+18 yerler var bölümde, yıldıza basıp bol bol yorum yapmayı unutmayın lütfen, keyifli okumalar 🐣
"her şeyi hatırlıyorsun ama hatırlamamazlıktan geldin."
genç kadın, yaramazlık yapmış küçük bir çocuk gibi dudağını dişlerken de elleriyle oynuyordu bir yandan. kendisine şaşırmak yerine kızamayan tatlı bakışlarıyla bakan adamı tuttu eli.
"çok mu kızdın?"
salıncaktan inmesine yardımcı olan kızıl, ellerini tutup sevmişti eşinin. yavaşça göğsüne sardığında da sevdi yüzünü, parmaklarını, yüz hatlarını. omuzlarını ısıttı.
"kızamıyorum ki sana hiç. ama bunun cezasını vereceğim sana sevgilim, evimize gidince."
saçlarının arasından söylediğiyle yutkundu aybike. her zaman berk'in ona ceza vermesine bayılıyordu.
🌙
2 yıl önce, şirket
toplantıda mükemmel bacakları asla yerinde durmamıştı kızın. masanın altından adamın bacaklarına sürttüğü bacaklarıyla yavaşken bile kıvılcım çıkarmayı sağlıyordu.
kızılın, beyaz teninin kızardığını fark ettiğinde de bacağına sürttüğü bacağından da anladığı değişimlerle kızıl adamın kasıldığı çok belliydi.
işleri biraz daha ileriye taşımak istemişti kız, biraz oyun oynamaktan zarar gelmezdi. ellerini adamın dizinin üzerinden kasıklarına götürüp sertliğini okşadığında onunla zor şekilde göz temasına girmiş adama karşı sertliğini sıkıp dilini dudaklarında gezdiriyordu arsızca.
kızıl, genç kızın yaptığı hareketlerle tamamen büyüdüğünü hissederken toplantıyı bitirdi aceleyle. bu şekilde devam edemiyordu.
odadan çıkanlarla beraber kapıyı kilitleyip aynı hızla panjurları çektiğinde de odaya giren ışığın kesilmesiyle kısa bir karanlık hakim olmuştu odaya. kız, usulca onu kapıya yaslayıp sertçe öpen adama kendini bıraktığında da beline dolayarak kendini sürttüğü bacaklarıyla adamın kucağına çıktı.
kızıl, genç kızla beraber gerileyerek koltuğa düştüğünde kucağına hızla oturan kız ile inlemişti. iniltilerinin kesilmesine fırsat vermeden dilini adamın ağzına itip kalçasını da sertçe kıvırarak adamın kucağında kendini yasladığında derince inlemesine sebep olmuştu.
sert kıvranışları, hızlı hızlı sürtünüşleri, tek elini koyduğu boynunu sevişi adamın aklını başından alırken de kızın kısa kırmızı bluzuna gitti elleri belinden içeri süzülerek.
genç kız, adamın kucağında yükselerek dizini kızılın bacak arasına bastırıp sürterken adamın derin inleyişleriyle hızlıca oturdu yeniden kucağına. eteğinin altındaki iç çamaşırından adama yaslanıp kendini bastırması kızılın daha da sertleşmesine sebep oluyordu.
yeniden dudaklarını esir edip sindirerek çekiştirdikten sonra eteğinin üzerinden kalçasını sevip göğüslerine gitti elleri. kızın birkaç düğmesini açarken daha fazla beklemek istemediğinin farkındaydı ikisi de.
"aç şunu."
adamın pantolonunun düğmelerini hırsla çekiştiren elleri titrerken de berk, hızla çıkardı kıyafetlerini. kadının eteği ve iç çamaşırını da sıyırdığında bacaklarını beline dolayıp adamı daha çok hissetmek inletmişti ikisini de.
berk, zevk mırıltıları çıkardığında burnunu kızın yüzünde gamzelerinde ve boynunda gezdirirken değen dudaklarının kızı ateşe çevirdiğinin farkında değildi.
kucağına yerleşip ileri geri yaparak kendini sürttüğünde kızı belinden doğrulttu berk.
"ah, şirkete uygun davranmamız gerektiğini söylemez miydin her zaman berk?"
"cezayı hak ediyorsun."
genç kız kızılın sertliğini içine aldığında bacaklarını aralayıp ona rahatlık sağladığında bacaklarını tekrar sıkıp adama darlık sağlayarak yoğun zevk veriyordu.
