10 BÖLÜM

244 18 6
                                    

Yazım yanlışlarım olabilir şimdiden kusura bakmayın

İyi okumalar

Zihnimde ki karanlık

***

"Hayla anlayamadım." dediğimde elindeki kemiği bırakarak masanın üzerinde üçgen şeklinde ortasında uzun iplikte saat olan şeyi bana yakın yere koydu. Çekmecede siyah bir top çıkarak bana uzattı.

Elinden alırken konuşmaya başladı: "Bu saati sallayacaksın salladıktan sonra gözlerini oradan asla ayırma yavaş yavaş zihninin derinlerine inerek karanlıkta neler olduğunu göreceksin. Uyanmak istediğin de o elindeki topu 2 kere sıkman lazım onu sıkmaz san seni uyandıramam. Şimdi salla bakalım tabi istiyorsan."

"Bunu yaparsam hipnoz olacağım yani?"

Dudağını büzerek "Onun gibi bir şey" dediğinde saatte bakarak düşünmeye başladım. Ne yapmalıydım? Hayatımda ilk defa hipnoz olacağım ve bu beni endişelendiriyor ama yaparsam belki de kafamdaki şeylerden kurtulurdum, en önemlisi de zihnim deki yorgunluktan kurtulurdum belki de, o yüzden kafamı kaldırdım; emin bir şekilde Lara'nın kehribar gözlerine bakarak "İstiyorum." dedim. "O zaman sallamaya başla ama sakın unutma gördüğün herşeyi zihnin bir oyunu düşün ve sakın korkma ve en önemlisi adlarımızı sölemeyeceğiz asla. Hımm sen bana ..." düşünerek masaya bakarak sözüne devam etti "ben sana tabak sen bana kemik de" dediğinde "tabak,kemik?"

"Ne! Aklıma birşey gelmedi. Bundan daha güzel isim mi bulacaktık hadi sallamaya başla" dediğinde biran tereddüt etmiştim ama sonuçta onaylamıştım geri dönmek olmazdı. 'Tanrım sen koru' saati sallamaya başladım. Saati izlerken yavaş yavaş gözlerim kapandı.

Gözlerimi açtığımda karanlık bir yerdeydim. Etrafı mı döndüğümde hiç birşey yoktu, birden karanlıkta "Beni duyuyor musun?" diye yankılanan Lara'nın sesiyle bağırarak "Seni duyuyorum" dedim

"Pekala şuan nerdesin?"

"Nerede olduğumu bilmiyorum. Her yer karanlık"

"Sağ tarafta beyaz kapı çıkacak birazdan kapıyı aç ve içeri gir!"

Dediği gibi bir kaç saniye sonra parlak beyaz bir kapı çıkmıştı. Kapıyı açıp içeri girdiğimde gözüme gelen ışıklar, gözüme yansıdığı için sol kolumu gözlerime siper ettim. "Hoş geldin tatlım, seni beklerken yaşlandım." diyen kalın sesle, kolumu gözlerimden çektim.

Işık hafiflediğinde herşey netleşmeye başladı, etrafıma  baktığımda uzun  kare, geniş bir koridorda sağ ve solda bir sürü kapılar vardı. Yan tarafımda beyaz bir koltukta oturan Lara'yı gördüğümde olduğum yerde sıçradım. "Nasıl olur? Senin burada ne işin var  ve sesin neden kalın çıkıyor, asıl benim niye kalın çıkıyor?"

"Seni buraya tek başına göndereceği mi sanmadın değil mi ve sese gelirsek te zihnin deki kişiler bizi duymasın diye" tam nasıl, kişiler kim diye soracakken ben sormadan yanıtladı. "O saati kim sallarsa onun zihnine gideriz. Sen salladın sana geldik, sesi de boş ver!" dedikten sonra ayağa kalktı "Bu gördüğün kapıların hepsi  yaşadığın zamanlar, zihninde sakladığın düşünceler, zihnin senden sakladığı olaylar gibi şeyler çok anlatmama gerek yok girdiğin de göreceksin zaten. Şimdi eline şıklat ve zihnin sana göstermek istediği kapıyı görelim." dediğini yaparak elimi şıklattığımda sağdan 3. kapının ışığı yanmıştı. "İlk adresin belli oldu." dediğinde endişeyle ona baktım. "O kapının arkasında ne var?"

Ellerini bilmiyorum dercesine kaldırarak "O kapıda iyi veya kötü  birşey mi göreceksin bilmiyorum ama yine söylüyorum sakın unutma her ne görürsen gör  bu zihnin bir oyunu düşüneceksin" dedi

Dudağımı ıslatarak "Peki sende geleceksin değil mi?" 

"Gire bildiğim yerlere kadar gireceğim. Giremediğim bir yer olursa sakın korkma sesimi hep duyacaksın."

