Hyunjin kapıyı açtığında fenalık gelmişti. Bu kadar olamazdı. Düşüncelerimi okumuş gibi gülümsedi. "Yardım lazım mı?" Dedi yarıya kadar açık düğmelerimi gösterip.
"Ayrıca glossun taşmış."
Elimi dudaklarıma götürüp taşan yerleri aldım. Onu görmezden gelmeye çalışıyordum.
"Bu bende işe yaramaz Felix."Gerçekten aklımı mı okuyordu bu adam? Aynadaki yansımadan bana yavaşça yaklaştığını görünce sertçe kafamı çevirdim ama yüzünün bu kadar yakınımda olduğundan haberim yoktu.
"Çillerin olduğunu bilmiyordum." Dedi sakin bir sesle. Yüzüme çarpan nefesini hissedebiliyordum.
"Yüzümü yıkadığımda kapatıcı akmış olmalı."
Utanarak ellerimi yüzüme götürdüm.Aramızdaki mesafeyi bozmak adına bir adım geri gittim ve aynaya geri döndüm. Kıyafetimi düzeltmeye devam ettim. Şu ilikleri niye bu kadar dar yapıyorlardı anlamıyorum.
Yapamadığımı farkettiğinde kolunu uzattı ve yakamdan beni kendine çekti.
" Yardımını istemiyorum.""Ben bozdum, düzelteceğim." Bu sefer sesimi çıkarmadım sonuçta o düğmeler kendi kendine iliklenmeyecekti. Önü tavana kadar ayna olan makyaj masasına oturdum, bu şekilde bile kısa duruyordum yanında.
İliklemeye başladığında kapı ikinci kez açıldı. İçeri meraklı gözleriyle erkek arkadaşım girdi. Chris.
Bir şeyler demek için ağzımı açtım ama denecek pek bir şey yoktu. Bizi bu halde görmemesi lazımdı ve bu karşımdaki aptal beni daha kaç kere zor duruma sokacaktı acaba? Hyunjin ile göz göze geldiklerinde kısa bir süre sessizlik oldu.
Ellerini yakamdan çekmeye çalıştım ama şimdi de kolunu omzuma atmıştı. Bana döndü ve hafif alaycı şekilde "Bu senin sevgilin mi?" Diye sordu. Sinirden yüzüm kızarmıştı sadece kafamı sallayabilmiştim. Ukala tavrı aklımı oynatmama yeterdi.
Hyunjin kolunu sertçe omzumdan indirdi, Chris'i baştan aşağı süzerek dışarı çıktı. Şimdi Chris ile baş başa kalmıştık.
"Bana onunla sadece rol icabı sevgili olduğunuzu söylemiştin. Zaten tüm okulun dedikodularınızla çalkalanmasını duymazdan gelmenin benim için zor olduğunu biliyordun Felix.""Zaten öyleyiz biz-"
"Biraz önceki neydi o zaman?"
Sabrım taşıyordu.
"Tanrı aşkına Chris, ne kadar tuhafsın. Beni niye dinlemiyorsun.""Dinleyecek bir şeyin yok çünkü. Sen herkese okul ortasında gömleğini açtırıp sonra iliklemesine izin veriyor musun? Üzgünüm, bu kadar iki yüzlü olmasaydın ilişkimiz için yaptığım şeyleri tekte atmasaydın, beraber yaşayacağımız şeyler için."
Onu şu an her konuda haksız bulsam da dedikleri bende ağlama isteği yaratmıştı.
Söylediklerinin yarattığı sinirden ellerimi boşluğa salladım. Bazen hiç kimseye hiçbir şey açıklamak zorunda kalmamayı dilerdim.
Çalan zil koridorda yankılandığında Chris kapıya yönelmişti bile. Siktir ettim ve ondan önce kapıya ulaşıp kendimi dışarı attım.
Okulun çıkışına yöneldiğimde lobide birkaç arkadaşıyla oturan Hyunjin'le kısa bir an göz göze geldiğimizde yanındaki arkadaşlarıyla kendi aralarında gülüştüler.
Etraflarını çevreleyen kız grubunun büyük çoğunluğu hepsi onun üstüne yoğunlamıştı. Kafamı ayaklarıma çevirip adımlarımı hızlandırdım.
Nereye gitmeyi planlıyordum? Aslında bir bar dağınık kafamı daha da dağıtmak için birebirdi. Taksiye binip gideceğim yeri söyledikten sonra camdan dışarı izlemeye başladım.
Hyunjin'in ailesi ve benim ailem uzun süredir düşmanlardı. Barışabilmelerinin tek yolu aralarında bir bağ oluşturmaktı ve maalesef bu rolü Hyunjin ve ben üstlenmiştik.
Ne kadar daha sürerdi bilmiyorum ama sevgili gibi davranmamız gerekiyordu. Bundan nefret ediyordum çünkü fikirlerimin bariz şekilde yok sayılmasından her zaman rahatsız olmuştum.
Sonunda varmıştım, parayı taksi şoförünün eline tutuşturduktan sonra kendimi aceleyle dışarı attım.
Barın kendi kokusu bile insanı sarhoş edecek kadar ağırdı ayrıca çok gürültülüydü ama bana iyi gelecek olan şey tam olarak buydu.
Ne kadar saat geçti bilmiyorum ama tamamen kendimi kaybetmiş durumdaydım. Başım çok feci ağrıyordu ve yürürken bir o yana bir bu yana kayıyordum.
Bu süre boyunca telefonuma bakmak aklıma gelmemişti ama açınca tamamen beklemediğim Hyunjin'den onlarca cevapsız çağrı vardı.
H: Felix neredesin aç şu telefonu.
H: Çıkarken iyi görünmüyordun.F: rahat birqk benu
H: Ne saçmalıyorsun cevap ver.
F: ARAUIP DURMAYO KESER MISIN
*telefonda*
F: ne var?H: müzik sesi mi o?
F: niye soruyorsun?
H: bekle şimdi oraya geliyo-
Telefonu yüzüne kapatmıştım. Aşk hayatıma karıştığı gibi artık özel hayatımda da rahat değildim.
Kırmızı bir arabanın binanın önüne yanaştığını gördüm. Şüphesiz Hyunjindi. Birinin arabadan çıktığını görebiliyordum ama başım o kadar çok dönüyordu ki gerçekten o mu anlayamadım. Gözlerim gittikçe kararıyordu en son bacaklarımın birden uyuşmasıyla yere çöktüğümü hatırlıyordum sonrasında kocaman bir boşluk.
•

ŞİMDİ OKUDUĞUN
deal | hyunlix. 🖇
Fanfikce[✔️] hyunjin ve felix, aileleri arasında yapılan bir anlaşma yüzünden birbirlerine aşıkmış gibi davranmak zorundadır. 210622, 150722