Felix
Gece benim ve birkaç görevlinin dışında kimsenin kalmadığı bekleme alanındaydım. Gözlerimden akan yaşlar yanaklarımda kurumuştu. Bileklerimi sıkıp duruyordum sinirimi onlardan çıkarmak istercesine.
Kafamı hafifçe kaldırıp etrafa bakındığımda etrafta ameliyathanenin içi filmli camları harici bir şey yoktu.
Gözlerim hemen yanındaki odaya takıldığında gece nöbetine kalmış birkaç hemşire bana ve üzerimdeki kana bulanmış kıyafetlerime bakarak fısıldaşıyordu. Onları umursayacak durumda da değildim şu an.
Parmaklarımı birbirine kenetleyip başımı oturduğum yerin yanındaki demirliklere yasladım. Soğuktu. Gerçekten benim suçum olup olmadığını düşünmeye başladım daha önce onlarca kez düşünmemişim gibi.
Avcumun içindeki gitar penasını sıkıca tutuyordum, öyle ki üçgen metalin köşeleri elime batıyordu. Bir köşesine kazınmış iki yıldız vardı.
Bana evlerindeki o akşam yemeğini hatırlatıyordu. Odasına gittiğimde penayı gösterip ne işe yaradığını sormuştum, o da gülümseyerek açıklamıştı işlevini. Tekrar konuşabilecek miydi, görebilecek miydim yüzünü?
O anki ruh halimi anlatmaya kelimeler yetmezdi. Aklıma gelen senaryolarla midem bulanıyor onları susturmaya çalıştığımda çoğalıp beni daha derinden sarsıyorlardı.
Bu kadar ileri gidebileceğini düşünmeden bara gitmesine müsaade etmiştim. Neyse ki oradaydım. Tabiki, tesadüf değildi. Bilgisayarımdan hesabıma bağlanıp okumuştum nereye çağırdığını.
O sırada elinde bazı belgelerle aceleyle ilerleyen ameliyathanenin kapısından çıkan bir doktora takılmıştı gözlerim. Elinde bir telefon vardı. Yanılmıyorsam benim telefonumdu bu. Bana doğru yaklaşmasıyla ayağa kalktım.
"Hmm, Felix siz misiniz?"
"Evet buyrun?"
"Telefonu size vermemi istedi. Yani istemeye çalıştı. Uyandığından beri isminizi sayıklıyor."Bu haber son birkaç saattir durmuş kalbimi yeniden harakete geçirmişti. Telefonu alırken ellerimin titremesine engel olamamıştım. Her tarafı paramparça olmuştu ekranın.
"Durumu-" Sesim çatallaşmıştı. "-iyi mi peki?"
"Kurşun göğüsüne yakın ve çıkarılması zor bir yerde. Henüz kesin bir şey söyleyemem."
"Şu an uyanık demiştiniz onu göremez miyim?" Ellerimi birleştirdim sanki kabul etmesinde etkili olacakmış gibi.
Gözlerini benimkilerden ayırdı."Protokollere göre hayır ama belki bir istisna yapabiliriz, beni takip edin."
Vakit kaybetmeden peşine takıldım. Bir yandan bana içeriye girdiğimde uymam gereken şeyleri kesin bir dille sıralıyordu. Üzerime geçirmem için ziyaretçi kıyafetlerinden birini bana verdiğinde tereddüt etmeden hepsini giydim. Ardından birkaç kapıdan geçtikten sonra onu gördüm.Üzerinde hastane kıyafetleri ve etrafında bir sürü ameliyat malzemesi duruyordu. Yarı baygındı, solmuştu tüm rengi. Yanındaki sandalyeye oturdum.
Doktor ise çoktan kapıyı kapatıp çıkmıştı. Yanına yavaşça yaklaştım. Bir süre öylece baktıktan sonra yanında duran, birkaç iğne takılı elini tutup dudaklarıma götürdüm. Gözlerini aralayıp bana bakmıştı.
Tepki veremeyecek kadar yorgundu anlaşılan. Onu bu halde görmek canımı tahmin ettiğimden daha çok acıtmıştı.Yeniden ıslanan gözlerimden akan yaşlar Hyunjin'in tuttuğum eline damlıyordu. "Ağlama." Dedi aniden.
Sonrasında acı ile yüzünü buruşturdu. "Ben iyiyim." Yalan söylüyordu. Bunları söylemek bile yormuştu onu.Biraz sonra gözleri yeniden kapandı. Öylece onu izledim. İçimde birkaç duyguyu birden çok yoğun yaşıyordum. İstemesizce dolup duran gözlerim acıyordu ve silmekten kızarmıştı. Gitmesine izin vermemeliydim. Bunu içimde sayısızıncı tekrar edişimdi. Süre dolduğunda doktor yanıma geldi ve çıkmam gerektiğini söyledi. Son bir kez gözlerine baktım. Onları açıp bana bakmasını gülümsemesini herhangi sıradan bir tepkiyi umarak.
Bir an gözleri kıpırdadı gibi gelmişti. Halisünasyon muydu? Doktor uyarısını ikinci kez tekrarlayınca hala sıkıca tuttuğum elini yavaşça bıraktım, kafamdan kötü her şeyi uzaklaştırmaya çalıştım ve uyuması için onu etraftaki lambalara rağmen karanlık odada yalnız bıraktım.
•
Sonraki hafta her gün hastaneye gittim. Ameliyathaneden sonra onu yoğun bakıma almışlardı. Ve tam iyileşme için uyutuyorlardı. Ziyaretçi girişi yasaktı ama doktorlardan gelişmeleri alabiliyordum. O günden beri tekrar uyanmamıştı.
Bazı günler Joy ile birlikte gidiyorduk. O da benim kadar üzgündü ama belli etmemeye çalışıyordu. Şehir dışında olduğundan ilk gün onu ziyaret edemediği için yakınıp duruyordu.
Hyunjin'in yoğun bakımdan çıkması neredeyse bir haftayı bulmuştu. Ve şimdi ziyaretçi odasına alacaklardı. Sonunda onu görebileceğiz demek oluyordu bu.
•
ŞİMDİ OKUDUĞUN
deal | hyunlix. 🖇
Fanfiction[✔️] hyunjin ve felix, aileleri arasında yapılan bir anlaşma yüzünden birbirlerine aşıkmış gibi davranmak zorundadır. 210622, 150722