"Umarım hepsine gelirsin."

"Umarım tatlım. Hadi gidelim de kapıyı aç" dediğinde kapıya ilerledik kapının kulpunu tuttuğum da gözlerimi kapatarak 'Tanrım sen koru' dedikten sonra derin bir nefesle kapıyı açarak içeri girdim. Gözlerimi araladığımda bir evin salonuydu. "Burası neresi ?" diyen Lara' ya döndüm.

"Burdasın!" dedim kanıtlamak istercesine 

"Burdayım, bu evi biliyor musun?"

Etrafıma  bakarak kafamı olumsuzca salladım.

"Tamam ilerleyelim o zaman ama ilerlemeden önce şunu tekrardan söyleyeceğim, tanıdığın tanımadığın fark etmez asla  kimsenin  ismini, bir hitap şekli gibi  asla söylemeyeceksin. Sakın unutma kimseyi tanımıyorusun!" kafamı onaylayarak salladım. Lara onayımı aldıktan sonra ilerlemeye başladı bende onla beraber yürüdüm. Evin bahçesinde bir kaç ses geliyordu. Bahçeye geldiğimizde bir kadın vardı bebeğin elinden tutmuş. Yürütüyordu. "Hadi  gel miniğim babana" diyen tanıdık sese döndüğümde babam çömelmiş kollarını açarak bebeği bekliyordu. "Bu..." diyerek Lara'ya döndüğümde Lara işaret parmağını dudaklarına getirerek susma işareti yaptı o an az önceki uyarı aklıma geldiği için sözlerimi tamamlamadan tekrardan babama döndüm.

Küçük bebek babama sarılıyordu bu sefer  "Işığım annene gel" kadın yani anneme baktım. Sonra da anneme gülerek adım atan bebeğe baktığımda ne uğradığını şaşırdım: bu bu benim küçüklüğümdü ama bu nasıl olurdu? Ben şaşkın bir şekilde bakarken bebek yürüyerek anneme sarılmıştı sonra annem kucağını alarak oyuncak dolu olan örtünün üzerine bırakarak "Hadi bakalım biraz oyuncakla oyna" dedikten sonra çapraz tarafta  babamın oturduğu koltuğa oturduktan sonra birbirlerine sarılarak muhabbet etmeye başladılar.

Geri bebeğe yani bana çevirdim. Bu nasıl saçmalıktı böyle resmen küçüklüğümü görüyordum. Bebek birden elleriyle karşıya gel gel yaptığında baktığı tarafa baktığımda ağaçların orada bir silüet gördüm. Ne olduğunu tam göremesemde bebekliğim o kişi sevmiş olacak ki oraya doğru ilerleyerek gel gel yapıyordu. Bir kaç adım atarken bebeğin ayağı takılarak yere düşmüş ağlamaya başlamıştı. Bizimkiler bebeğin sesini duyduktan sonra oraya ilerlediler. Babam kucağına alarak "Minik serce nereye gidiyorsun öyle " diyerek susturmaya çalışıyordu. Ama bebek hayla oradaki silüet gel gel diye ağlıyordu. Bizimkiler galiba merak ettikleri için kafalarını oraya çevirirken birden geri ye doğru çekilmeye başladım ve  kapıdan dışarı atıldım. Kapıyı geri açmak için ne kadar zorlasamda açılmamıştı.

"Boşuna uğraşma zihnin o kadar göstermek istemiş" diyen Lara'ya döndüm.

"Az önce gördüklerim gerçek miydi?"
Sadece kafasını sallayarak onayladı beni "Peki orada ki bebeğin gördüğü neydi?"

"Bir fikrim yok" konuyu kapatmak istercesine elini kaldırarak "hadi başka bir kapı seçelim" dediğin de,
tekrardan soru sormaktan vazgeçerek elimi şıklattım bu sefer sol tarafta ki 4. kapı yanmıştı. Oraya doğru yürüdükten sonra  derin bir nefesle kapıyı açarak içeri girdim. Kayaların oradaydım Lara'ya burası neresi diye sormak için döndüğümde yoktu. Etrafıma baktım korkuyla:

"Yine karşılaştık" diyen kişiye döndüğümde kayaların üzerinde durmuş bana bakan geyiği gördüm. Anlamaz bir şekilde ona bakarken "Hatırlamadınmı beni, ölümden kurtarmıştın!"

Merhaba herkese

Yeni bölümü nasıl buldunuz?

Lara sizce nasıl biri?

Lara'nın bulduğu takma isimleri beğendiniz mi?

Sizce öbür kapıların ardında neler var?

Bebek Işık sizce ne gördü?

Işığın geyiği tekrardan görmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Başka bir bölümde görüşürüz.

Beğenmeyi ve yorum atmayı unutmayın.

Lost LightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin