yıldıza basıp bolca yorum yapmayı unutmayın, medyadaki berk'i de flashback zamanlarındaki berk olarak düşünebilirsiniz. keyifli okumalar 🌌
genç kadın kızılın omzunda yatarken bir çocukları olsa nasıl olacağını düşünüyordu. berk'in yanında bir çocuk hayal etti. bir kız çocuğu. babasıyla oyunlar oynarken aybike de onları izliyordu. dünyanın en keyifli manzarası olurdu bu.
kızılın, belinde gezdirdiği elleriyle ona farkında olmadan daha çok sokulurken boynunu okşadı.
"yatalım mı artık bebeğim?"
"berk benim uykum yok ki."
"sshh, dinlenmen gerekli güzelim. gel bakalım."
kadını kucağına alıp odaya getirdiğinde de gamzesini okşadı yavaşça. yanına uzanıp başını göğsüne yasladığında saçlarından kokuluca öpmüştü.
"berk? ben eskiden de kabus görür müydüm?"
"emir'den ayrıldığın dönem görüyordun bebeğim, biz sevgiliyken ben de senin yanında kalıyordum."
"anlatsana biraz. birkaç parça bir şeyler anlat bizden."
kızılın göğsüne tamamen gömüldüğünde saçlarındaki dudaklarla sıkıca sarıldı oğlana.
2 yıl önce
"sevgilim." dedi kızıl aybike'sine sıkıca sarılırken. "bir şey mi oldu iyi misin sen?"
"iyi değilim. o pisliğin beni aldatışı geliyor gözümün önüne. yanlış anlama iyi ki kurtuldum ondan, iyi ki sen varsın ama o günü unutamıyorum ben."
"çiçeğim." kızın başını göğsüne yaslayıp sardı. belini hafifçe okşarken yüzünün her yerine küçük öpücükler bırakıyordu. "geçecek hepsi. ben yanında olacağım. birlikte uyumak ister misin?"
başını aşağı yukarı sallayıp kızılın dudağını öptüğünde onu kucağına almasına izin verdi. yatağa girdiklerinde de berk, kızın beyaz teninde gezinip huzurla uyumasını sağlamıştı.
sabah uyandıklarında kokulu bir öpücük aldı kızın gamzesinden. burnunu boynunda hafif hafif gezdirdiğinde de kıkırdadı kız.
"berk, yapma şunu gıdıklanıyorum."
kızıl elleriyle de kızı gıdıkladıktan sonra gülüşünün güzel tınısından öpmek istedi. dudağının kenarına sayısız öpücük bırakıp kızı kucağına kaldırdı, kızla beraber mutfağa koştuğunda da genç kızın düşmemek için ona sıkı sıkı sarılmasıyla memnun olmuştu.
"berk, düşeceğim tut beni."
"tutuyorum güzelim, rahat ol sen."
kızı mutfakta indirdiğinde de önünde hazır olan masayla şaşırmıştı kız.
"berk, sen yeni uyanmadın mı? ne ara hazırladın tüm bunları?"
"uyandım, markete gittim, hazırladım ve ait olduğum yere yeniden geldim." kızın elinin üzerini naifçe öptü. "senin yanına."
genç kız içi kızılın hisleriyle dolup taşarken de sıkıca sarıldı ona, kahvaltıya geçtiklerinde ise çok mutlulardı.
🌙
"aybike?" dedi berk eşinden ses alamayınca. anılarını anlatırken çoktan göğsünde uyumuştu kadın. gamzesini sevip saçlarından derince koklayarak öptüğünde uyuyan bebeğinin kollarında ince ince halkalar çizdi parmaklarıyla. aybike bundan çok hoşlanırdı. göğsüne sardığı kızın başını çenesinin altına aldığında kız, boynuna gömülmüştü.
sabah olduğunda yeniden eşinin yanına geldi berk. aynı şeyleri tekrarlamanın hafızaya iyi geldiğini biliyordu. yanaklarını öpüp gıdıkladı kadını. kucağına kaldırıp mutfağa getirdiğinde de döndürdü onu.
"berk, düşeceğim tut beni."
berk heyecanla kadını bırakıp ellerini tuttuğunda heyecandan kekelediğini fark etmemişti.
"güzelim sen, sen hatırlıyor musun? o gün de bana böyle demiştin. hatırlıyorsun değil mi?"
"hayır, öyle mi demiştim?"
kızılın yüzünün asıldığını fark ettiğinde de kollarını sevdi yavaşça. adamın arkasından sarıldığında da saçından öpülerek masaya geçti.
kızıl adam, elinde kahveyle geldiğinde de gülümsedi.
"kahve? çok seversin, severiz daha doğrusu. ikimiz."
kendine de aldığı kupadan yudumladığı kahveyle gülmeye başladı.
2 yıl önce, şirket
genç kız kırmızı tonlarında elbisesini düzeltip dosyalara gömüldü tekrar. çok yoğun çalışması gerekiyordu ve yoruluyordu. berk bey'e kahve götürmesi gerektiğini hatırladığında ise fırladı yerinden. nasıl da tamamen aklından çıkmıştı.
oflayarak telaşla yerinden kalktığında adama kek ve kahve almaya gidecekti. berk bey, sabahları kek ve kahveye bayılıyordu. berk'in odasında onunla beraber çalışıyordu bütün gün ama bugün başka odadaki dosyalarla uğraştığı için adamı da görmemişti ve tamamen unutmuştu. aceleyle kalkıp odadan çıktığında ise kapının önünde berk bey'i görmüştü.
siyah pantolon ve beyaz gömleğin zıtlık ve mükemmelliğiyle şahane görünen adamın sade renklerine kızıl saçları fazlasıyla yakışıyordu.
"berk bey?" adamın elinde tuttuğu kahve kupasına bakıp yeniden gözlerini buluşturduğunda da çok nadir olan bir şey olmuştu. kızıl, ona gülümsemişti. "kahve getirecektim size, unutmuşum."
"bugün çok yoğun çalışıyordun, sana kahve getirdim. beraber içeriz belki."
gülümsemesiyle hafifçe içi ısınan kız, kahveyi alıp yudumladığında da gamzelerini sunarak teşekkür etmişti ona. adam odanın önünden gideceği esnada ise söylediği çok daha fazla şaşırtmıştı kızı.
"sana kırmızı çok yakışıyor."
🌙
"şirkette bana kahve getirdiğin zamanlarda bir gün sürpriz bir şekilde yanına kahveyle gelip sana vermiştim. biraz katıydım o zamanlar, çok şaşırmıştın. ama seni daha çok şaşırtan bir şey vardı."
"ne?"
elini kadının beline sardığında boynundan öpüp mırıldandı orada.
"güzelliğine hayran oluşum şaşırtmıştı seni. hayran olunmayacak gibi misin? karanlık nasıl hayransa güneşe, ben de öyle hayranım sana."
boynunu hafif öpücüklere boğan kızılın ensesini sevdi kadın. geçmiş neydi henüz bilmiyordu ama gelecek belliydi. aşık olmuştu ona.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hala sen | ayber
Teen Fictionaybike, eşi berk'le yaptıkları trafik kazasından sonra hafızasını kaybetmişti.