13 BÖLÜM

67 6 2
                                    

Sadece nefes almak istemiştim...

***

OLAY GÜNÜ

Gece vakti öyle bir esiyordu ki rüzgar sanki bugün ki akacak kanların kokusu bu kasabaya yaymak için hazırlanıyormuş gibiydi...

Karanlık gökyüzünde parlayan yıldızlara çevirdi gözlerini; kimisi yıldızlara bakarken hayaller kurardı, kimi özlediği kişileri düşünürdü, kimisi de acılarını ve ya geleceğini düşünürdü ama kimse dökeceği kanın zevkini hayal etmez, düşünmezdi! Her vücuduna çarpan esintiyi hissettiğin de kanın daha da yaklaştığını hissediyordu ve bu his dudağındaki tebessümü biraz daha büyütüyordu seri bir katil gibi. O ve onun gibileri kanla var olmuştu yaşamaları içinde bir kalbe ihtiyaçları vardı. Çünkü onları yaratan kişinin gücünü toplaması gerekirdi... bu yüzdendi kana olan sevdaları, arayışları...

Yanında hissettiği hareketlikle sağ tarafına döndü "Çok erken geldin!" dedi dalga geçerek.

Adam bu sözlere gözleri devirdi "Sanki o manyağı bilmiyormuş gibi konuşuyorsun. Bir daha ses çıkartmadan yapacakmışız onun dikkatini çekersek o bizi halletmeden kendisi halledermiş filanda filan" dedi bıkkınca.

Hafif bir kahkaha attıktan sonra tekrardan gökyüzüne baktı "Deseydin ya bizim de amacımız dikkat çekmek"

"Owen, belki de haklıdır hükümdarı uyandırmak ne kadar doğru?"

"Lami Lami sıkılmadın mı bir böcek gibi saklanmaktan, ben sıkıldım. O lanet kalp ilk defa yaşadığını belli etti biran önce o lanet kalbi bulmak istiyorum. Bu yüzden onu bulana kadar hiç biri umrumda değil." Gözlerini gökyüzünden ayırarak sağ tarafında ki adamın gözlerinin içine baktı: "Tabi sen korkup geri çekileceksen işler değişir."

Adam ne yapacağını bilemedi şimdi hayır derse bu psikopat öldürecekti, evet derse de hükümdar öldürecekti. Kimin ki daha kötüydü düşünmesine gerek bilene yoktu, şimdi ölmek istemiyordu belki de o hissetmeden bulurlardı bu yüzden lafı uzatmadan: "Nereye gidiyoruz?" dedi.

"Hiç kimsenin konuyu kapatamayacağı, en dikkat çekilecek bir yere; bir okula" dedi psikopatça tebessüm ederek...

***

Kafası boşluğa düşen güvenlik görevlisi irkilerek uyandı. Telefonundan devam eden diziye baktıktan sonra etrafına bakarken gözü bilgisayarda kesişti okuldaki kameraların hepsini izlediği bilgisayarda görüntüler piksel gözüküyordu. Oturduğu sandalyeden dikleşerek mouse yi oynattı belki düzelir diye ama düzelmemişti. Bıkkınlıkla ayağa kalkarken "Yine bozuldu bu." dedi kendi kendine. Uykuda kaldığı sandalyeden her yeri tutulduğu için gerinme hareketleri yaparken bir kaç tıkırtı kulağına iliştiğin de masada duran sopasını alarak sol koridora doğru baktı "Kim var orada?" diye seslendiğinde yaklaşan gölgeyi gördükten sonra elinde çantası olan bir genci gördü.

"Abi benim! Kütüphane de uyuya kalmışım, kusura bakma." diyerek ortada olan güvenlik masasına doğru gelen gençle rahatlayarak elindeki sopayı masaya bıraktı. "Bu sefer affediyorum bir daha olmasın, dikkatli git evine." dedikten sonra şişman bedenini sandalye ye attı.

Genç çocuk teşekkür ettikten sonra arkasını dönüp iki adım atmıştı ki, çıkış kapısının oraya gelen saksıyla kapı kapandığında, adımlarını durdurdu. Sesi duyan güvenlik görevlisi de ayağa kalkmıştı. "Bunu kim itti?" diye soran güvenlik görevlisine cevap hiç gecikmemişti.

