Bölüme başlamadan önce hemencecik yıldıza basmayı unutmayalım olur mu?
Satır içi yorumlarınızı da merakla bekliyorum.
Aşklarım bölümü kontrol edemeden paylaşıyorum. Lütfen kusurlarımı affedin. Keyifli okumalar. Seviliyorsunuz<3
Melek Mosso - Vursalar Ölemem
***
31. Bölümün Devamı
Yaman onu dilediğim kadar kıskanabileceğimi, ona dilediğim kadar kızabileceğimi söylüyordu. Bana bu hakkı veriyordu. Tıpkı iki sevgili gibi. Onunla sevgili olmak... Benim diyebilmek... Birlikte olmuştuk ama ona sevgilim bile diyemiyordum. Kalbimin atışları kulaklarımda yankılanıyordu. Şimdi orada dursam. Dudaklarına kapansam. Ama büyük babası ona evleneceğim kadını unutma derken bunu yapabilir miyim?
Yapabileceğim tek şeyi yaptım. Kaçtım. Onu hazırlıksız yakalayıp koşmaya başladım. Hemen peşime düştü ama o sırada durakta duran otobüse atladım. Hareket etsin diye dua ediyordum. Neyse ki şoför otobüsün arkasından koşan Yaman'ı fark etmedi. Oradan uzaklaşırken elimi kalbime bastırdım. Yeter artık çarpma şöyle dedim ama beni dinlemedi.
Boş koltuğa oturup boynuma astığım çantamdan telefonumu çıkardım. Yaman'a yazdım hemen. ''Peşimden gelme.'' Dedim. Mesajımı gördü. Hemen ardından da onu engelledim. Kaçıyordum. O an tek istediğim her şeyden, herkesten kaçmaktı.
O gün akşam Yaman başka bir numaradan bana yazdı. Beni engelledin mi diyordu. Onu içinde Davut Güloğlu olan muhabbetimle sinir ettim. Ne garipti. Kaçmak isteyen ben olmama rağmen onunla konuşmadan mutlu olamıyordum. O benim hem zehrim hem panzehirimdi.
Sabahın erken saatlerinde kapım çaldı. Dün çok geç yattığım için sinirle kapıya gittim. Kapıda bıyıklı, orta yaşın üstünde bir adam vardı. ''Merhaba Dolunay Hanım, Yaman Bey bunu size gönderdi.'' Dedi.
Adam benim tepkimi beklemeden resmen kaçıp gitmişti. Bana verdiği büyük zarfı alıp açtım. Bu neydi şimdi?! Bu benim adıma bir tapuydu. ''Yuh artık yuh Yaman!!!'' Dedim sinirle.
Hemen engeli kaldırıp onu aradım. İlk çalışta telefonu açtı. Sanki benim aramamı bekliyordu. ''Yaman sen kafayı mı yedin?!!!'' Diye bağırdım.
''Bana boşuna kızma.'' Dedi. ''Artık Oğuz'un tuttuğu evden çıkabilirsin. Kendine ait bir evin var.''
''Sen ne adi adamsın! Hala beni satın almaya çalışıyorsun!''
''Saçmalama Dolunay. O teklifi yaparken çok kızgındım. Hata yaptım. Zaten ciddi bile değildim. Benim kadar kötü hisset istedim.''
''Neyse ne Yaman! Sen beni satın alamazsın!''
''Ben seni satın almıyorum güzelim. Sen durumu anlamıyorsun. Benim her şeyim senin. Benim olan ne varsa hepsi senin. Sadece sana ait olanı verdim ki artık kimseye ihtiyacın olmasın.''
''Öyle mi Yaman Bey?! Sen rezil bir adamsın. Ailenin parası olmasa beş kuruşluk değerin yok!''
Karşı tarafta bir sessizlik oldu. Bu sessizlik o kadar uzadı ki kapattı mı diye baktım ama kapatmamıştı. ''Yaman orada mısın?'' Dedim sinirle.
''Ailemin parasıyla almadım Dolunay.'' Dedi. ''Şirketlerde çalışanların kendi arasında konuşabilmesi ve müşterilerin sisteme kaydedilmesi için şirkete özel programlar yapıyorum. O parayı ben kazandım. Kendi kazandığım parayla aldım o evi sana.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLEFGAR
Romantizm"Senin için bu evi tuttum.'' Dedi bana. ''Teklifimi kabul edersen bu evde yaşayacaksın. Paran olmadığı için okulu bırakmayı düşündüğünü biliyorum. Üniversite hayatın boyunca bütün eğitim masraflarını ben karşılayacağım. Anlaşmamız sonlansa bile bu g...