"bebeğim, ah. nasıl da içine kıstırıyorsun beni öyle."
"berk... istiyorum! daha fazlanı istiyorum hadi..."
kendini kucağındaki kızda diplere iterek sertleştiğinde, kız tamamıyla içini dolduran adamı hissederken zevkten delireceğini düşünüyordu.
"ah, aybike!"
kucağında zıplamaya başlayarak ikisinde de büyük etkiler uyandırırken ardı ardına gelmelerini sağlamıştı kız. adamın boynuna kendini bıraktığında birbirlerinin boyun girintisinde soluklanıyorlardı.
🌙
eve geldiklerinde kapıdan girer girmez başına gelecekleri biliyordu genç kadın, kendini adamın kucağında bulduğunda büyüyen gözleriyle kaslı kollarını sıkıyordu kocasının. adam, kadını yavaşça kapıya yaslayıp boynunda dilini gezdirdiğinde de kucağındaki eşiyle beraber mutfağa geçti. sert olmak istese de hamile olmasından kaynaklı yavaş davranıyordu bebeğine.
masaya oturttuğu kadının bacaklarının arasındaki konumunu aldığında ellerini iki bacağına yerleştirip kalçasını da kısaca sarmayı unutmadı. kırmızı saten elbisesinin eteğinden yukarı çıkan uzun parmakları kadının iç çamaşırını bulduğunda da kısıkça mırıldanmıştı.
"aybike, ıslanmışsın yavrum. siktir."
omzundaki elleriyle ondan destek alan kadın, boynunu okşadığında da kalçasını hareket ettirdi. adamın uzun parmağı çamaşırını sıyırıp içeri süzülerek kadının girişine sertçe baskı uyguladığında dayanmasıyla kollarını sıktı aybike.
"berk... istiyorum..."
"neyi istiyorsun bebeğim?"
"ah, parmaklarını!" konuşmakta zorlanan kadın kendini ileri itmeye çalışırken de berk, parmaklarını mümkün olduğunca geride tutarak gülümsüyordu. "parmaklarını içimde istiyorum berk... lütfen..."
yavaş yavaş kadının hassas noktasını okşadığında tiz iniltileriyle kollarını sıkıyor olması fazlasıyla zevk veriyordu.
"berk yapma şunu!"
okşayışlarına devam edip aşağılara inerek parmağını kadının içine yolladığında kısa bir çığlık atarak başını geriye yatırmıştı kadın. araya giren sürede çok özlemişti berk'in ona dokunmasını ve aldığı zevk o yüzden katlanarak artıyordu.
"b-berk... dayanamıyorum sana."
"bebeğim, çok başka bir şeysin sen."
parmaklarını kullanmaya devam ettiği kadının dekoltesinin açıkta bıraktığı göğüslerine öpücükler sıralayıp sertleştirdi hareketlerini.
"berk, berk..."
adıyla inleyen eşini kalçasından destekleyip içindeki parmaklarını derinleştirerek kadının rahatlamasını sağladığında çekti parmaklarını, ela gözlerine bakarak temizledi.
kadın uzanıp kollarına boynuna sardığı adamı dudaklarından uzunca öptüğünde de geri çekilip indi masadan. zevkle kapattığı gözleriyle adama sarıldığında da çalan kapıya yönelmişlerdi beraber.
"canım kardeşim ya." dedi hamilelik haberini öğrenmiş olan oğulcan, ömer ve süsen'le beraber. akşam onlara gelmeleri için anlaşmışlardı. "şimdi ben dayı mı oluyorum, minik bir bebek geliyor öyle mi?" dedi çocuksu bir tavırla.
eğilip aybike'nin karnını dinlemeye çalıştığında da yeniden doğrulup çok sevindiği haberle kardeşinin saçını öperken ömer de diğer taraftan saçlarını öpmüştü kuzeninin.
"benim fıstığım anne oluyormuş ya."
ömer'in söylediğiyle duygusallaşıp dolu gözlerini silen oğulcan'a döndüklerinde berk sarılmıştı adama. aybike de abisi, kuzeni ve süsen'le sırayla sarıldığında her biri tüm akşam boyunca aybike ve bebekle ilgilenerek çok keyifli vakit geçirmişlerdi beraber.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hala sen | ayber
Teen Fictionaybike, eşi berk'le yaptıkları trafik kazasından sonra hafızasını kaybetmişti.