2.1

1.2K 73 227
                                    

berk ceza versin dediniz bölümümüz +18 o zaman. yıldıza basmayı ve bol bol yorum yapmayı unutmayın, keyifli okumalar dilerim 🐣

düzenledikleri partinin bitimine kadar eşiyle ilgilenmişti berk. her zaman fazlasıyla ilgi gösterirdi kadına ama bebeğin de olmasıyla üstüne daha çok titriyordu.

partinin ortalarında omzunda uyuyakalmış kadının saçlarını sevmişti usulca. uyandırmaktan korktuğu için olabildiğince hafif olmuştu dokunuşları da.

sonunda bittiği için ikisi de mutluydu. beraber organize ettikleri partide olmak da güzeldi ama eve gitmek çok daha farklı bir boyuttu.

arabada tek bacağını eşinin kucağına uzatan kadının yaramazca yerinde durmayışıyla yutkundu berk.

"aybike. rahat dur bebeğim. eve gidiyoruz zaten."

"rahat durmuyorum. ceza ver bana."

derin bir iç çekip bir an önce eve gitmenin hayalindeydi berk. hem bebek oluşundan hem de yaşadıkları kaza yüzünden hız da yapamıyordu.

eve vardıklarında arabadan inip berk'i beklemeden eve giren kadın oyun oynamak istiyordu eşiyle biraz. odalarına çıkıp yataklarına uzandığında kızılın bu kadar çabuk geleceğini düşünmemişti. yaramaz bakışlarıyla gülümseyip ince battaniyeyi üstüne çekti kadın.

kapının örtüldüğünü duyduğunda battaniyenin üstünden berk'in biçimli ellerini hissettiğinde de yutkunup nefesini tuttu. her seferinde bu kadar heyecanlı olmamalıydı.

kızılın dokunuşları hala uyuşturuyordu bedenini. kızıl adam, battaniyeyi eşinin üstünden çekip kenara bırakırken birazı yastığa dağılmış saçlarını çekti yüzünden. nefesini dudaklarına üflediğinde kollarını iki yana açıp yüzünün her yerine öpücükler bıraktı.

"berk... gıdıklanıyorum."

"dur güzelim." kıkırdayan eşine karşı gülerken öpücüklerini dudaklarına getirdi. birkaç öpücük de oraya bıraktıktan sonra ağırlığını vermeden üzerine yerleştiğinde karnına baskı uygulamamaya çalışıyordu. siyah elbisesinde gezdirdiği ellerini durdurdu adamın aybike.

"berk, bu elbiseyi çok seviyorum yırtma sakın."

"tüh ya, neyse bu elbise elimizde kalsın en azından."

şerefsiz bakışlarıyla elbiseyi omuzlarından sıyırıp fermuarını açtığında yere bıraktı. adamın oldukça yavaş davranıyor olması ise kadını bitiriyordu. aybike, onun aksine hızlı davranmaya çalışıp gömlek düğmelerinden kurtulduğunda hızla sıyırıp attı. pantolonundan da aynı hızda kurtulduğunda gözlerinin derinliklerine bakan adamı çekti üzerine.

"berk... çok yavaşsın."

dudaklarını yeniden öpmeye başlayan adamın daha hızlıydı bu sefer hareketleri. dilini dudaklarında gezdirip yoğunlaşırken sürttü kendini. hareketini beklemeyen kadın, boğukça inlediğinde omuzlarında gezdirdi ellerini. ensesinden kendine bastırıp daha da fazla hissetmeye çalıştığında sırtına yavaş yavaş geçirdiği tırnaklarıyla inletiyordu berk'i de.

dudaklarını ayıran adam diliyle kadının boynunda ve açıkta kalan göğüslerinde gezdiğinde küçük bir çığlık atmasını sağlamıştı. daha fazlasını istediğinden sütyenini tek hamlede profesyonelce çözdüğünde de fırlattı bir kenara. kadının göğüslerine her zaman bitiyordu.

sulu öpücükler bırakıp gezindiğinde yeniden dişleriyle ilerleyerek boynuna çıkmıştı. kadın boynundaki dudaklarla delirirken ısırıklar bırakan adamın ensesindeki kızıl saçları çekiştiriyordu.

"ah sevgilim, mmh."

kadının kokusunu içine hapsederken yoğun öpücükler bıraktığında tek eli yaramazca iç çamaşırına giderken diğeri de göğsünü avuçlamış sıkıyordu.

mırıltılar bırakan kadına karşı her saniye daha da sertleşirken yeniden sürttü kendini. ikisinin istekleri ve açlıkları bu hamleyle artarken iç çamaşırlarından da kurtuldu berk. dizlerinin üzerinde durup eşinin mükemmel vücudunu baştan sona incelediğinde dilini dudakları üstünde gezdirdi. aynı şekilde onu inceleyen kadının tehlikeli bakışlarına karşı tek bacağını omzuna attığında iki göğsünün arasından kasıklarına doğru diliyle yol çizmişti.

bacak arasının adeta yandığını hisseden kadın peşpeşe gelen iniltilerini durduramazken de ıslaklığını yalamasıyla adamın saçlarını acıtacak derecede çekti.

"berk! ah, ah..."

diliyle gezinen adam yeniden yukarılara çıktığında konumunu alıp sürtmüştü eşine kendini. sırtında hissettiği tırnaklar boydan boya çizikler bırakırken de kalçasını sevip aralayarak beline doladığı bacaklarını açtı. kendini eşinin içine ittiğinde de ikisinden de zevk dolu bir inilti yükselmişti.

hareketlenmeye başladığında kadının içinde büyüyor oluşu ikisini de çıldırtırken kadının kendini dibe itmesiyle birbirlerine çarpan vücutlarının tok sesi yankılandığında birbirlerine karışan nefes sesleri her seferinde yakabiliyordu ikisini de.

"aybike... yapma şunu bebeğim."

onu içine kıstıran kadını kalçasından destekleyerek söylediğiyle de kıkırdamıştı aybike.

"hızlan sen de o zaman biraz. lütfen berk."

"güzelim olmaz biliyorsun. bebeği düşünmemiz lazım. daha sonra telafi edeceğiz, söz veriyorum."

mızmızlanışlarına karşı eşinin üst dudağını öpüp kollarını beline dolayarak kendini tekrar ileri itti. içinden çıkıp yeniden doldurarak zevk almasını sağladığında başını geriye yatırıp adıyla inleyen kadını memnun etmek hoşuna gidiyordu.

kalçasını yeniden sıkıp hareketlerini biraz daha sıklaştırdığında yükselen iniltileriyle aynı anda geldiklerinde adamın omuzlarına tırnaklarını geçirmişti aybike.

yorgun düşmüş biçimde yan yana uzandıklarında hırıltılı nefesleriyle eşinin omzuna kolunu dolayıp göğsüne çekti berk. her zamanki huzurundaydı yine, kokusundaydı bebeğinin.

hala sen | ayberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin