%91

2.2K 207 81
                                    

Olayın üzerinden sadece iki gün geçmesine rağmen sanki haftalar geçmiş gibi özlemiştim onu. Bir parça eksikti. Bense o parça olmadan boşlukta gibiydim.

Onun aklıma geldiği her an, göğsümdeki yara sızlıyordu, yine öyle bir andaydım. Balkonda oturmuş, rüzgarın saçlarımı dağıtmasına izin veriyordum.

Yine gözlerimin önüne arabadan inmeden önce bana nasıl baktığı gelmişti. Gözlerimi kapattım. Elimi göğsüme koyduğumda kalbimin ne kadar hızlı attığını fark ettim.

Az da olsa rahatlayabilmek için boynumda duran kulaklığı taktım. Spotify'dan karışık bir listeydi ve çalmaya başlayan şarkı dudaklarımın yukarı doğru kıvrılmasına sebep olmuştu.

Save Your Tears.

Burukça gülümsedim. Sanırım nereye baksam Felix'ten bir parça görmeye mahkumdum.

Evimde tuvaletteyken onu Joy'un fondötenini sürerken yakaladığımda bu şarkıyı mırıldanıyordu.

Sonrasında Giselle'i kıskanıp müzik odasından çıktığında, son kez dinleyebilmesi için bu şarkıyı çalmıştım. Birlikte çok şey yaşamıştık. Hepsini bir anda çöpe atmamalıydım.

Sözlerine baktığımda şarkının şu anki durumumuza benzediğini geçirdim aklımdan. Bu şekilde dinledikçe kesinlikle daha şey hissettiriyordu. Şey-
Öyle işte.

Ani bir kararla dm'i açıp Felix ile olan sohbete girdim. Arkaplanda çalan müzik bana bir fikir vermişti.

H: I said some things that I should never say.
(Hiç söylememiş olmam gereken şeyler söyledim.)

Cevabını beklerken midem yine kasılıyordu. Sanki bir etkisi olacakmış gibi elimi karnıma bastırdım.

Çok geçmeden çevrimiçi olmuştu. Burukça gülümsedim. Görüldüye de hazırlıklıydım nasılsa.

F: I broke your heart like someone did to mine
(Kalbini kırdım, bir başkasının bana yaptığı gibi.)

F: yine mi bu sarki?

Son yazdığını görmezden geldim. Sözlerini devam ettireceğini beklemediğimden olsa gerek, şaşırmıştım.

Yeniden çevrimdışı olmamasını umarak aceleyle sıradaki dizeyi yazdım.

H: And now you won't love me for a second time.
(Şimdi beni ikinci defa sevmeyeceksin.)

Beni ikinci kere sevmeyeceksin Felix. Onu sevdiğimi asla söylememiştim ona ve şu an da onun elimden kayıp gitmemmiş olmasını diliyordum.

Belki de çoktan kaybetmiştim onu.

Ekranda Felix'in yazıyor olduğunu gösteren sembol görünüp ardından kayboluyordu. Ne düşünüyordu merak ediyordum.

Acaba o da tüm bu sözlere anlam yüklüyor muydu yazarken?

F: I will love you 'til the end of time.
("Seni sonsuza kadar seveceğim.")

Sanırım cevabımı almıştım. Şarkı böyle devam etmiyordu. Anlaşılan Felix gerçekten aklındakileri yazmıştı.

Bu fikir beni ister istemez gülümsetti, içimde oluşmuş boşluk yeniden dolmaya başlamıştı, benden nefret etmiyordu.

Odama gidip yatağıma uzandığımda, uyumadan önce son kez telefonumu açıp duvar kağıdımdaki Felix'e baktım. Sonrasında dudaklarımı hafifçe ekrana bastırdım.




Selamm minik ama guzel ve bence gerekli bir bolumdu

iki tane yeni kurgu var aklimda birbirlerinden cok bagimsizlar ve ikisinin konuys da cok guzel seveceginize inaniyorum

okurken varligini hissettirip motivasyon kaynagim olan herkese tesekkur ederim hepinize ithaftir bu kitap optum

deal | hyunlix. 🖇Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin