Sana öldü demişlerdi yanımdasın . Artık yok dediler boynumdasın . Toprağın altına verdiler ve ölü olarak kabul etmemizi beklediler .
Yıllar sonra yanımdaydı ve artık daha güçlü duruyordu . Neden şimdi karşıma çıkmıştı . Neden bana öyle davranmıştı ve neden şimdi hiç bir şey yaşanmamış gibi devam ediyordu . Kafam karışık ve aklımda bin bir türlü sorular . Böyle yukardan bana bir el uzansa ve onu tutsam , ardından beni kendine doğru çekse ve gökyüzünde bulutlar arasında kaybolsam . Bu acıları yaşamak istemiyordum ama yaşatıyorlardı , buları hissetmek istemiyordum fakat hissettiriyorlardı , ölmek istiyordum fakat öldürmüyorlardı . Ben böyle acı çektikçe galip gelemiyordum . Yeniliyordum . Herkes bir hedefi için yıllarca hazırlanır kazanmak için . Bende yıllardır acı çekiyorum fakat galip gelmiyorum . Olmuyor . Kimse beni alkışlamıyor veya yardım için el uzatmıyor . Beni sokağa attılar ve yaşa dediler . Beni tek başıma bıraktılar ve yaşa dediler . Beni kabul etmediler ve yaşa dediler . Ben bundan ibarettim her zaman olduğu gibi . Kendi başına bırakılmış ve savaşmam için ezilendim . Fakat bu savaşta galip gelmek yoktu .
Gözlerinin içine bakmaya devam ederken gözlerim saçına kaydı . Uzatmış ve arkadan minikçe toplamıştı . Baya irileşmişti en son gördüğümden daha çok bir kas yığını olmuştu . Yanında biraz minik duruyordum . Elindeki mendili almadığım için benden izin alıp göz yaşlarımı sildi . Karşımda oturduğu için hala şaşkındım . Ne konuşsam ne söylesem bilmiyordum .
" Sen , Sen nasıl yani nereden buldun beni burada bu şekilde " dedim tekrar ağlamaya devam ederek .
" Tamamen tesadüf gerçekten benimde haberim yoktu "
" Sen neden karşıma çıktın ya o kadar şey yaşadık hangi sıfatla bana mendil uzattın gördüğünde gitseydin ya biz sensiz gayet iyi dik neden şimdi geldin geri neden ? " dedim sinirlenerek ama gözlerimden yaşlar akıyordu . Sustu hiç bir şey söyleyemedi .
" Neden İngiltere ' ye gidiyorsun ? " dedi gözlerimin içine bakarak . Bende onu gözlerinin içine bakarken gece mavisi gözlerinin içinde kayboluyordum . Onun o gözlerinin içine bakmayı özlediğimi fark ettim . En son dört yıl önce görmüştüm çok değişmişti fakat o gözler hala ilk tanıştığım on üç yaşındaki küçük Ege gibi masum bakıyordu .
" Çok mu merak ediyorsun ? "
" Yani " dedi ve sustu .
" Hastayım " dedim sadece . Gözleri irileşmişti .
" Ne hastası yani neyin var ? " dedi endişelenerek .
" Beni istemiyordun ya o yüzden seni ilgilendiren bir konu olduğunu da düşünmüyorum " dedim fakat ona bu şekilde davranırken içim acıyordu . Bu ben değildim fakat bunu hak eden Ege ' idi .
" Ya bak " dedi ve sustu . " Yıllardır sizi arıyorum fakat bulamıyorum . O günden sonra " dedi ve lafına devam etmesini istemediğim için elimle ona dur işareti yaptım .
" Seni dinlemek istemiyorum . Hatta uçaktan çıktığımızda da sen yoluna ben yoluma " dedim sinirlenerek çünkü o günü hatırlayınca her defasında kötü Nil oluyordum .
" Ya bak lütfen konuşmama izin ver . Her şey göründüğü gibi değil . Artık sana ve hepinize gerçeği anlata bilmek için bir yıldır arıyorum fakat sizi bulmamam için her taraftan iletişiminizi kesiyorlar "
" Hı aynen birde üzerimizde çip falan var de gerçek olsun "
" Evet var " dedik donuk bir sesle .
" Ya saçmalama ya ne çipi öylesine söyledim ben "
" Hayır gerçekten var bende ' de var fakat İngiltere ' de özel Türkiye ' ye bağlı bir hastane ' de çıkartıra bildim . Artık bana istese de ulaşamıyorlar fakat seni şuanda izliyorlar "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜN BATIMI
RomanceOn, dokuz, sekiz... Nil bilemediği bir karanlığın içinde idi. Ya o karanlıkta ışığı bulacaktı ya da o da o karanlığın içinde kaybolacaktı. Yedi, altı, beş... Zaman daralıyor. Farklı insanlar, farklı hayatlar ve altında kaldığı o enkazlar... Her bir...