Jisung'un evine geldiğimizde kapıya park edilmiş arabalardan son gelenler olduğumuz anlaşılıyordu. Evin dış kapısından geçip asıl kapıyı çaldığımızda kapıyı açan ev sahibi arkadaşım beni sıcak bir kucaklamayla karşıladı.
Hyunjin'e gülümsedikten sonra "Bodruma geçtik gelin bakalım. Hiçbir şey kaçırmadınız, asıl olay şimdi başlıyor." diyerek bizi merdivenlerden aşağı yönlendirdi.
Hyunjin'in eline dokunup
"Fotoğrafları sildin mi?" diye sordum. Telefonu çıkardı ve ekranı bana tuttu.Arka plan yapmış bir de anasını satayım.
"Gayet güzelsin. Dememi istediğin şey buysa." Şaşkınlıkla tamamen ona döndüm. Bu iki oluyordu. Her ne kadar böyle bir şey beklemesem de kalbim düzensiz çarpmaya başlamıştı.
Ben ona bakarken o ise yüzünü bana çevirmeden gülümsemiş ve telefonunu cebine geri koymuştu.
Bodruma indiğimizde on küsür kişilik bir grubun yere daire olup oturduklarını ve bekliyor olduklarını gördüm.
Karşımızdaki tarafta Giselle oturmuş bir kızla konuşuyordu. Beraber gelmişlerdi anlaşılan. Biz gelmeden başlatmamıştı Jisung. Ona teşekkür edebilirdim, oyun düzgün bir şeyse tabi.
Diğerlerinin yanına geçip oturduğumda Hyunjin de sağıma oturmuştu Jisung ise Minho'nun yanındaki yerine geçti.
Minho'nun yanına oturmasından oyunun ne çeşit bir şey olduğunu kestirmeye başlamıştım. Geliyordu gelmekte olan.
Yanımda duran Hyunjine baktığımda tek kaşını kaldırmış, başını hafif yana yatırmış beni izlediğini görmeyi beklemiyordum.
Ona baktığımı gördüğünde sırıtarak karşıdaki dolabı gösterdi. Ne olduğunu anlayınca başımdan aşağı kaynar sular döküldü.
Cennette yedi dakika. Cidden süper tercih canım arkadaşım. Minhoyla tek dakikayı kaçırmayacağına emindim.Gözlerimi etrafta gezdirirken ortada duran ve yarısı dolu büyük şişeyi fark ettim. Diğerlerinin önündeki bardaklarda rengi maviye kayan bu içecekten vardı.
Şişeye uzandım ve bardağımın tamamını doldurdum. "Ağır bu arada." dedi içkiyi göstererek okulda önceden gördüğüm, yanımdaki kız.
"Bana değil." diye yanıtladığımda Hyunjin yanımda kıkırdadı. "Tam bir alkoliksin." dedikten sonra tekte yarıladığım bardağı elimden aldı ve kalanını içti.
"Oyunu oynarken ihtiyacımız olacak." dedikten sonra göz kırptı. Kalan kısmınını kendim içtikten sonra gözlerimi kapatıp önümde bulanık gördüğüm şişeyi ortaya ittirdim.
Az sonra herkes telefonlarını kapattı ve Jisung'un kısa anlatımından sonra oyun başladı. Anlaşılan herkes daha önce oynamıştı. Ben hariç. Ona rağmen bu tür oyunların olayını biliyordum. Oyna ve oynarken düşünme.
İlk olmak isteyenler birer tane kart çektiğinde -Giselle'in gözlerini Hyunjinden ayırmadan kart çekişi gözümden kaçmamıştı.- Kartlar açıldığında Jisung bir dokuz ve sekizle hepsinden yüksek çekmişti.
Hile yaptığına emindim ama arkadaşımın mutluluğunu kısıtlayacak değildim. Minho'yu göstererek gülümsediğinde karşısındaki çocuk biraz utanarak ayağa kalktı ve beraber dolaba girdiler.
Anladığım kadarıyla şişenin ucunun gösterdiği kişi yanına kendi seçtiği birini alıp dolaba giriyor ve yedi dakikasını onunla geçiriyordu. Oyun bundan ibaretti.
Arkalarından kitlendiğinde biri saatine baktı ve yedi dakika sayaç kurdu. Yedi dakika çarpma sesleri ve birkaç söylemek istemediğim seslerle, bana göre çabuk geçti.
Ellerimi dizlerime kenetlemiş ve dizlerimi kendime çekmiştim. Dolaptan çıktıklarında ikisinin de üstü başı dağılmıştı ve hakkını verdiklerini söyleyebilirdim.
Kimseyle girmeyi düşünmediğim kapısı açık dolaba baktığımda sıradaki kişi için bir önceki turdaki kişi şişe çeviriyordu.
Yeniden dönmeye başladığında kafam aniden ve yoğun miktarda aldığım alkol ile gidip gelmeye başlamıştı bile. Sadece arkadan gelen müzik sesi bile beynimi bulandırmaya yetiyordu.
"Felix."
•
🥸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
deal | hyunlix. 🖇
Fanfic[✔️] hyunjin ve felix, aileleri arasında yapılan bir anlaşma yüzünden birbirlerine aşıkmış gibi davranmak zorundadır. 210622, 150722