11. BÖLÜM

299 18 24
                                    

Yazım yanlışlarım olabilir şimdiden kusura bakmayın.

Lanetliğimin mürekkepliği

***

Nasıl sen.. yani.. nasıl?" korku ve şaşkınlıkla konuşamamıştım.

"Sakin ol! Beni kurtardıktan sonra aramızda bir bağ oluştu beni duya biliyorsun seni duyduğum gibi."

Anlamaz bir şekilde ona bakarken sözlerine devam etti. "Fark etmişsindir: Ben öbür geyiklere benzemiyorum. A Fortiori türüyüm. Bizim türümüz biraz farklıdır: beni kurtardığın canavardan hatırlıyor musun?" İstemeden kafamı sallayarak onayladım.
"O tür canavarlar bizim kanımızı aldıklarında güçleşir ve bazen de yaşlanmaları biraz daha uzar" dediğinde garip bir şekilde ona baktım:

"Gerçekten kafayı yiyeceğim, ben şuan ne yaşıyorum bir geyikle konuşuyorum, bana canavarlardan bahsediyor ve sonra küçüklüğümü görü..." Lafımı bitirmeden kestim çünkü Lara'nın uyarıları gelmişti aklıma "Merak etme bizi kimse duymuyor." Diyen geyikle sinirle gülerek "Gerçekten çok teşekkür ederim ya çok rahatladım. Tek sorun bu mu cidden!"

"Rahat ol diye söylemiştim. Ne sormak istiyorsun söyle vaktimiz az kaldı."

"Cidden.. aslında bakarsan şuana kadar yaşadığım hangi berbat boklar varsa merak ediyorum ama bence noktanın en önemlisi o canavarı merak ediyorum. Ne, nasıl bir şey ki bir türlü kurtulamadım ?"

"Söylesem de duyamazsın, göremezsin biri o canavarlarla ilgili hiç birşey görmemen için mühürlemiş hisselerini, üzgünüm ama şunu unutma bir gün onları canlı bir şekilde görürsen sana güç vereceğim hayatta kala bilmen için bir daha kine umarım daha çok muhabbet ederiz. Kendine dikkat et." Dedikten sonra geri geri çekilmeye başladım. Ne kadar konuşmaya çalışsamda konuşamamıştım, dışarıya atıldığım gibi dengemi sağlayamadığım için yere düştüm. Daha kendime gelemeden "İyi misin, beni duyuyor musun, ne oldu?" Diye yanıma çömelmiş sorular soran Lara'ya:

"Hiç birşey görmedin mi?" "Giremediğim odaları görmem sadece sen istersen duyabilirim ama bir türlü sana sesimi duyuramadım. Ne gördün de bu haldesin?"
Korkuyla "hiç hiç birşey ben geri dönmek istiyorum" dedim çünkü bedenim daha fazla dayanmayacaktı.
Sadece iki yere girmiştim ona rağmen bilene bünyeme ağır gelmişti.

"Bir tane daha bir yere girmen gerek ondan sonra gidebiliriz."

"Bir yere girmek istemiyorum!"

"Geri dönmemiz için üç tane odaya girmen gerekiyor yoksa geri dönemeyiz" rahatça bu sözlere sarf eden Lara'ya inanamıyormuş gibi baktım. "Şaka mısın sen! Bana böyle bir şeyden bahsetmedin! Ben hiç bir yere girmiyorum! Biran önce gitmek istiyorum! Zaten bunu hangi kafayla onayladıysam!" diyerek sinirle kafama vurdum.

"Sormadın ki söyleyeyim" dedikten sonra ayağa kalktı "Hadi hızlı ol dizimi kaçırıcam!"

"Cidden bu bir şaka cidden" diyerek bende ayağa kalktım. "Bilmediğim bir şeyi nasıl sora bilirim?" Dediğimde sadece omuz silkerek hadi dercesine elini salladı.

Sinirle elime şıklatığımda koridorun sol tarafındaki en son kapısı yanmıştı.
Deli doktora dönerek "Eğer bu kapıdan çıktıktan sonra geri dönmezsek seni öldürürüm!"

Beni takmayarak "Hadi gitmemizi daha da uzatıyorsun" dediğinde içimden sabır çekerek yürüme başladım onun da arkamdan geldiğini ayak seslerinden anlamıştım. Bu sefer hiç beklemeden kapıyı açtığım gibi içeri girdiğim de bembeyaz hafif kırmızı olan boş bir yerdeydim. Lara ise yine benimle gelmemişti çok güzel! Bir kaç saniye sonra her yer siyahlaşmıştı. Birden gelen çığlıklarla kullaklarımı kapattım.

Lost LightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin