Arabanın içindeki sessizlikten sıkılmıştı genç çocuk. Jisung'un kendisine yeni hayatı hakkında bir şeyler zırvalayacağını düşünmüştü fakat hastaneden çıktıklarından beri sessizdi. Sarışının söylediklerini düşünüyordu Jisung, dalıp gitmişti. Sarışın olan kendisine duygularını söylemekle kalmamış bir de üstüne ağlamıştı. Düşündükçe tüyleri diken diken oluyordu Jisung'un. Oldukça şaşırmıştı, niye bu kadar çok seviyordu ki kendisini? Jisung pisliğin tekiydi ve bunun kendisi de farkındaydı. Onu bir süreliğine de olsa pisliğinden ayıran tek bir kişi olmuştu. Minho.
Sessiz araba yolculuğunun sonunda Han mülküne vardılar. Hyunjin etrafın genişliği karşında şaşırıp kalmıştı. Camdan ağaçları izliyordu. Arazi baya büyüktü villaya varmaları uzun sürdü.
Jisung"Buraya Han mülkü deniyor. Hoş geldin kardeşim."
Jisung'un yapmacık bir şekilde gülümsemesine karşı somurttu. Hızlıca arabadan indi. Buradan kaçış yoktu. Bu araziden kaçmaya kalksa en az yarım saat koşması gerekecekti. Tek umudu Changbin'in planıydı.
Jisung'la eve doğru ilerlediler. Karşısına çıkan dev köpekleri görmesiyle Hyunjin olduğu yerde durdu.
Jisung"Isırmayacaklarına söz veremem."
Hyunjin"Çek şunları!"
Köpekler havlamaya başladılar. Hyunjin köpeklerin hareketlenmesiyle koşacakken Jisung köpekleri alması için adamlarından birine emir vermişti.
Jisung"Ne duruyorsun hala? İçeri gel."
Hyunjin köpeklerin uzaklaştığına emin olduktan sonra koşar adımlarla eve girdi. Ev değildi, ev olamazdı şatoydu adeta.
Hyunjin"Masum insanları öldürerek mi zengin oldun?"
Jisung"Hayır, ben bir şey yapmadım. İlk bana gelen onlardı. Neyse bunları konuşmayalım şimdi. Sana odanı göstereyim biraz dinlen."
Hyunjin kollarını çaprazladı.
Hyunjin"Senin sağ kolun olduğumu sanıyordum. Bana neden böyle davranıyorsun?"
Jisung"Nasıl davranıyorum?"
Hyunjin"İyi?"
Jisung"Hastaneden yeni çıktın biraz dinlen tamam mı? Yarın işe başlarsın."
Jisung merdivenlerden çıkarken genç çocuk onu takip etti. Gelir gelmez kendisine işkence edeceğini sanmıştı. O aptal sözleşmeyi korkarak imzalamıştı Hyunjin zaten. Altından bir şey çıkmasını bekliyordu. Kötü bir yola girmişti. Belki de masum insanların hayatlarıyla kendisi de oynayacaktı artık, elini kana bulayacaktı...
Hyunjin odasını inceledi. Annesiyle yaşadığı evi bu oda kadardı belki de. Kendini burada rahatsız hissediyordu. Ailesinin katiliyle kalacağına inanmak istemiyordu genç çocuk. Bunun böyle olacağını bilerek planı uygulamak istemişti. Jisung'un sonunu getirecekti, onun kalbini paramparça edecekti, acı çekmesini sağlayacaktı, gerçek bir acı. Tüm bunları düşünerek dayanmalıydı.
Jisung"Odanı beğendin galiba. Ne sevdiğini bilmediğim için her şey var. Video oyunları, satranç, izlemek isteyebileceğin filmler, her türden kitap var okumayı seviyorsan... Takıl işte burada. Bir isteğin olursa söyle."
Jisung'un genç çocukla arasını iyi tutması gerekiyordu. Onu Minho'yla tanıştırmak için Hyunjin'e güvenmeliydi. Hyunjin her şeyi mahvedebilirdi.
Jisung"Acıkırsan mutfakta şef var ne yemek istediğini söylemen yeter."
Jisung giysi dolabını açtı.
Jisung"Tarzını bilmiyorum, her tarza uygun kıyafet aldım. Bedenleri olmazsa söylersin değişiriz."
Hyunjin"Sen iyi misin? Kafana bir şey mi düştü?"
Jisung güldü. Genç çocuğa yaklaşıp elini patpatlamak için omzuna koymuştu fakat Hyunjin hızlıca geri çekildi.
Hyunjin"Bana o pis elini sürme bir daha."
Jisung"Hadi ama kardeşim, bu nefretini sonsuza dek sürdürmeyeceksin değil mi? Biz bir aile sayılırız artık. Sağ kol demek her şey demek."
Hyunjin"Bu davranışın altından bir pislik çıkacak. Ne yapmamı istiyorsan şimdi söyle."
Jisung"Daha zamanı gelmedi Hyunjin."
Jisung odadan çıktı. Genç çocuk odanın kapısını örtüp cebinden telefonunu çıkardı. Changbin vermişti ona bu telefonu. Haberleşmeleri için başka yol yoktu zaten. Hızlıca Changbin'in mesajlarına cevap verdi. Doktor olan ona iyi olup olmadığıyla ilgili bir sürü mesaj atmıştı. Mesajlaşmaları bitince telefonu yastığının altına koydu. Changbin yemek yemesi konusunda baskı yapmıştı genç çocuğa ve bunun üzerine Hyunjin mutfağa inmişti. Mutfağı bulması biraz zamanını aldı. Evi gezerken yorulduğunu hissediyordu.
Mutfakta hamur yoğuran şefe baktı. Kol kaslarını hamur yoğurarak yapıp yapmadığını merak ediyordu genç çocuk. Evin şefi bile kaslıydı, Hyunjin inanamıyordu.
Chan şef şapkasını düzelterek Hyunjin'e döndü.
Chan"Hyunjin Bey siz olmalısınız. Hoş geldiniz."
Hyunjin"Hyunjin Bey?"
Bir terslik vardı. Hyunjin de aslında Jisung'un diğer adamları gibi bir çalışandı. Neden evin prensi gibi muamele görüyordu? Bu ilgi onu korkutmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
not schizophrenic⚝changjin
FanficAilesinin peşinde olan kötü adamlar yüzünden zor zamanlar geçiren Hyunjin kendini bir akıl hastanesinde bulur. Tek isteği akıl hastanesinden kurtulup normal bir hayat yaşamaktır. 09.07.2022 02.09.2022