."

Hyunjin'in bedeni sinirden titriyordu.

Hyunjin"Benden... ne... istiyorsun?"

Konuşmakta bile zorlanıyordu. Vücudundaki ilacın yalnızca sakinleştirici olduğunu sanıyordu fakat buraya bir şizofreni hastası olarak yatmıştı ve bunun böyle olmadığını tek bilen kendisi ve Jisung'du. Hemşireler aşırı dozda ilaç uygulamışlardı zayıf bedenine.

Jisung"Güzel. Beni anlıyorsun Hyunjin. Tamam giriş kısmını geride bırakabiliriz sanırım hm? Asıl konuya gelelim. İyi dinle. Sen benim kardeşimsin ve dün gece öldürdüğün insanlar benim arkadaşlarım. Şizofrensin, bunu biliyorum ama herkesten saklıyorum. Seni buraya yatırıp terk etmek istemiyorum çünkü. Fakat bir gün geliyor ve sen evden kaçıyorsun. Aileni ve arkadaşlarımı öldürüyorsun çünkü neden? Kafanın içindeki ses sana bunları yapmanı söyledi. Bu arada üvey kardeşimsin demiş miydim? Aile farkımızın şüphe çekmemesi adına böyle diyebiliriz diye düşündüm. Ne diyorsun bu konuya? Benim küçük tatlı kardeşim olacak mısın?"

Bacaklarını kendine çekip yattığı yerde büzüldü. Korkmuştu Jisung'un kötü senaryosundan. Söylemek istediği, sormak istediği o kadar çok şey vardı ki... gözlerini zor açık tutuyordu Hyunjin.

Jisung"Jinnie yapma böyle, kötü bir abi olmak istemiyorum. Onca adamımı öldürdün ve seni hapisten kurtardım. Bunun bir çıkar uğruna olduğunun da farkındasındır değil mi?"

Elini genç çocuğun omzuna koyarak onu kendisine doğru çevirdi.

Jisung"Böyle küsmüşüz gibi arkanı dönmen hiç yakışmıyor sana. Devam etmeli miyim? Nerede kaldık...? Hm, evet. Sen duyduğun sesler ve gördüğün halüsinasyonlardan dolayı kafayı yemiş bir şekilde önce aileni sonra arkadaşlarımı katlediyorsun ve bende artık seni zaptedemeyeceğimi anlayarak seni buraya getiriyorum. Polislere ifade vermene de gerek yok, tüm belgeleri onlara ulaştırdım. Yani artık benim küçük sevimli kardeşimsin."

Hyunjin boş boş yere bakmak dışında bir şey yapamıyordu. Olanları tam idrak edemiyordu şuanda. İlaçlar ağır gelmişti bedenine. Jisung'u anlıyor ama anlamak istemiyordu, anlamlandıramıyordu, kabullenemiyordu. Zihninde sürekli annesinin cansız bedeninin yere düşüş anı canlanıyordu. O anıda çakılı kalmıştı Hyunjin.

Elini Hyunjin'in boynuna götürüp hafifçe sıktı. Genç çocuk korkuyla Jisung'a bakıyordu şimdi. Elini Jisung'un elinin üzerine koymuş ama onu itecek güç bulamamıştı kendinde.

Jisung"En çok güvendiğim insanları öldürdün. Benden seni öldürmemi istemiştin değil mi?"

Gözyaşları yanağından Jisung'un eline doğru süzülürken başıyla onayladı Hyunjin. Elini Jisung'un elinin üzerinden çekmiş ve ölmeyi kabullenmişti.

Jisung"Öldüreceğim seni, öldüreceğim ama öyle bir anda değil. Yavaş yavaş öldüreceğim. Bu hastanede sürünerek öleceksin. Gerçek bir şizofren olma yoluna girdin ama hala bir şansın var Hyunjin."

Elini genç çocuğun boynundan çekti ve Hyunjin rahat bir nefes aldı.

Hyunjin"Hayır... beni şimdi... şimdi öldür. Lütfen."

Jisung"Sus! Sus... iki seçeneğin var. Birincisi bu hastanede delirerek ölmek, ikincisi benim sağ kolum olup ekibime katılmak. Üç tane adamı tek başına hallettin, kapıya gelen beş adamdan kurtulmayı başardın... Seni yanımda istiyorum."

Hyunjin hızlıca başını iki yana salladı. Ailesinin katilinin sağ kolu mu olacaktı? Bunun yerine delirmeyi tercih ederdi.

not schizophrenic⚝changjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin