1. Bölüm

103K 1.2K 471
                                    

Başlama tarihinizi buraya bırakabilirsiniz:)

Başlamadan önce çok önemli bir duyuru yapmak istiyorum. Kitaplarımı Pınar Özen Hikayeleri isimli youtube kanalımda seslendiriyorum. Kitaplarımı benim sesimden dinlemek isterseniz hepinizi mutlaka beklerim. Sevgiler ve keyifli okumalar<3

Dilefgar: Gönlü yaralı aşık.

***

''Oğuz bunu asla yapmayacağım.''

''Neden yapmayacaksın ki?''

''Bir de soruyor musun?! Sence bu basit bir şey mi?''

''Sana hiçbir zararı dokunmayacak ve bana çok büyük bir iyilik yapmış olacaksın. Neden yapmıyorsun?''

''Hayır Oğuz. Son sözüm bu.''

''Peki. O zaman bana başka seçenek bırakmadın. Mecburen son çareye başvuracağım.''

''Neymiş o?''

''Sana bölümün en zor dersinden geçmen için kim yardım etti?''

''Yaaa, Oğuz lütfen yapma?''

''Yapmak zorundayım, son çarem duygu sömürüsü. Seni rahatsız eden o çocuğu kim hastanelik etti?''

''Ben hastanelik etmeni istememiştim.''

''Eğer hastanelik etmesem hala sapık gibi peşinde olurdu.''

Bir süre düşündüm. Haklıydı. ''Evet haklısın.'' Dedim.

''Tabii ki haklıyım. Bak bunu kullanmak istemezdim ama beni mecbur bıraktın. Ev sahibi evden kovduğunda gecenin ikisinde seni kim almaya gelip evini açtı?''

''Sen.'' Dedim mahzun bir sesle.

''Evet ben ve şu an senden küçücük bir şey istiyorum.''

''Küçücük mü? Şaka mısın sen Oğuz? Ailenin şehir dışındaki evine gelip senin nişanlın gibi davranmamı istiyorsun. Bu mu küçük şey?!''

''Yaptığım başka iyilikleri sayayım mı?'' Dedi Oğuz.

İnkar edemezdim, o bana hayatım boyunca kimsenin yapmadığı kadar çok iyilik yapmıştı. Zaten bir yetimhanede büyüdüğüm ve hayatta hiç kimsem olmadığı için yardım edecek bir insan olduğu da söylenemezdi.

''Ne yapayım yani?'' Dedi Oğuz bu sefer. ''O kızla evleneyim mi?''

''Basitçe o kızla evlenmek istemiyorum desen olmuyor mu?''

''Olmuyor.'' Dedi Oğuz hüzünle. ''Biliyor musun Dolunay bazen hiç kimsenin olmaması bir ailen olmasından çok daha iyidir.''

Onun üzgün gözlerine baktım. Oğuz benim gibi değildi. Bir ailesi vardı. Kalabalık bir aile. Ülkenin neredeyse yarısına sahip bir aile. Ve bu aile Oğuz'un hayatındaki en büyük mutsuzluk sebebiydi. Oğuz benim gibi senarist olmak istiyordu. İkimizde sinema ve televizyon bölümünde okuyorduk. Oğuz da benim gibi tam burslu okuyordu çünkü ailesi eğer bu bölümü okursa ona en ufak bir yardımda bulunmayacağını söylemişti. Benimse zaten bana yardımcı olacak bir ailem yoktu. Yaptığı duygu sömürüsü değil ama üzgün gözleri beni ikna etti.

''Yapacağım.'' Dedim kararlı bir sesle.

''Teşekkür ederim.'' Dedi.

Elini tuttum. ''Kimse benim arkadaşımı üzemez.'' Dedim.

Bir kez daha, ''Teşekkür ederim.'' Dedi Oğuz.

''Bir de.'' Dedim. ''Hemen duygusala bağlama.''

''Dedi dünyanın en sulu göz insanı.''

DİLEFGARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin