19- Final (2) Yüzleşme

764 65 68
                                    


NOT: Finali iki bölüm yapacaktım. Ama uzadı. Sonraki bölüm son final. Uzun olabilir bölüm. Henüz yazmadım ama yazacaklarım bir bölüme sığmayacak büyük ihtimalle. Saygılar.
____

Minho, Jeju Adası'ndan döndükten sonra Jisung'ların evinde kalması için bir sebep kalmadığından Dongseok ile konuşup bir ev tuttu. Küçük, mütevazi, müstakil bir evdi. İki katlı olsa da 3 odası vardı yalnızca. Dongseok ve kendisi üst kattaki odalarda kalıyordu, Seungmin ise alt katta.  Dongseok eve çok sık gelmediğinden genelde ikisi kalıyordu evde. 

Bir gün Minho evde oturmuş, ayakları orta sehpanın üstüne uzatmış, televizyon izliyordu. Dış kapının kilidinden ses geldiğinde göz ucuyla oraya baktı. Seungmin'i görünce tekrar ekrana bakıp konuştu.

"Erken geldin."

Seungmin, kilitten çıkardığı anahtarı sırt çantasına atıp elindeki poşetleri tekli koltuğun üstüne bıraktı.

"Elimi yıkayıp geliyorum. Aç mısın? Tavuk aldım."

Minho kumandaya uzanıp, televizyona doğrulttuktan sonra izlediği filmi durdurdu. Poşetleri karıştırıp tavuk poşetin ve diğer poşetteki gazlı içeceği alıp mutfağa geçti. 

"Seungmin-ah! Biramız da var istersen."

Seungmin de gelmişti o sırada.

"Hangisi daha soğuksa onu içelim."

Minho elindeki şişenin ısısına bakıp yüzünü buruşturdu bilemedim dercesine. Seungmin onun elinden şişeyi alıp, altılı bira paketini aldı dolaptan. Tavuk kutusunu da alıp salona götürüp sehpanın üstüne koydu. Minho da o sırada pilav pişiriciden pilav koymuştu iki kaseye. Bir kaba da kimçi koymuştu. Yıllarca kimçi yemediği için şimdilerde her şeyin yanında kimçi yemeye başlamıştı. İçeri geçip Seungmin'in yanına, yere oturdu. Seungmin yazdığı mesajı tamamlayıp gönderdikten sonra telefonu ters çevirip sehpaya bıraktı. 

"Al bakalım."

Pilav kasesinin birini önüne koydu. 

"Saol Hyung."

"Chan'la mı konuşuyordun."

Seungmin başı ile onayladı.

"Anlat şimdi."

Minho az çok tanımıştı kardeşini. Çıkarken annesi ile ilgili bir durum olduğundan bahsedip, geç geleceğini söylemişti. Erken gelip, tavuk almış olması, konuşmak istediği bir şey olduğu anlamına geliyordu. 

"Büyükbabam annemi bir kliniğe yatıracağını söyledi."

Demişti Seungmin sıkkın bir şekilde.

"Bu iyi bir şey değil mi Seugmin-ah?"

Seungmin iç çekti.

"Bilmiyorum Hyung. Annemin bana olan ilgisizliğini hep babama ve alkole yordum. Sanki..."

"Gel buraya."

Minho, Seungmin'in kafasına sarılıp göğsüne yasladı. Daha önceki konuşmalarında bahsetmişti Seungmin annesinin ona olan ilgisizliğinden. Şimdiki korkusu ise acaba onu üzen kocası etrafta değilken ve alkolün etkisinde değilken de kendisini görmezden gelip gelmeyeceğiydi. 

"Hyung, en kötüsünü düşünmek istiyorum, hayal kırıklığına uğramamak için. Annem beni hiç sevmedi diyorum. Ama umutlanmadan da edemiyorum işte."

Minho onu serbest bırakıp saçını okşadı.

"Her ne olursa olsun birbirimize sahibiz. Bunu unutma. Her zaman yanında olacağım kardeşim."

UNKNOWN / Minsung ✔ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin