heyoo!! yumuş yumuş olma zamanı, yıldıza basıp fazla fazla yorum yapalım lütfen. keyifli okumalar dilerim 🐣
yatakta telefonuyla oynayan kadına kaydı berk'in bakışları. aybike'ye her gün daha da aşık oluyordu ve onu her geçen gün daha çok beğeniyordu. ama bugün sevgilisi farklı bir çekicilikte geldi ona, başkaydı.
havaların soğuk olmasına rağmen evin yeterince ısınmasıyla üzerindeki biraz bol hamile tişörtüyle duruyordu kadın, altında bir şey yoktu. tişörtün uzun olmayışıyla iç çamaşırı da görünüyordu ve bu berk'in yutkunmasına sebep olmuştu.
"bir sorun mu var?" dedi kadın, ince beyaz bacaklarında gezinen bakışlarına karşı. kıvırcık saçlarını alıp üstten sağ tarafına attığında da dilini iki dudağının üzerinde gezdirdi berk oldukça yavaş bir şekilde.
"bu hamilelik sana cidden yaradı sanki ha tatlım? sen bir ayrı güzelleşmişsin sanki ya, başka bir şey olmuşsun."
kemikli ellerini kadının üst bacaklarına yerleştirerek söylediğiyle elleri hareketlendi yerinde. tüm bacağını sarıp severken kadını olduğu yere yatırmıştı.
"sorunumuz, seni oldukça özlemiş olmam bebeğim. geçen gece de kurtuldun benden, unuttum sanma."
kadının başını yana yatırmasına izin vermeyip dudaklarını dudakları arasına aldığında tişörtünün eteklerine gitti elleri. genç kadın yavaşça onu omzundan ittiğinde de geri çekilmek zorunda kalmıştı.
"berk, dur. bugün biraz sancım var pek iyi hissetmiyorum kendimi. daha sonraya ertelesek olmaz mı sevgilim?"
"olur bitanem, sen ne zaman istersen o zaman."
eşinin yanağını öpüp seven kadın yavaşça yerinde doğrulup yeniden yerleştiğinde karnına getirdi ellerini berk. başını kadının göğsüne koyup karnını severken de aybike adamın elini karnının biraz daha aşağı kısmına koyup tuttu.
"burada şimdi, tekmelemesi bu hafta başlayacaktı. hissediyor musun onu?"
"daha atmadı hiç değil mi güzelim?"
"atmadı."
"annesine kıyamıyor demek ki. nasıl kıysın ki şu güzelliğe?"
"berk yaa." gülüp başını öne eğen kadının gülüşünden öptüğünde yerinde biraz doğrulup hissetmeye çalışıyordu bebeklerinin hareketlerini.
"aybike!" kadının da heyecanıyla hissettiği minik şey fazlasıyla heyecanlandırmaya yetmişti ikisini de. "tekme attı güzelim hissettin değil mi? babasını hissetti benim minik bebeğim."
"hissettim berk tabi ki!" eşinin karnındaki elini sevdikten sonra yerinde uzanıp tişörtünü sıyırdı. çıplak karnına yeniden elini koyduğunda da tekrar attığı tekmeyle karnını öpmeye başlamıştı adam.
"gördün mü bak? tam bir babacı olacak."
kadının saçlarını sevdiğinde ikisine bir şeyler hazırlamak için odadan çıkmıştı. bir an önce ikisinin de yanına gitmek istediğinden acele edecekti.
elindeki kurabiye ve iki bardak sütün bulunduğu tepsiyle geldiğinde kadının zaman zaman takındığı bir şey isteyen bakışlarına rastladı. alt dudağını ısırıp berk'i yakalarından kendine çekerek yatağa oturmasını sağladığında da dizlerinin üzerine oturdu.
"hm, benim güzel bebeğimin canı yaramazlık çekmiş sanırım. sancın olduğunu söylemiştin yavrum, ne değişti?"
işaret parmağıyla çenesine peşpeşe hafif dokunuşlar sunarken bir yandan da kadının bacaklarını sarmış açıktaki bacaklarında geziyordu elleri.
"bir şey isteyeceğim senden ama izin verir misin bilmiyorum."
mümkün olduğunca sevimli olmaya çalışarak alt dudağını büzdüğünde yerinde hareketlenen kalçası da zıt bir şekilde kızılı felaket derecede etkilemeye yetiyordu. kızıl, iki eliyle baldırlarından tuttuğu kadını kendine çekerken de burnuna burnunu değdirip yüzünün kokusunu çekmişti içine gözlerini kapatarak.
