%13

3.2K 282 155
                                        

Merdivenlerden çıktığımızda karşıdaki odayı göstererek sırıttı. O tarafa yöneldiğimde arkamdan seslendi.

"Orası Hyunjin'in odası, lazım olursa diye."

Gözlerimi devirerek tekrar ona döndüm.
"Peki hangisi benim kalacağım?"
Yüzündeki gülümsemeyi bozmayarak Hyunjin'in odasının sağ tarafındaki odayı gösterdi.

"Teşekkürler. Sahi bana diyeceğin şey neydi?"
"Ah, hatırlattığın iyi oldu. Benimle gel."

Beni koridorun sonundaki odadan açılan bir balkona götürmüştü. Balkon trabzanına yaslandı.
"Direkt konuya gireyim. Artık Hyunjinle sevgili gibi davranman gerekmiyor."

"Kötü haber?
"Kötü haber yok canım" diyip kahkaha attı.
"İyi haberlerden sonra kötü şeyler duymaya alışmışım, naparsın."
Devam ettim. "Hyunjin bunu biliyor mu?" Gözleri birkaç saniye üstümde dolaştı. "Hayır."

Ayrıca bu olayda istekli olmadığımızı ailesinden bilen tek kişi oydu.
"Söylesene Hyunjini hiç mi sevmiyorsun?"

"Evet.  Yani hayır! Yani sevmiyorum. Sanırım. Aslında açıkça sevmiyorum diyebilirim. Sevgilimle aramı bozmuş olması da cabası." dedim.

"Biraz sığ mı düşünüyorsun ne."

Dudaklarını birbirine bastırdı ve bir kaç dakika sessizlik oldu. Sonunda balkon kapısına yöneldiğinde "Bence yakışıyorsunuz."dedi, bana gülümsedi ve beni kaşlarım çatık, kafamda soru işaretleriyle bıraktı.

Oldukça geniş cam balkonun köşesine ilerledim. Altımda uzanan koca şehrin ışıklarının göz alıcılığıyla bir şarkı mırıldanmaya başladım.

Bu meselenin ortaya çıktığı zamanı düşündüm. Aileme çok tepkiliydim. Benim üzerimde hiç bir hakları olmamasına rağmen benden böyle bir şey istemişlerdi.

Günlerce itiraz etmeme rağmen beni ikna edemediklerinde annem bir kaç tehtid savurmuş ve buna mecbur olduğumu bağırmıştı.

Babam daha ılımlıydı ve o anki sevgilime durumu anlatmamı, onun sıkıntı etmeyeceğini ve hayatıma her zamanki gibi devam edebileceğimden bahsetmişti. Bir daha asla bana karışmayacaklardı. Bundan harika bir şey yoktu.

Şimdiyse tüm bu şey son bulmuştu. Ama benim ilişkim de son bulmuştu. Hyunjin hakkında düşünmemiştim bile başından beri. Zorla birlikte oldurulmaya çalışıldığım biri işte.

Nasıl biri olduğunu, nelerden hoşlandığını, izlediği dizileri bilmiyordum; onu düşünmek beni heyecanlandırmıyor, karnıma o hissi yaymıyordu.

Bugün okuldayken arkadaşlarıyla arkamdan güldüğünü hatırladım. O da benim hakkımda aksi şeyler düşünmüyordur eminim.

Düşüncelerimden sıyrılıp kendime geldiğimde Açık camdan giren rüzgar şiddetlenmişti ve saçlarımı dağıtmıştı. Düzeltmek için tuvalete gittiğimde -kapısı açık olduğundan bulmak çok da zor olmamıştı.- parmak uçlarımla saçlarımı düzelttim. Hyunjin'in odasından gitar sesleri geliyordu. Bu şarkıyı biliyordum.

Aynaya bakarken çillerimi farkettiğimde derince nefes aldım. Bugün okul tuvaletinde kapatıcım akmıştı ve şu an hepsi rahatça görülebiliyordu.

Belki dolapların birinden bulurum umuduyla etrafı karıştırıyordum sonuçta Joy da bu evde yaşıyordu ve illaki makyaj yapıyordu. Bir yandan Hyunjin'in çaldığı şarkıyı söylüyordum. "-could've ask me why i broke your heart. You could've told me that you fell apart."

**: Save your tears - the weeknd▫️

Dördüncü çekmeceyi de karıştırırken makyaj malzemeleriyle dolu bir kutu bulmuştum. Zafer kazanmış edasıyla gülümsedim ve bulduğum ilk fondötenden alıp yüzüme sürdüm. Notalar kapının etrafından bana doğru süzülmeye devam ediyordu. "-you walked past me like I wasn't there
and just pretended like you didn't care."

Bu sırada gitar sesleri kesilmişti ve yerini gitgide yakınlaşan adım seslerine bırakmıştı.
Sanırım şarkıya eşlik ederken biraz fazla abartmıştım. Burada olmaması gerekiyordu.
"Felix açsana kapıyı."

Elimden geldiğince hızlı bir şekilde açtığım çekmeceleri kapatırken ses çıkmaması için uğraşacak vaktim yoktu.

Yavaşça kilidi çevirdim ve kapının arkasına geçtim. Sadece gözlerim gözükecek şekilde yana eğildim, o ise bana hiç bakmadan doğruca içeri girip duvara yaslanmıştı.
"Sıçarken de mi rahat yok?" dedim yaklaşıp.

Eliyle yüzümde gezinirken dağıtılmamış fondötenden biraz alıp parmaklarına baktı. Gözlerimi sıkıca kapattım, o anki panikle yaymayı tamamen unutmuştum.
"Sıçtığına emin miyiz?"

O an sıçmıyor olsam da şu an gerçekten sıçmıştım. Ama konu bu değildi. Ona Joy'un söylediklerinden bahsedecektim. Tam ağzımı açacakken o konuşmaya başlamıştı.

Eline bulaşmış fondötene tekrar bir bakış atıp ufak bir kahkaha attı.
"Sevgilin için hazırlanıyor gibi bir havan var."
Aslında, artık bir sevgilin yoktu değil mi?"

Gözümün altında bir kas istemsiz seğirdi. Benimle açıkça uğraşıyordu ona bu zevki tattırmayacaktım.

"Biliyor musun Hyunjin? Sana gerçekten önemli bir şey söyleyecektim ama vazgeçtim, buna zahmet bile etmeyeceğim. Doğru bildiğin yanlışlarla devam edebilirsin hayatına. " Dedim ve kapıya yöneldim.

Arkamdan duyduğum ses kısa bi süre duraklamama neden oldu. "Bu arada-" dedi. Sesi çatallaşmıştı. Hafif şekilde öksürüp devam etti. "Şarkıya eşlik etmen...çok güzeldi."


bolum sonundan kitap hakkinda yorum yapan kisilere ozeniyorum ben yazacak bir sey bulamiyorum

bolum sonundan kitap hakkinda yorum yapan kisilere ozeniyorum ben yazacak bir sey bulamiyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
deal | hyunlix. 🖇Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin