4-Unknown

2.4K 194 87
                                    


_____

"Döndüm efendim."

Genç adam, loş ışıkta yüzü görünmeyen adama doğru konuşmuştu.

"Aferin."

Adam, nemli depoda sağa doğru bir kaç adım atıp, korumalarından birine ağzındaki sigarasını yaktırdı. Derince bir nefes alıp, karanlık depoya grimsi dumanı yaydı.

"Haberleri aldım. Oldukça hızlı yayıldı. İşini oldukça iyi yaptın. Bu kez dile benden ne dilersen."

"Ne istediğimi biliyorsunuz."

Sesi sigara içmekten kalınlaşmış adam hırıltılı bir kahkaha attı karanlığa doğru.

"O dediğin hiç bir zaman olmayacak. Senin adın Unknown ve öyle kalacak."

Genç adam itiraz edecek oldu fakat yumruklarını sıkmaktan başka bir şey yapamadı. Çünkü ona aitti.

Unknown, bilinmezlik içinde yaşayan bilinmeyen bir çocuktu.

Daha annesi hamileyken bir odaya kapatılıp, tam 6 ay o odadan çıkarılmamıştı kadın. Annesi gayrimeşru olarak hamile kaldığında, babasının oldukça sadist planları vardı küçük bebekle ilgili.

Lee Sunhee, oldukça güzel bir kadındı. İşinde başarılıydı. Lüks bir markanın mücevher satıcısıydı ve zenginler özellikle ondan fikir almak için sıraya girerlerdi. Müşterilerinden biri ona ilgi duymaya başladığında reddetse de bir süre sonra evli olduğunu bile bile görüştü onunla. Yaşı gençti, toydu o zamanlar. Kendinden yaşça büyük olan bu adama aşık oldu ve ondan hamile kaldığını öğrendiğinde kendisine sahip çıkacağını düşünerek ona kendince güzel haberi vermeye gitti.

Tahmin bile edemeyeceği şeyler gerçekleşmişti bir anda. Sunhee'ye, herkese yurt dışından telif aldığını ve oraya yerleşeceğini söyletmişti zorla. Sebebini ise ondan tam bir hafta sonra kapatıldığı küçük odada anladı. Karnı büyürken günden güne kendisi küçülüyordu Sunhee'nin.

Üzgündü. Kendi için değil, hiç bir günahı olmayan yavrusu için. Bazen dua ediyordu kız olması için. Sonra vaz geçiyor erkek olsun diyordu. Kendisini tutan adamın amacını anlayamadığı için, aklındaki senaryolara göre değişiyordu bu isteği.

"Her zaman güçlü ol bebeğim."

Demişti son aylarında gördüğü bir rüyadan uyandıktan sonra. Hamilelerin rüyaları gerçek olur diye duymuştu Sunhee. Annesi hala hayattayken kendisine anlattığı rüyayı hatırladı.

Seni parıltılar içinde görürdüm. Böyle sanki bir sürü parlak taş vardı etrafında. Sonra birden karanlık olur, daha büyük bir ışık gelirdi yanına.

Sunhee, mücevher satıcısı olduğu vakit düşmüştü annesinin rüyası aklına. Annesinin rüyası gerçek olmuştu. Şimdi karanlığın içinde kavuşacağı en parlak mücevherini bekliyordu.

Gördüğü rüyasını tekrar düşündü Sunhee yattığı yerde doğrulup. Bebeğine bırakacağı günceye yazmayı ihmal etmedi.

Kendi çocuğu olduğunu bildiği bir genci yağmurun altında büzülmüş yatarken görmüştü Sunhee. Sanki yağmur bulutu yalnızca onu ıslatıyor gibiydi. Çocuk ağlıyordu. Elini uzatıp yardım etmek istediğinde ulaşamadı fakat elini uzanmasıyla birlikte altın zırhlı bir ejderha onun etrafını sarıp, yağmurdan korumuştu. Yağmur kesildiği zaman zihninde bir rahatlama yaşamıştı Sunhee.

Rüyasında gördüğü yakışıklı genci düşündü. Yüzünü hatırlamaya çalışsa da keskin bir hat canlandıramıyordu.

"Rüyamdaki gibi erkek misin acaba bebeğim. Eğer öyleysen eminim çok yakışıklı bir genç olacaksın."

UNKNOWN / Minsung ✔ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin