Kayboluyorum beni bulur musun?
***
"Neden şaşkın balıklar gibi bakıyorsun?" diye sordu bana dönerek
"Sizce de dediğiniz saçma değil mi? Yani sonuçta size kafayı yediğimi ima ediyorum ve siz dizi izleyin diyorsunuz. Şaşırmam bence gayet normal!" dedim şaşkın bir şekilde
"Bende sana kafayı yemediğini ima ediyorum. Oo her delirdiğini hisseden kafayı yeseymiş; dünyada akıllı kalmazdı" dedi tek kaşını kaldırarak: "He, dünyada akıllı da yok aslında orası da ayrı bir konuda" diyen kadına garip bir şekilde baktım. Kesinlikle buraya gelmekle hata ettim. Acaba paramı istesem verirler miydi? Sonuçta hasta memnuniyetsizliği var!
"Peki kafayı yemediysem; sizin beni bu düşünceden kurtarmanız gerekmiyor mu?"
"Kahraman değilim ki seni kurtarayım, kendin kurtulman lazım." Dediğinde derin bir nefes alarak göz devirdim. Kolumu masaya yaslayarak başımı ovmaya başladım. Hayatım da bir deli doktor eksikti oda oldu; artık başıma ne gelse şaşırmam...
"Peki yardımcı damı olamazsınız? Sonuçta boşuna doktor olmadınız?"
Kadın yüzünü bana doğru çevirip tekrardan ekrana baktı. "Şuradaki kağıdı al ve gözünü kapatarak resim çiz."
"Anlamadım?" dediğimde kafasını kaşıyarak: "kızım hayatın boyunca hiç mi resim çizmedin? Gözü kapat, zihnini serbest bırak ve ellerine odaklanarak kağıdı karala işte." anlamaz bir şekilde hayla bakarken: "Hadi!" diye bağırdında hızla masadaki kağıdı ve kalemi alıp gözlerimi kapatarak kalemi oynatmaya başladım o sırada kulağıma rahatlatıcı piyano sesi geldi. Kendimi piyano sesini bırakarak ne çizdiği mi bilmediğim kağıdı çizmeye devam ettim. Birden kağıdın alındığını hissettim. Yavaş yavaş gözlerimi açtığımda kadın dikkatlice kağıdıma bakıyordu.
"Karanlığa bürünmüşsün, ışığını kaybetmişsin. Senin ışığını kaybettiren ne bilmiyorum ama insanların başına hiç beklenmedik bir olay gelebilir. Bu delirdiğinin işareti değildir. Bu kaderin işaretidir ve senin kaderinin oyunu başlamış. Tek yapman gereken her şeye karşı dik durman. Çünkü kader her şekle girebilir. Bukalemun gibi düşün olduğu ortamın rengine dönebilir ama iyi mi kötü mü bilinmez ve o yüzden güçlü dur."
"Nasıl bir kader?" diye sorduğumda
Kafasını bana çevirip, bezmiş bir şekilde baktı. "Kızım ben nereden bileyim, müneccim miyim ki sana söyleyim. Çizdiğin kağıtta ne anladıysam onu söyledim" dediğinde: "Peki kağıda bakabilir miyim?" diye sordum merakla. Sonuçta sanatçı biri olduğum için ne çizdiği mi bende anlaya bilirdim değil mi?
"Hayır, bakamazsın! Hastalarımın çizimlerini göstermem." dedikten sonra kağıdı masanın sağ tarafında duran dosyanın içine koydu.
"Ama .." sözümü keserek: "Randevu bitti çıkabilirsin." deyip tekrardan bilgisayara baktı. Ne uğradığımı anlamaz bir şekilde: "Nas.." tekrardan sözümü keserek: "Ee hadi daha öbür hastalarıma bakacağım."
Ne uğradığımı anlamaz bir şekilde: "Tamam" diyerek kapıya doğru yürüdüm. Kapıyı tam kapatırken kadının sesini işittim. "Paranı almaya filan çalışma geri iade edilemiyor. Başka bir randevuda görüşürüz" dediğinde hiç bir şey demeden kapıyı kapattım. Hemen yanda duran asistanın yanına gittim. "Az önce doktor para iade edilmiyor dedi. Bu doğru mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lost Light
FantasiGöz rengi değişmişti sinirden farklı bir ton olmuştu. Olduğum yerden geri geri gitmeye başladım. Ben her gittiğimde üstüme üstüme geliyordu korku dan ağzımı zorla araladım "Nesin sen böyle, se...n se...n sen az önce" daha lafımı tamamlamadan sırtım...