Bir düş içinde savaşırken uyanmayı bekliyorum . Fakat o uzaktan uzağa bir komando ile beni yönetiyordu . O benim sahibimdi ben ise onun oyuncağı .
( 2007 yazarın anlatımıyla )
Nil,özde ve doruk , " Baba yapma lütfen " , " ne olur yapma " , " yalvarıyoruz yapma " diye ağlıyordu. " Geçin şimdi kömürlüğün içine " dedi çocukların tişörtlerini ucundan tutup çekerek . Onlarda mecbur dinlemek zorunda oldukları için dediklerini yapıyorlardı ve gecenin karanlığından daha karanlık olan kömürlüğe girmişlerdi. " Şimdi çıkarın üstünüzdeki bezi " dedi kıyafet demek yerine . Çocuklar ne yapacağını anlamayarak sadece babalarının dediğini yaparak kıyafetlerini çıkardılar . Üstlerinde sadece pantolon vardı ve üst tarafları çıplaktı.
" Şimdi sırtınızı bana dönün " dedi babaları ve onlar da yine dediğini yaparak arkalarını ağlayarak dönmüşlerdi . Sırasıyla Nil sonra Özde ve daha sonra Doruk vardı . Sırtları çıplak kömürlüğün kapısına dönmüş zifir karanlık yerde bekliyorlardı . Babaları ortalıkta görünmüyordu . İki dakika sonra Geri geldiğinde çocuklar arkalarındaki siyah gölgenin babaları olduğunu biliyorlardı . Elinde bir bahçe hortumuyla yanlarına geri dönmüştü fakat çocukların elinde hortum ile döndüğünden hiç haberleri yoktu . Neden üstlerini soyunup öyle durduklarından da hiç haberleri yoktu . Burhan elindeki bahçe hortumunu havaya kaldırdıktan sonra çocuklar babalarının ne yaptığını anlamışlardı fakat korkudan ne bir şey söyleyebiliyorlardı ne de kaçmaya cesaret edebiliyorlardı . Üçü 'nün de tek yapabildikleri el ele tutuşmaktı ve öylede yaptılar . Birbirinin elini tuttular ve o an ki gelen sesle üçü ' de bağırmıştı . Burhan ' ın ilk canını yaktığı kişi Nil olmuştu . Acıdan kıvranıyordu fakat elinden hiç bir şey gelmiyordu . Sırtı kızarmıştı fakat karanlıktan görünmüyordu . Sonrasında Özde ' ye geçmişti . Elini tekrar havaya kaldırdı ve oda hortumun acısını tatmıştı . Dişlerini sıkarak ağzından inleme sesleri çıkıyordu . Ve sıra Doruk ' a gelmişti. Oda hortumun acısını hissettikten sonra bağırmıştı . Acısını bağırarak dışarı atmıştı. Etrafındaki komşular pencereden onların evlerine bakıyorlardı fakat tek kişi bile çocukların gördükleri şiddete engel olamıyorlardı . Burhan sırasıyla devam ederken en sonunda yorulmuştu ve hortumu çocuklara doğru fırlatmıştı .
" Yarın bu saate kadar burada kalın da az aklınız başınıza gelsin " dedi ve kömürlükten çıkıp kapısını üzerilerine kilitledi. Çocuklar acıdan kıvranarak ağlıyorlardı , dönüp birbirinin sırtlarına bakıyorlardı fakat karanlıktan hiçbir şey görünmüyordu . Nil ellerini kardeşlerinin sırtına koyarak kanıyor mu diye dokundu fakat kanamıyordu . Özde elini Nil ' in sırtına doğru uzatırken daha dokunmadan Nil dişlerini sıkmaya başlamıştı . Özde elini Nil ' in sırtında gezdirirken hissettiği ıslaklığın kan olduğunu fark edince , " kanıyor . Çok kanıyor " dedi ağlayarak . Üçü ' de hala yaşadıkları acı yüzünden ağlıyorlardı. Ağlıyorlardı . Ağlıyorlardı . . . Tişörtlerini geri giydikten sonra birbirlerine sarılarak göz yaşlarının içinde uyumaya çalıştılar . Yine yağmur yağıyordu ve yine şimşek çakıyordu ve yine kömürlüğün köşelerinden sızan yağmur damlaları yüzünden ıslanıyorlardı .
( 2014)
Yine bir Temmuz ayı ve yine bir yaz tatili . Bir veda , Bir ayrılık , bir hüzün , ve bir özlem . Hepimiz yataklarımızın üzerinde sadece oturuyorduk . Neyi bekliyorduk ? Kimi bekliyorduk ? Ya da ne yapacaktık ? Hiçbir fikrimiz yoktu . Vedalar insanı ne kadar acıtabilirdi ki ? Özlediğimiz ya da sevdiğimiz bir kişiye kavuştuğumuz zaman mutluluktan havalara uçarız fakat gideceği zaman ' da bir o kadar da ağlarız , üzülürüz ve gitmeden özlemeye başlarız . İçimizdeki ruhlar bizleri nasıl yönetiyorsa öyle davranıyoruz . Ağla dendiğinde ağlıyoruz , üzül dendiğinde üzülüyoruz , mutlu ol dendiğinde mutlu oluyoruz . Biz kendi bedenimizi yönettiğimizi zannederken aslında ruhumuz bizi yönetiyor . Ruh bedenden çıktığı zaman istediğiniz gibi hareket edemezsiniz çünkü artık ölü bir bedensiniz . Peki ruhunuz içinizde olduğu zaman istediğinizi yapabilir misiniz? Hayatımda öyle işte . Benim içimde olduğu zaman savaşıyor fakat içimde olmadığı zaman bir ölü gibi kenara atıyor bedenimi ve ölü bedenim kokana kadar kimse el uzatmak için yanıma koşmuyor . Nasıl yani? diye düşüneceksiniz ama ne anladıysanız işte bu benim hayatım . Kokum yayılırsa eğer kokumu yok etmek için hep bir elle yardıma koşuyorlar .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜN BATIMI
RomanceOn, dokuz, sekiz... Nil bilemediği bir karanlığın içinde idi. Ya o karanlıkta ışığı bulacaktı ya da o da o karanlığın içinde kaybolacaktı. Yedi, altı, beş... Zaman daralıyor. Farklı insanlar, farklı hayatlar ve altında kaldığı o enkazlar... Her bir...