"Ben atmış olabilirim" dedi Lami ve sözlerine devam etti dalga geçerek: "Korkuttuk seni galiba bunak" durdukları karanlık yerden çıkarak yüzlerini gösterdiler.

Güvenlik sinirle "Hem gece okulda kalın hem de utanmadan dalga geçin. Çabuk adlarınızı söyleyin, yarın müdürle dalga geçersiniz" diyerek masadaki kağıt ve kalem aldı. Ower güvenlik masasının oraya geldiğinde ona cevap vermesini bekleyen güvenliğe bakarak: "Ama ben adımı söylemek yerine kalp istediğimi söylesem olmaz mı?" dedi dudaklarını büzerek, adam tam ne saçmalıyorsun diyecekken Owen o sırada pençelerini çıkarmış, masaya sürtmeye başlamıştı. Adam masadaki bıraktığı sopayı tekrardan alarak korkudan geriye doğru adım attı genç çocukla birlikte:

"Si..siz ne..siniz? " korkudan konuşamayan gence dönerek: "Hımm, düşelim bir azrail desem, melekleri sevmem o yüzden iblis olabilir sen ne dersin, sence kimiz biz?" diye bu sefer o soru sordu gence, tabi bu sırada masanın altında olan kırmızı düğmeye çaktırmadan basmaya çalışan güvenliği fark eden Lami hızla yanına gidip adamın yakasından tutarak masanın ön tarafına attı. "Küçük fare yerinde durmuyor" demeyi de unutmadı.

Owen ayağın önüne atılan adama doğru eğildi. "Oysa ki biraz oyun oynayacaktık"

Adam korkuyla "Lüt..lütfen özür dilerim affet. Be..nim benim çocuklarım var onlara bakmam lazım onlar bensiz yaşayamaz. Bağışlayın beni, tanrı aşkına" diye yalvaran adamla eğlenirken son söyledi kelimeyle sinirle peçesini adamın göğsünü koyarak bir hışımla çıkardı kalbi. "Tanrına benden selam söyle" dedi sinirle avucunda ki kalbi paramparça edip fırlattı "bunda değil o zaman sendedir ne dersin" diyerek dikleşerek korkudan yere düşen gence doğru yürüdü.

Canavarın ona geldiğinde gördüğünde korkudan geriye geriye giderek ağlayarak yalvarmaya başladı: "Be..n ben kimseye söylemem. Lütfen bana bir şey yapma, benim bu okulda ilk senem, benim hayallerim var, umutlarım var. Ben yetimim, benim kimsem yok daha hayata yeni başladım, ben daha çok gencim ölmek istemiyorum." diye yalvaran çocuğun ayağına doğru basarak geriye gitmesini engelledi tabi bastığı gibi çığlık atmıştı genç ama bacağını kırıldığını umursamadan tekrardan zorlukla yalvarmaya başladı: "Ne ne isterseniz yaparım, ne olur ki öldürmeyin beni, ben ölümden korkarım" dedi acı çekerek

Lami oturduğu yerden bir film izlercesine, heyecanla izlerken çocuğun dedikleriyle kahkaha attı. "Duydun mu Ower ne istersek yapacakmış, çok şanlıyız"

Ower çocuğa doğru eğilerek "Kalbini istiyoruz, o zaman bize kalbini ver yada ben alırım boş ver" dediği gibi kalbi söküp çıkardı. Az önce ki kalbe yaptığı gibi bunu da parçaladı sinirle yere atarak dikleşti. "Bu da değil, nerede bu lanet kalp nerede" sesi yankılandı boş okulun içinde

"Nerede olduğu bilmem ama artık dikkatler üzerimizde, bizim manyak kriz geçire bilir" diyen Lami'yi umursamadan girdikleri pencereden çıktı öfkeyle, arkasından da Lami ...

Uzun bir arada sonra herkese merhaba sizi fazla beklettim biliyorum ve bunu telafi edeceğim.

Yeni bölüm nasıldı?

Sizce de bazı soru perdeler aralandı mı?

Diğer bölümler de neleri görmek istersiniz?




















Lost LightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin