Hyunjin
Sürücü koltuğuna bu sefer ben oturduğumda Felix tek kelime etmeden yanımdaki koltuğa geçmişti. Göz teması kurmaya çalışsam da bana bakmıyordu.
Ne olduğunu çözmeye çalışıyordum ama o yardımcı olmayınca ben de pes edip arabayı çalıştırdım. Felix'in evi buraya yakın olduğundan yol uzun sürmeyecek gibiydi.
"Nasıldı eğlendin mi bari?"
Uzun bir sessizliğin ardından konuşan Felix'e döndüm.
"Hayır, böyle oyunlardan pek hoşlanmam."Mavi gözlerini kısmış dışarıyı izliyordu.
"Öyle mi?" Dedi vurgulu bir şekilde. Kafasını bindiğimizden beri ilk kez bana çevirdi.
"Dahyun ile dolaptan çıktığında yüzün ve kıyafetlerin öyle demiyordu."Omuz silktim, agresifliğine anlam veremiyordum.
"Sen de eğlenmişe benziyorsun." Gözlerimle dudaklarında kurumaya başlamış kanı işaret ettim.
Kaşlarını çatmış, sesli bir şekilde nefesini verdiğinde neyin onu bu kadar kızdırdığını da çözememiştim.
"Kapat çeneni."
Ani çıkışı karşısında hayrete düşmüştüm. Titreyen elleriyle yanaklarından süzülen yaşları görmemem için hızlıca temizledi.
"Felix ne-"
"Konuşma Hyunjin çok ciddiyim."Alkol onu feci etkilemiş gibi görünüyordu. Ben buna bağlamıştım yani. Duygu değişimleri aniydi, bu haldeyken onu daha fazla sinirlendiremezdim.
"Bir şey olduysa doğrudan söyle Lix.""Ben," dedi.
"Yoruldum artık."
Tüm dikkatimi topladım ve söyleyeceği şeyi beklemeye başladım.Sözlerini toparlamaya çalışıyorken ellerini sallayarak titremesini önlemeye çalışıyordu.
"Önce Giselle şimdi de Dahyun ve büyük ihtimalle isimlerini bile bilmediğim onlarca kız."
Bunları hızlıca söylemesinin ardından durup derin bir nefes aldı.
Devam etti. "Sıkıldım Hyunjin, eğer biraz bile umrunda olsaydım dolaptan o halde çıktıktan sonra gözlerime yine böyle bakamazdın.""B-benim"
Bu hali canımı acıtmıştı.
"Sana söyleyeceğim şeyi dinlemedin. Beş saniye-"Nefeslerini düzenli alamıyordu.
"-beş saniye dinlemedin beni."Burnunu çekerek devam etti.
"Ama beni rahatsız eden bu da değil. O gün hastanede olanlardan sonra hiçbir şey yaşanmamış gibi davranman." dedi. Fısıldayarak "Hiçbir şey yaşamamışız gibi davranman."
"Sonra dolapta-" Asla konuşamıyordu titremeden. "Tacize uğrayınca-"
"Ne?" Diye yüksek sesle sorduğumda kendi kendine güldü.
"Söyledim demek ha? Bodrumda dinlememiştin. Ben boşverdim zaten.""Tacize mi uğradın?"
Son dediğinin şokuyla birlikte frene fazla asılmıştım. Arabayı durdurduğumda evinin önünde olduğumuzu bile fark etmemiştim.
Konuşmak için bekleyeceğini umsam da sorumu cevapsız bırakarak yanımdan ayrıldı.
Hakkımda böyle düşündüğünü bilmiyordum. Onca şeyden sonra hala bana karşı bir şeyler hissetmediğini düşünecek kadar salaktım çünkü.
Ellerimi direksiyona yaslayıp bir süre bekledim. Aklım az önce söylediği şeydeydi. Taciz. Midem bulandı.
"Sen de eğlenmişe benziyorsun."
İçinde bulunduğu durumu düşündükçe bu sözlerimin ne kadar düşüncesiz olduğunu ve tepkisini anlıyordum.
Bilmiyordum, nereden bilebilirdim? O söylemeye çalıştığında da dinlememiştim.
Az önce oturduğu yanımdaki koltuğa baktım. Kapının yan tarafında ona taktığım toka duruyordu.
Telefonumu açtım ve doğrudan karşıma çıkan fotoğrafına baktım. Fotoğrafta gülümsüyordu. Masum meleğim.
Onu dinleseydim, dolaba girmeseydim, onu yalnız bırakmasaydım.
Onu koruyabilseydim.Şu an berbat bir durumda olmasının sebeplerindendim.
Yanaklarımdan usulca akan yaşları hissettiğimde düşüncelerimle verdiğim savaşı kaybediyordum.
Sahi kaç yıl olmuştu ağlamayalı? Derin bir nefes aldım. Hiçbir zaman bu kadar batırdığımı hissetmemiştim.
Benden nefret ediyordu. Ben de kendimden. Onu ve sevgisini hak etmemiştim.
Peşinden gitmeyi istedim, her şey için özür dilemeyi. Ama beni görmek istemezdi.
•
bu bolumbeni uzdu😟
neyse her sey duzelcek yakinda
yani...umarim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
deal | hyunlix. 🖇
Fanfiction[✔️] hyunjin ve felix, aileleri arasında yapılan bir anlaşma yüzünden birbirlerine aşıkmış gibi davranmak zorundadır. 210622, 150722