UNKNOWN / Minsung ✔

21- Final (4) Ölümsüzlüğün Sırrı

Öhöm... Normalde bu bölüm cidden son olacaktı. Ama bi baktım 8 bini geçiyor. Dedim sıkılırlar okurken. Bölerek paylaşmaya karar verdim.

Başından beri böyle olacağını bilsem bu bölüm çok uzun zaman önce gelirdi. Neyse hala yazacağım bir part daha var. O bitince tamamen bitecek.

Final 5 bölümden oluşmuş olacak.

Şimdi diyeceksiniz: Keşke final olarak yazmasaydın.

Ama final diye hızlı geçiyor bir çok yer. Ondan kaynaklı değiştirmedim.

Umarım beğenirsiniz.

Saygılar efendim...

_______

*

Minho, bir sonraki hafta sonuna kadar babasının söylediği kasadan aldığı belgelerden yola çıkarak bir araştırmaya girişmişti. En önemlisi artık somut olarak elinde annesinin bir fotoğrafı vardı. Çok yaklaştıklarını hissediyordu.

Seungmin ve Dongseok ile tüm gayrimenkullerin tespitini yapmışlardı. Gangnam yakınlarındaki çiftlik hepsini büyülemişti. Seungmin oraya otel ya da golf sahası kurmayı önerdiğinde, Minho daha düşünmeleri için bir çok zamanları olduğunu söylemişti. Tabi golf sahası fikri ona daha mantıklı gelmişti. Yeşilliği bozmak istememişti. 

Öğrendiği bir diğer şey de: Nüfusuna kayıtlı olduğu adamın Kim Seungwon, yani babası değil de aynı ismi taşıyan dedesi olduğuydu. Bunu ilk öğrendiğinde küçük çaplı bir şok yaşasa da bir kaç sorusunun cevabını aldığına memnun olmuştu. İlk sorusu: Nasıl olurdu da Kim Seungwon hakkında onca araştırma yapıp, nüfusunda bir çocuk daha kayıtlı olduğunu göremezdi? 

Evet aile kütüğü elinde vardı fakat hiç dikkatini çekmemişti demek ki. Dikkat etseydi, belki de biyolojik dedesinin dördü erkek, üçü kız olan yedi çocuğundan birinin kendi ile aynı gün doğduğunu fark ederdi. 

Tüm hafta kafası bunlarla doluyken hafta sonu da hızlıca gelmişti. Minho uyandıktan bir süre sonra kendisini cezaevine bulmuştu. Kim Seungwon bu kez daha keyifli gelmişti gözüne.

Seunwon mahcup olduğu konudan başladı konuşmaya.

"Annenle ilgili bir şey bilmediğimi söylemiştim. Cidden haberim de yok bir parmağım da..."

Minho dalgınca konuştu.

"Bir çok şey öğrendim."

Seungwon güldü.

"Evet. Biliyorum."

Minho sesini alçaltıp, cama yaklaştı.

"Bu yaptığın adilik. Başından beri işe yaramayacağını bildiğin bir plan için mi beni dünyadan uzaklaştırdın?"

Seungwon başını iki yana salladı başı yere eğikken.

"İşe yarayacağını düşünüyordum. Ben çocukken, babamdan nefret ederdim. "Babam gibi olmayacağım." Söylediğim şey buydu."

Bir süre durakladı Seungwon.

"Gençlik çağlarımda ise onu yenmek istedim. Her şekilde. Güç istedim."

Minho umurumda değil diyecek olsa da sustu. Aslında merak ediyordu.

"Güç demek babam gibi olmak demekti. Umursamadım."

"Çok şaçma! Babanı beğenmeyip ondan beter olman.. ."

Seungwon, Minho'nun dediğiyle gülümsedi.