Mutlu görünsek ' de kalbimizdeki o acı çektiren oyuk asla içini doldurmaz .
( 3 ay sonra )
Hayat su gibi akıp gitse de kalbimizdeki sular akamıyor çünkü su yok , hatta susuzluktan kurumuş çatlak izlerle dolu bir kalp var . Kalbimizi sulasak kuruluktan oluşan çatlaklar gider mi ? Ya da bir çiçek gibi onunla konuşup yapraklarını okşasam geri canlanır mı ? Ben hayatın parkurlarıyla yarışan , çamura battıktan sonra o bataklıktan kurtulmayı çalışan , hayatın bana vurduğu tokatlarla kendimi korumaya çalışan birisiydim işte . Bu bendim ve bu benim hayatımdı .
Birkaç ay geçmişti bile . Okula tekrardan başladık ve bir sınıf daha büyümüş Nil vardı .
" Ben yemekhaneye iniyorum kahvaltımı yapmaya. Hadi sizde hemen hazırlanın bekliyorum aşağıda " dedi özde . Bizde hazırlandıktan sonra aşağı inip kahvaltımızı yapıp ardından okula geçtik . Derste çantamda kitabımı çıkartmak için elimi attığımda çantamın içinde bir not bulmuştum .
" Buda nerden çıktı daha dün akşam çantamı temizlemiştim " dedim kendi kendime . Notu alıp açtığımda içinde ;
" Karanlığın yıldızı bugün gördüğün gibi hava çok güzel . Okul çıkışı yurdun arkasındaki ormanlık alana gel çünkü seni orada bekliyor olacağım ."
notun içinde o şekilde yazıyordu altında ismi ile birlikte . Acaba ne için orada beni bekliyor ki hem orası çok korkutucu bir yer tek başıma nasıl gidecektim uf yine başladım içimden senaryolar yazmaya , bir an önce okul çıkışını bekliyordum .
Doğukan , " Şükür Allah'ım zil çaldı koş Can futbol oynayacağız hadi " diyerek Canın tişörtünü çekiştiriyordu .
Can , " yok gel yırt istersen birde " dedi sinirlenerek .
Bu iki çocuk birbirini ne kadar sevseler de bir o kadar da anlaşamıyorlardı her zaman olduğu gibi . Zil çaldıktan sonra okuldan çıktık , bende başka yöne doğru gidince Eylül ve Özde ," nereye gidiyorsun ? " Diye sordular .
" Bir yere uğrayıp geleceğim merak etmeyin" dedim .
Özde , " e de izin günü değil ki bugün " dedi . Evet bugün izin günü değildi maalesef .
" Yurdun dışına gitmiyorum zaten buralardayım " dedim .
Eylül , " tamam o zaman dikkat et " dedi el sallayıp giderek . Okuldan içinden çıktıktan sonra Egenin söylediği Ormana doğru yürüyordum fakat korkmuyor değildim tabi . Çünkü her attığım adım daha ' da ıssızlaşıyordu .
" Nil " diye arkamdan bir sesler geliyordu ama nereden de geldiğinin farkında değildim .
" Ah " diye birden bağırdım , çünkü ayağım taşa takıldığı için düşmüştüm . " Uf ama kıyafetim toz oldu ya " dedim kendi kendime .
" Tut elimi de kaldırayım seni " dedi Ege elini bana doğru uzatarak .
" Seni arıyorum diye kaç saattir etrafımı dönmekten Mevlanalara döndüm , en sonunda da yere çakıldım bak kıyafetlerime tüm toprak toz oldu , şimdide gelmiş kaldırayım diyorsun " dedim sinirlenerek .
Ege , " aman sende ne mız mızsın be karanlığın yıldızı, arkadaşın olarak yardım edip kaldırmak istedim " dedi .
" Arkadaşım olarak " dedim tekrarlayarak .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜN BATIMI
RomanceOn, dokuz, sekiz... Nil bilemediği bir karanlığın içinde idi. Ya o karanlıkta ışığı bulacaktı ya da o da o karanlığın içinde kaybolacaktı. Yedi, altı, beş... Zaman daralıyor. Farklı insanlar, farklı hayatlar ve altında kaldığı o enkazlar... Her bir...