Ayakkabısının ucuyla yerdeki çimenlerle oynuyor, kocaman bahçede silah eğitmeninin gelmesini bekliyordu. Her ne kadar silah kullanmayı biliyor gibi görünse de öldürdüğü adamı rastgele bir vuruşla öldürmüştü genç olan. O anki şokla ne yaptığını bilmeden hareket etmişti zaten. Şimdi silahı bile tutamayacak gibi hissediyordu.
Eğitmeni güneş gözlüklerini çıkararak yanına gelmiş ve kısaca kendini tanıtmıştı.
Jeongin"Yang Jeongin."
Hyunjin"H-"
Jeongin"Biliyorum, Hyunjin Bey. Ama biliyor musun sana Bey dememek için Jisung'dan izin aldım. Hyunjin Bey diyerek sana eğitim verecek değilim."
Genç çocuk afalladı. Eğitmeninin en az kıyafetleri kadar kişiliği de ilginç gibiydi. Aslında tuhaf bir kombin sayılmazdı o da diğer adamlar gibi takım elbise giyiyordu, Hyunjin'in dikkatini çeken leopar desenli gömlekti sadece.
Hyunjin"Bana Bey denmesinden rahatsız oluyorum zaten. Böyle daha iyi."
Jeongin sırıtarak üzerindeki ceketi çıkarıp çimenlerin üzerine attıktan sonra gömleğinin kollarını sıvadı.
Jeongin"Jisung benim anaokul arkadaşım, üvey kardeşi olduğunu nasıl bugüne kadar söylemedi ki? Gerçi üvey sonuçta. Çok da önemli değil."
Kısaca süzdü genç çocuğu. Hyunjin anlamıyordu, Jeongin'in kendisini kıskanıyor olduğunu fark edemedi. Jeongin Jisung'un sağ koluydu ve yerine birinin geçeceğini öğrenmesiyle yıkılmıştı. Genç çocuğa bildiği her şeyi öğretmesi gerekiyordu ama tek yapmak istediği genç çocuğun alnına sıkıp yerini almasını önlemekti. Böyle bir şey yapamazdı tabii ki bir anlık bir düşünceydi sadece. Jisung onu asla affetmezdi biliyordu.
Jeongin"Başlayalım. Umarım tabancanın ne olduğunu biliyorsundur."
Sırıtarak beline yerleştirdiği silahını çıkarıp Hyunjin'e doğrulttu.
Hyunjin"Ne yapıyorsun?"
Jeongin"Gösteriyorum tatlı şey, bak şuan hedefim sensin."
Hyunjin"Anladım. Şimdi çek şunu."
Jeongin tabancayı adamların birkaç saniye önce getirip bıraktığı küçük masanın üzerine koydu.
Jeongin"Madem anladın, tut bakalım."
Eğitmen olan kollarını çaprazlarken Hyunjin gözlerini devirdi ve masanın üzerindeki silahı kavradı.
Jeongin"Evet?"
Hyunjin"Ne? Ne bekliyorsun? Tuttum işte."
Jeongin"Yukarı kaldır. Tutuşunu göster. Adamları silah yere bakarken mi vurmayı planlıyorsun?"
Eğitmen olana doğrulttu silahını.
Jeongin"Tek elle değil. Benim tuttuğum gibi tut. Anladığını sanmıştım."
Gözlerini tekrar devirerek boşta duran elini de silahın üzerine koydu. Jeongin genç çocuğun etrafında yavaş adımlarla dolaşmaya başladı.
Jeongin"Vücudun dik, bacakların ne çok açık ne çok kapalı, kolların hafif gevşek olmalı. Beni dinliyor musun? Hiç dinlediğini sanmıyorum."
Hyunjin"Dediğin gibi duruyorum işte."
Jeongin genç çocuğun arkasında durdu ve Hyunjin'in kollarının duruşunu düzeltti. Ardından yanlış yerde duran parmaklarını kavramıştı. Geriye çekilip kontrol etti. Şimdi Hyunjin durması gerektiği gibi duruyor ve tutması gerektiği gibi tutuyordu silahı.
Belinde asılı duran kılıftan çıkardığı şarjörü genç çocuğa uzattı.
Jeongin"Şarjörü tak. Nasıl yapacağını biliyor musun?"
Hyunjin şarjörü alarak silaha yerleştirdi.
Jeongin"İyisin. Sürgüyü çek."
Jisung ilk eğitimden mermisiz boş bir silahla Hyunjin'e eğitim vermesini söylese de Jeongin bunu umursamadan anlatmaya devam ediyordu.
Hyunjin"Sürgü?"
Jeongin"Üst kısmı, geriye doğru çek."
Genç çocuk söyleneni yaptı.
Jeongin"Hedef tahtasına doğru dön şimdi."
Jeongin hedef tahtasını pek fazla uzağa koymamıştı. Bu Hyunjin'in ilk atışı olacaktı ne de olsa. Genç çocuk hedef tahtasına dönerek sonraki komutu bekledi.
Jeongin"Kendini çok kasıyorsun, omuzlarını rahat bırak."
Rahat olmaya çalıştı fakat elinde içi dolu bir silah tutmaya alışkın değildi. Her gün yaptığı bir şey değildi sonuçta ve gerginliği o yüzdendi.
Jeongin"Parmağını tetiğe koy."
Hyunjin gayet iyi başlamıştı. Bu Jeongin'in daha çok kıskanmasına sebep oluyordu. İç çekerek güneş gözlüklerini taktı.
Jeongin"Bugünlük bu kadar yeter."
Genç çocuk silahı indirerek eğitmen olana döndü.
Hyunjin"Ateş etmeyecek miyim?"
Jeongin"Zaten yeterince iyisin, burada keselim."
Jeongin bahçeden ayrılırken Hyunjin elindeki silaha baktı. Atış yapmalı mıydı? Silahı hedef tahtasına doğrultarak hedefini aldı ve ateş etti. Hedef noktasına çok yakın bir vuruş yapmıştı. Jeongin bunu hissettiği için atış yapmasını istememişti genç çocuğun. Jisung'un Hyunjin'in durumunu soracağını biliyordu ve ilk günden hedefe bu kadar yaklaştığını bilmesine gerek yoktu eğitmen olana göre.
Hyunjin inanamayarak hedef tahtasına yaklaştı. Bu kadar çabuk öğrenebileceğini tahmin etmiyordu. Tahta yakın durduğu için miydi? Tahtayı uzaklaştırarak denedi. Kendi kendine akşama kadar çalışmıştı bahçede. Atışlarının hedefe ulaşmasının asıl sırrı ise her atışında Jisung'u düşünmesiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
not schizophrenic⚝changjin
FanfictionAilesinin peşinde olan kötü adamlar yüzünden zor zamanlar geçiren Hyunjin kendini bir akıl hastanesinde bulur. Tek isteği akıl hastanesinden kurtulup normal bir hayat yaşamaktır. 09.07.2022 02.09.2022