5-Bar

2.1K 161 216
                                    


______

"Şşt.. Şuradaki sana fena bakıyor."

Jisung, hızlıca bakıp gözünü kaçırdı. Kendisi de farkındaydı bakan kişinin fakat kendisini öldürecekmiş gibi bakıyordu.

"Yakışıklıymış."

"Yakışıklıysa git konuş Felix. Germeyin beni."

Jisung, basın toplantısından beri babasını ilk kez görmüştü. 1 hafta sonra sinirleri yatışır sanıyordu ama düşündüğü gibi değildi. Sanki iyice bilenip gelmişti üstüne. Demediğini bırakmamıştı. Şirket hisseleri iyice düşüyordu. Aklına geldikçe kahroluyordu Jisung. Amcası Chan'ı eve hapsetmişti sırf kendisi ile görüşmesin diye. 1 haftadır haber alamıyorlardı. Jeongin de gelmiyordu. Memleket ziyareti bahanesiyle onu da uzaklaştırmıştı ailesi kendinden. Seungmin, Felix ve Changbin kalmıştı yanında. Hyunjin hasta olduğunu söylese de Jisung, Hyunjin'in babasının kendi babasına olan sadakatini bildiğinden inanmış gibi yapmıştı yalnızca.

"Bence bir şirket kurmalıyız."

"Ne saçmalıyorsun Seungmin yaa. Hazır şirketi batırıyorum ben."

Seungmin'in keyfi kaçmıştı. Babası son zamanlarda kendisini hiç görmüyordu bile. Yanından geçip giden bir yabancı gibi hissettiriyordu kendisine. Dikkatini çekmek istiyordu. Jisung'un babasıyla olan kavgasını bile kıskanıyordu.

"Eğlenceli olurdu."

"Her şey eğlence değil Seungmin. Dünya kadar derdim var."

Jisung kalkıp bara ilerledi.

"Bir bira alabilir miyim?"

"Kötü bir gün sanırım."

Jisung duyduğu sese döndü. Kendisini izleyen kişiydi bu.

"Daha da kötü olsun istemiyorum."

Genç güldü, Jisung büyülendi.

"Yalnızca tanışmak istemiştim."

"Öldürecek gibi bakıyordun bana."

Genç bir kez daha güldü.

"Senin gibi bir varlığın gerçek olma ihtimalini tartıyordum kafamda. Üzgünüm."

Jisung güldü.

"Benimle flört mü ediyorsun?"

Karşındaki genç başını eğerek güldü daha sonra başını kaldırıp alttan bakış atarak bir kez daha güldü.

"Öyle yapıyorsam ne olur?"

"Ona göre tepki veririm."

"Farz edelim ki seninle flörtleşiyorum."

"O zaman sana derim ki benden uzak dur. Senden daha önemli işlerim var."

"Peki o zaman. Öncesinde benimle karakola kadar gelmen gerek."

Jisung kaşlarını çattı.

"Çünkü güzelliğin karşısında büyülendim. Bir çeşit orta çağ büyücüsü olmalısın."

Jisung, dişlerini göstererek güldü. Gözleri kısılıydı ve bu gülüşü kalbe zarardı.

"Orta çağdan kalan tek şey senin bu cümlen."

"Ama hoşuna gitti."

"Hoşuma gitmiş gibi yaptım yalnızca."

Yabancı yine başını eğip, elindeki içkisi ile oynadı.

"Üzgünüm. Bu işlerde iyi değilim."

Jisung, dudaklarını birbirine bastırıp başını salladı. Yabancı devam etti.

UNKNOWN / Minsung ✔ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin