%26

2.8K 265 141
                                    

Ona baktığımda ilk defa benden gözlerini kaçırdığını görmüştüm. Normalde doğrudan gözlerimin içine bakardı, sanki benden korkmadığını kanıtlamak istermiş gibi.
"Gitme."

Onu dinlemeyip tekrar arkamı döndüğümde bu sefer tişörtümden daha sert tutmuştu. Bana güya erkek arkadaşıyla arasını bozduğum için demediğini bırakmayan çocuğun tişörtümdeki tutuşunu sıkılaştırmasını izlemek bana zevk veriyordu.

Yatağın kenarına oturduğumda beni omzumdan aşağı çekip yanında yatmaya mecbur bıraktı. Gözleri ve teni pencereden vuran ayın ışığını yansıtıyordu. Bu görüntü yutkunmama neden oldu.

Sanırım ağlıyordu, gözleri dolmuştu.
Aradan geçen birkaç dakikadan sonra "Özür dilerim." Diyebildim.
Elinin tersiyle yanağından akan göz yaşını sildi.
"Onu özlüyor musun?" Şimdi de kafasını salladı.

Ben de "Anlıyorum." anlamında kafamı salladım. Yine birkaç dakika sessizlik oldu. Bu sessizlikler biraz gericiydi açıkçası. Bozmak için konuştum.

"Ben daha fazla rahatsızlık vermeden gideyim istersen?"
Omzunu silkmesiyle yanından ayrıldım.

Henüz yarım saat ancak olmuştu ki yan odadan gelen ağlama sesleriyle uyandım. Chris'in ismini sayıklıyordu. Siktiğimin sevgilisini bu kadar dert etmesi sinir bozucuydu. Benimle arası bozulsa bu kadar ağlar mıydı?

Tabiki hayır. Chrisin yanından bile geçemeyeceğimi her fırsatta bana hatırlatacak kadar kibardı işte.

Komodindeki telefonu elime aldım.
H: Sessiz olur musun?
*görüldü*

H: Felix?
*görüldü*

H:Teşekkürler.

Ağlama seslerinin kesilmesiyle telefonu eski yerine bıraktım, sonra ekranının parlamasıyla yeniden elime almak zorunda kaldım.

F:beni bırakip gidersen olacagi budur amk
F:ayrica aglamaya devam edecegim🥴

H:Sadece uyumaya çalışıyorum. Yoksa banane

F: yine kalbimi kiriyosun:(

H: Sen o tür bir aptal için tüm günü bok ederken kalbini kıran ben mi oluyorum?

F:yine de gitmesen nolurdu
F:herkes de gidiylr
F:Chris salak hyun bunda hakliymissin bak
bugun beni hic  dinlemedi bile.

H: Onu senden bile önceden tanıyorum ve düzgün bir insan bile değil.

F:neyse ya
F: bugun sey de dedi
F: okulda dedikodunuz donuyo filan
F: bundan haverim yoktu

H: Biraz öyle yani
H: Bugün dolabın ordaki şeyden sonra almış yürümüş olaylar.
H: Okulun popüleriyle ressam sevgilisi. şok şok şok. Lee Felixin boynundaki morlukların ressamı kim?
H: QÜWIQĞEJQPDJQĞFKWĞRIWĞFJ
H: Sen okuldan çıkarken ondan konuşuyorduk
hatta Jisunglarla.

F: ve de kizlarla

H: Ha?

F: bosveeer

H: Yine mi içtin sen?

F: ah keske
F:sahi var mi buralarda o tur seyler
F:okulu asarim nasilsa yarin

H: Gideceksen bugün gittiğine git.
H: En azından bu sefer seni bulmam kolaylaşır. 🤨

Kafamı tekrar yastığa gömdüğümde yan odadan kıkırdadığını duyabiliyordum. Gülümsedim telefonu göğsüme bıraktım ve gözlerimi bir süre tavanda gezdirdim. Yeniden bir mesajın gelmesiye onları tekrar üzerimde titreşen telefonun ekranına çevirdim.

F: iyi uykular

H: iyi geceler


Felix

Uyandığımda doğruca tuvalete gittim. Gözlerimin altı şişmişti ve her yerim dağılmıştı. Artık yerine aşina olduğum makyaj çantasını aldım ve içinden ihtiyacım olacakları seçtim. Joy'a daha sonra teşekkür ederdim herhalde.

Diğerlerinin aksine benimle iyi anlaşan tek o vardı ve bunu sorun edeceğini düşünmüyordum.

Uykusuz bir biçimde odama döndüğümde dünden kalan kıyafetlerimi üzerime geçirip çantamı omzuma aldım.

Telefonumdan saate baktığımda fark ettiğim şey sinirlendirmişti beni. Geç kalmıştım ve aptal, beni uyandırmamıştı.

Odasının kapısı açıktı ve içerde kimse yoktu. Aşağıya hole indiğimde orasının da boş olduğunu gördüm.

Camdan dışarı bakınca arabasının kapısını açmış gitmeye hazırlanan bir Hyunjin'le karşılaşmıştım.

"Beni almadan nereye gittiğini sanıyorsun sen?"

Aramızda 5 kat mesafe olduğundan sesimi ona ulaştırmakta zorlanmıştım. Bensiz gitmesine izin veremezdim çünkü buradan okula nasıl gidildiğini bilmiyordum.

Sesimi duymuş olacak ki kafasını olduğum kata doğru kaldırdı. Elimle beklemesini işaret edip koşarak merdivenlerden indim, yanına geldiğimde bacaklarım neredeyse kopacaktı.
"Sen... sen niye beni uyandırmadın?"

Nefes nefese kalmış bir şekilde ona döndüğümde bu halimi komik bulmuş olacak ki gülümsüyordu.
"Dün öyle söyleyince gelmezsin sanmıştım."

Arabanın arka kapısını açıp binmemi işaret etti. Yanından yürüyüp ön koltuğun olduğu tarafa geçtim. "Neyse ne."

Arka kapıyı kapattıktan sonra o da koltuğa yerleşti ve yola çıktık. Bir süre sonra
"Dün yanıma geldiğin için teşekkür ederim." dedim.

Beklemiyordu anlaşılan. Kafasını başka yöne çevirdi. Utanmış mıydı?

Boşta olan elini alıp bacağıma koydum. Anlık gerçekleşmişti ve bunu neden yaptığımı da bilmiyordum ama korktuğumun aksine bozuntuya vermedi, elini çekmedi ve bana dönüp gülümsedi.

Ona gülümseyerek karşılık verdiğimde ortamı rahatlattığımı hissediyordum.

🌝

deal | hyunlix. 🖇Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin