Gözlerimi araladığımda Hyunjin'in tanıdık deri kaplamalı arabasının arka koltuğunda yatıyordum. Doğrulduğumda dikiz aynasından göz göze gelmiştik.
"Niye geldin?" Diye sordum çatlayacakmış gibi ağrıyan başımı görmezden gelmeye çalışırken.
"Telefonlarıma cevap vermedin.""Bu geçerli bir neden değil." Gerçekten niye gelmişti ki? Düşünemiyordum resmen. İçki benim beyin fonksiyonlarımı altüst ediyordu.
"Bu gece ailem seni davet etmişti unuttun mu?"Evet, tamamen unutmuştum.
Devam etti:"Ama bu halde gidemeyiz çok sarhoşsun." Gitmem gerekiyordu. Joy -Hyunjinin son sınıf ablasıydı.- telefonda konuştuğumuzda bana söylemesi gereken şeyler olduğundan bahsetmişti.
"Hayır gitmek istiyorum, ablanı görmem lazım.""Peki ama ağzından gerçekten sevgili olmadığımızla ilgili en ufak bir şey bile kaçırırsan ikimiz de biteriz haberin olsun."
Bu zaten bildiğim bir şeydi. Bunu haftalardır yapıyorduk. Gerçi bunu uğruna yapacak sevgilim de yoktu artık. Komik durum.
Bunu söylemesiyle yolun sonundan diğer tarafa döndü ve ben de arabanın aynasından ona sırıttım.
•
"Lix, uyan geldik."
Kolumu dürten Hyunjin'in etkisiyle aniden kalkınca üstüme eğildiğinden kafalarımız birbirine çarpmıştı."Dikkat etsene biraz!"
"Bana sen çarptın."
Arabadan indim ve daha önceden aşina olduğum büyük giriş kapısına ilerledim. Henüz alkolün etkisi geçmediğinden adımlarım stabil değildi. Hyunjin bir kaç adım arkamdaydı.Beraber asansörlere yöneldiğimizde hiçbir ışığının çalışmadığını gördük. Anlaşılan elektrikler gitmişti ve Hyunjin'in ailesi 5. katta oturuyordu.
"Sanırım merdivenleri kullanacağız."
Merdivenlere yöneldiğimizde başım inanılmaz şekilde dönmeye başlamıştı. İlk katı çıktığımızda daha fazla devam edemeyeceğim açıktı. Yere yığılırken merdiven boşluğunu örten trabzanlara zar zor tutunmuştum.
Gözlerim kapalı ama bilincim -o kadar içkiden sonra ne kadar olabilirse o kadar- açıktı.
"Of şaka mı, Ne içmiş olabilirsin bu kadar?"
İstemsizce gülümsedim ama fark etmeyeceği şekilde arkamda duruyordu."Uğruna içtiğin şey de mantıklı olsaydı bari." Bu konuda söylenmesi komikti çünkü ona giren çıkan yoktu hani. Burda sevgilisiyle ayrılan bendim.
"Aslında seni burada bırakıp gitmek vardı."
Kısa bir kahkaha attı. "Görünüşe göre bu sefer benim başımı belaya sokan sensin Lix."Yanıma çöküp beni kendine çekti.
"Gel bakalım buraya."
Dokunuşu yağmaya başlayan ve pencerelere vuran karın yaydığı ürpertiyi silip süpürmüştü.
Sanırım uzun bir süredir üşüyordum.İlk kattayken jeneratör devreye girmişti ama tahmin ettiğimin aksine asansöre yönelmedi. Merdivenleri tek tek çıkarken ben çıktığımız katları sayıyordum. Aslında kendimi toparlamış hissediyordum ama beni biraz daha taşımasını isteyecek kadar rahattı kolları.
Evlerinin bulunduğu kata geldiğimizde gözlerimi açtım ve ona sırıttım. "Lojistik destek için teşekkürler."
Gözlerini devirdi. "Baygın olmadığını biliyordum. İnecek misin kucağımdan yoksa iyi mi böyle?" Dedi sırıtışıma karşılık vererek.
"Senin için mahsuru yoksa."
"Aslında yoktu ama biricik sevgilin bunu dediğini görse çok üzülürdü." Dedi ve beni yere bıraktı. Hemen önümüzdeki kapıya yürüyüp zili çaldı. Bu biraz sinir bozucuydu. Aslında baya.•
Lüx yemek odasının dört kişi için muazzam uzunlukta masasında oturmuş Hyunjin'in annesinin sorularını nezaketle cevaplamaya çalışıyordum.
Bayan Hwang'dan başka konuşan yoktu zaten.
"Aranız iyi mi peki?"İkimize yöneltilen bu ani soru karşısında Hyunjin'in içtiği su boğazına takıldı ve bir kaç kere öksürdü.
"Tabii."
"Çok iyi." İkimiz de aynı anda söylemiştik bunları.
"Aramızdan su sızmıyor."Son söylediğimle birlikte Hyunjin abartma dermişçesine masanın altından dirseğiyle beni dürtmüştü ama işleri kolaylaştırmıyordu. Hala sarhoştum ve saçmalamamak için zor duruyordum.
Masada duran tek kadehimi de kafama diktikten sonra Hyunjin'in bana kısa bir bakış atıp sessizce 'Aptal.' demesini izledim. Ardından ona dönüp sanane anlamında kafamı salladım.
Derin bir nefes alıp önüne döndü. Kimse hala konuşmuyor ve yemekleriyle ilgileniyor gibi gözüküyorlardı.
Kapı çaldığında sonunda bu gerginliğin son bulacağını düşünerek sevinmiştim. Kapıyı yakın olan Hyunjin açtığında gelen kişiyi gördüm. Ablasıydı. Bana söyleyeceği şeyi merak etmediğimi söylesem yalan olurdu.
"Hoş geldin hayatım.""Hoş buldum anne." Annesine selam verdikten sonra bana döndü. "Felix de buradaymış."
"Merhaba Joy."
Bana gülümsedi ve bize katılmak üzere bir sandalye çekti.Babası ve Joy sohbete daldıklarında Hyunjin masadan kalktı ve kapıya yöneldi.
"Ben yatıyorum iyi geceler."
"Beni kim bırakacak? Buraya sen getirdin." Sesim beklediğimden yüksek çıkmıştı."Eh, başının çaresine bak. Bugün sana hali hazırda iki kere yardım ettim zaten." Dedi ve odadan çıktı. Salak. Yardımdan kastı düğmelerimse teşekkürler. Gerçekten
Annesi bana gülümseyerek "İstersen bugün bizde kalabilirsin, saat de geç oldu." Dedi. Başımı hafifçe salladım. "Teşekkürler."
"Ben sana odanı gösteriyim." Joy sandalyeden kalktı ve eliyle onunla gelmemi işaret etti.
•
ŞİMDİ OKUDUĞUN
deal | hyunlix. 🖇
أدب الهواة[✔️] hyunjin ve felix, aileleri arasında yapılan bir anlaşma yüzünden birbirlerine aşıkmış gibi davranmak zorundadır. 210622, 150722