"ya sen istersin de ben yapmaz mıyım güzelim? neymiş söyle bakalım."
genç kadın iki eliyle eşinin boynunun kenarlarını sardığında arada başının arkasına giden elleri kızıl saçlarını seviyordu.
"şey, kedi sahiplenebilir miyiiiiiz?" anında başını olumsuz anlamda sağa sola sallayan adama karşı söyleyeceklerini reddetmemesi için peşpeşe cümlelerini sıralıyordu. "berk! söz veriyorum tüylerinden sakınacağım, kucağıma da almam, öpmem. bebek için zararlı olmaz böylece, uzaktan severim söz lütfen."
"olmaz bebeğim." dedi başını kesin bir kararla sallayan adam. kedi sahiplenmeyi hep çok istemişlerdi ama önce hafıza kaybı girmişti araya şimdi de bebek. ve berk kedilerin tüylerinin nefes alımında zararlı olduğunu biliyordu, aybike hamileyken olmazdı. "kızımız doğsun ve tabi ki büyüsün ondan sonra onun da onayı ve isteğiyle ortak karara varıp sahipleniriz."
"berk yaa, bizim kedi almamamızın tek sebebi tüy dökerken bebekle benim solunumumuza zarar verecek olması değil mi? eğer yakınlarımda dolaşmazsa bu sorun da ortadan kalkar, lütfen alalım. bak böyle turuncu bir kedi olur senin saçların gibi. adı da cango olur! lütfen, lütfen."
telefonundaki kediyi göstererek söylediğiyle omuzlarını seviyordu adamın. berk kesin bir kararla reddedip kollarını sevdiğinde de saçını düzeltti kadının.
"hayır sevgilim, bu konuda ısrar etme lütfen. daha sonra, tamam?"
yanağını öpmek için uzandığı kadın kendini geri çekip kucağından kalktığında da yatağın kendi tarafına uzanmıştı, canı sıkılmıştı. yorganı da başı dışarıda kalacak şekilde tepesine çektiğinde parmaklarıyla bedeninin yan tarafında gezinen adamın elini itti.
"gider misin?"
kızıl adam derin bir nefes vererek hamilelik hormonları dolayısıyla da fazla alınganlık yapabilen kadının yanına uzandı. yorganın altına girdiğinde kolunu beline sarmıştı kadının, kulağına fısıldadı.
"ben sadece sizin iyi olmanızı istiyorum bebeğim, ikinizi düşünüyorum. tüm kararlarımı da ona göre veriyorum unutma bunu."
omzunu öpüp onu sarmaladığında da burnunu saçları arasına gömüp uyuyakalmıştı.
🌙
genç kadın esneyerek gözlerini araladığında dün gece olanları büyütmeye gerek duymayarak berk'in olduğu tarafa döndü yüzünü, kollarını atıp ona sarılacağı sırada da yatakta olmadığını fark ederek doğruldu yerinde. kızıl adam normalde haber vermeden bir yere gitmezdi.
komodinin üzerindeki leziz kahvaltı tepsisiyle gülümsemeden edemezken de berk'in bıraktığı notu okudu.
"acil bir işim çıktı güzelim, sen yap kahvaltını öğleden sonra gelirim."
tepsiyi yanına alıp atıştırmaya başladığında bir yandan da harika'nın attığı mesajları cevaplıyordu. yatak odalarının aralık kapısından turuncu bir kedinin girişiyle ise kalktı yataktan, dün bulduğu kediye çok benziyordu!
"hii, canım benim sen nereden çıktın ya?"
kediyi kucağına alıp sevmeye başladığında da kapıdan giren berk'i buldu bakışları. adam göz devirdiğinde de kediyi bıraktı yavaşça yere.
"kucağına almayacağın konusunda anlaştığımızı hatırlıyorum aybike."
genç kadın eşinin boynuna sarıldığında da sarabildiği kadar sıkı sardı onu. "berk! çok güzel bir sürpriz bu! teşekkür ederim sevgilim."
saçlarından öpülüp adamın göğsüne başını yasladığında da yanaklarını seviyordu.
"dediğin gibi uzak durman şartıyla ama güzelim."
"tabi ki. kızımız da çok sevecek cango'yu. benim de sana bir sürprizim var, kızımızın adını buldum. esila olsun. çok güzel." aynı şekilde mırıldandı ismi berk eşine sarılırken.
"esila."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hala sen | ayber
Teen Fictionaybike, eşi berk'le yaptıkları trafik kazasından sonra hafızasını kaybetmişti.