11- Oyun

1.1K 89 87
                                    

______

Minho, olan biten her şeyi Dongseok'a anlatmıştı. Dongseok onu dinlemiş, her şeye rağmen duygularından yoksun yetiştirmeye çalıştığı bu çocuğun aşık olmasına sevinmişti. Çünkü yaşlandıkça Minho'nun annesine verdiği sözden dolayı vicdan azabı çekiyordu.

2 hafta geçmişti üstünden. Minho o olaydan iki gün sonra konuşmuştu Dongseok'la ve şimdi ikisi bir olmuş, babasını bitirme planı yapıyorlardı. Hala Seungwon için çalıştığı için gündüzleri ya da geceleri, ne zaman çağrılırsa o zaman gidiyordu yanına. Hasta olduğunu söylediğinde umursamamıştı bile.

"Bir işler dönüyor Minho-yah. Onca sene bekledi senin için. Şimdi birden bire sana bu kadar önemsiz işler vermesi çok saçma."

Dongseok, bir şeylerden şüpheleniyordu.

"Ne olacaksa olsun artık Hyung. Öldürecek mi ne yapacak?"

"Seungwon seni gözünü bile kırpmadan öldürebilecek bir adam."

"Ondan korkmuyorum."

"Korkmalısın."

Dongseok ile Minho, Seungwon'un işlerini nasıl ortaya çıkaracaklarına karar verirken akıllarına Jisung'un babası gelmişti. Öğrendiklerine göre Seungwon ile aralarında bir gerginlik vardı ve Jisung'un babası Seungwon'u bitirecek bir hamle yapma fikrine direkt atlardı. Bu sebeple de bir kaç gündür isimsiz bir şekilde mailler gönderiyorlardı. Buldukları her şeyi toplayıp, part part ayırıyorlardı ve her gün aynı saatte mail olarak atıyorlardı. Tam bir hafta daha devam ettiler bu işe ve bir gün Dongseok heyecanla Minho'nun yanına gitmiş ve televizyonu açıp aradığı kanalı açtıktan sonra ayakta dikkatlice izledi.

Minho da oturduğu yerden dönmüş televizyona bakıyordu.

"Saja Han sonunda işimize yaramaya başladı."

"Bilinmeyen birinden bilgi mail geldi diye hemen inanmamışlardır. Önce araştırmışlardır."

Minho ekranı izliyordu dikkatlice. Babasını tutuklamışlardı.

"Şunun şu suratına baksana. Hiç bir gerginlik, bir rahatsızlık... Hiç biri yok."

Minho ekranın önüne geçip, babasının yüzü ile aynı hizaya geldi.

"Seni sonsuza kadar içeri attırmazsam bana da bu dünya dar Kim Seungwon."

Ertesi gün kahvaltı yaparken ikisi de mutluydu. açık olan televizyondan uluslararası bir haberi dinliyorlardı. Haber bandı bitip sunucu tekrar konuşmaya başladığında, Minho ağzına götürdüğü pilavın kaşığını sinirle çıkarıp, arkasındaki televizyona döndü hızlıca.

"Ünlü iş adamı Kim Seungwon, hakkında çıkan veri kaçakçılığı suçlamasından aklanarak bu sabah..."

Minho sinirlenerek televizyonu devirince gerisi duyulamamıştı.

"Sakin ol evlat!"

"Nasıl olayım Hyung? En az bir kaç gün tutarlar sanıyordum. Hemen ertesi gün salmak nedir?"

"Bunu bekliyorduk. Ben hiç şaşırmadım Minho-yah."

Minho tekrar sandalyesine oturdu. Bacağını sallıyordu stresle.

"Benden şüpheleniyor. Peşime düşmüştür."

Dongseok ona hayır diyemedi.

"Daha büyük bir şey lazım bize Hyung."

"Aklında bir şey var mı?"

Minho başını salladı.

"Jisung'u kaçırdığım günden görüntüler atacağım. Kamera kayıtları hala bende."

UNKNOWN / Minsung ✔ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin