YENİDEN BEN! YES. BİRAZ FAZLA YANDAŞ OKUDUM VE KİPLERLE KAFAYI YEDİM( şimdi zamanla- geçmiş zaman) BİRAZ DEVRİK CÜMLELER OLMUŞ OLABİLİR. BİR DE BÖLÜMÜ YANLIŞLIKLA YAYINLAYIP SİLDİM FALAN ÇOK KÖTÜ OLDU BE! NE BİLEYİM YARIN TATİL. TEOG BİTTİ BÖLÜM YAZAYIM DEDİM. VE TABİİ Kİ GENE GECELEDİM... İŞTE BURALAR HEP BEN. UMARIM BEĞENİRSİNİZ SİZLERİ SEVİYORUM, YORUMLARINIZI BEKLİYORUM İYİ OKUMALAR XOXO.
——————————
" Hadi!" Zayn'in sabırsız bağırışını bir kez daha umursamadan deri ceketimi özenle giydim. Güneş gözlüğümü takıp kendime son kez baktım. İşte hazırdım!
" Ah, beklediğime fazlasıyla değmiş." Kendimi beğenircesine ona bir bakış attım. Gülüp yaklaşmaya başladı. Beni öpecek. Ama onu sinir etmesem rahat edemem.
" Haydi çıkalım. Geç kaldık." Diyerek Zayn'i yalnız bıraktım. Arkamdan homurdandı ama umursamadan kapıyı açıp, kendimi güzel havaya bıraktım. Sıcak ama hafif bir rüzgar esiyor. Etrafımızda neredeyse hiç ev yok. Orman hariç. Yeni evimizi sevdim!
" Hava çok güzel."
" Fazla alışma, sadece kiralık." Zayn'e baktım. Rüşvet istediği belli. Biraz yaklaşıp dudaklarına odaklandım. Uzun uzun bakıp dudaklarına yaklaştım. Santimler kala
" Bu numaraları yutmam." Dedi.
" Bir kez daha düşünmelisin." Deyip onu öptüm. Ellerimi göğsündeki kaslara oradan boynuna götürdüm. Zıplayıp kucağına çıktım. Nefes nefese ayrıldığımda gülümsedim.
" Bence bu evi bir şekilde satın alabiliriz."
" Bence de." Gülümseyip kucağından aşağıya atladım.
" İşte bu kadar." Dilimi çıkarıp Zayn'e laf atıyorum. Sırıtıp başını sallıyor.
" Hadi gidelim Bethany."
Gülümseyerek motora yaklaştım. Elime kaskımı aldım. Biraz daha mutlu oldum. Kaskın o sertliği bana bir şekilde güven veriyor. Kaskımı takıp motoruma oturdum. İtiraf ediyorum, sadece üstünde durabiliyorum ve yavaşça sürüyorum. Ama benim istediğim hız. Bu kadarla yetinmem. Zayn kaskını takmadan bana baktı. Güvenliğim 10 numara olmalı. Zayn'in şartlarından biri de bu.
" Beni kesmeyi bırakacak mısın?" Diye sesleniyorum. Gülüp ayakkabılarımdan başlayarak kaskıma kadar bir kez daha süzdü beni.
" Şu anda bıraktım." Deyip güldü. Bu aralar fazla gülüyor. Ve bir şekilde o bu kadar çok güldüğü için bende mutluyum. Onu güldürmek hoşuma gidiyor.
" Dersimiz ne?"
" Hız." İşte en sevdiğim kısım.
" Öğrettiğim gibi otur." Dikkatlice yerime yerleşip kollarımı uzatıyorum. Gidonu tutuyorum.
" Dirseklerini kırmayı sakın unutma!" Harika gene emir verici patron Zayn.
" Tamam!" Diye bağırıp, dirseklerimi kırdım. Motorumu çalıştırıyorum ve gazı köklüyorum.
" Hava yapma." Zayn. Sıkıcı patron Zayn. Motorunu hızla çalıştırıp tüm kumların üşütme gelmesini sağlayacak kadar arka tekerine patinaj yaptırıp tüm kumların üstüme gelmesini sağladı. Ve basıp gitti.
" Hava yapma." Diye arkasından bağırıyorum ama deli gibi kendi kendime bağırıyorum aslında. Motorum toz içinde. Harika!
Zayn'e yetişip motorumu durduruyorum.
" Hava böyle yapılır." Deyip gülüyor. Ters ters bakıp kollarımı birleştiriyorum.
" Tamam, bugün virajlarda çalışıyoruz. Gözünü eğimlerdeki son noktaya dik. Burnun hep o noktaya baksın. Motor yan yatacak. Panik yapıp düzgün durmaya çalışma. Motora uyum sağla. Çok tehlikelidir. Yapamayacaksan bir sonraki denemeye bırak." Uyarıcı bakışlarını atıp anlayıp anlamadığıma baktı.
" Anladım, salak değilim."
" Gidonu da dönüş yönüne doğru it."
" Tamam, anladım."
" Hazır mısın? Ani fren yapma sakın. Önce hafif daha sonra kuvvetli." Başımı salladım.
" Hadi başlayalım!" Dedim kendi kendime ve kaskımı tekrar taktım. Zayn'in söylediklerini tek tek tekrar ettim.
" Ani fren yok. Ani fren yok." Derin bir nefes alıp verdim ve gidonu tuttum. Zayn beni bekliyordu.
XOOX XOOX XOOX
"Ani fren yok demiştim. Nerenle dinliyorsun?" Zayn'in bağrışını umursamadan başımı ovuşturdum. Güldüm. Başarmıştım. Virajı başarıyla geçmiştim ama sonra ne olmuştu?
" Gülme Beth." Ah, Zayn çok sinirliydi. Kolumdaki soğuk şeyi fark ettim. Buz. Zayn tutuyor ve bana endişeyle bakıyor.
" Bir şeyim yok. İyiyim." Deyip gözlerine baktım. Korkuyordu.
" Değildin."
" İyiydim. Çok yavaştım zaten. Virajı atlattım. Zayn başardım." Gülümsedim.
" Gülümseme dudağında bir patlak var ve tekrar kanamasını istemiyorum."
" Tamam." Hayal kırıklığıyla ellerime bakıp oynamaya başladı.
" Güzel dönüştü." Deyip gülümsedi.
" Gerçekten mi?" Başını salladı.
" Bugünlük bu kadar yeter. Sen dinlen ben çorba yapıyorum."
" Mümkünse hazır çorba yap!" Diye bağırıyorum. Mutfaktan başını çıkarıyor,
" Sen benim yemeklerimi beğenmiyor musun?"
" Tam olarak öyle değil." Kafama yediğim biberle susup biberle bakışıyorum.
" Komik değil." Diye tekrar bağırıyorum. Biberden bir ısırık alıyorum. Azı değilmiş en azından.
Çorbam önümde bir Zayn'e bir çorbaya baktı.
" Sen mi yaptın?"
" Kendi ellerimle." Deyip parmaklarını oynattı.
" Hiç gerek yoktu."
" Bir biber daha var." Deyip mutfağı işaret etti.
" Biberi tercih ederim." İnatlaşmayı seviyorum.
" Üstüne oturup içirmemi mi istersin kendin mi yersin?"
" Aslında birincisi daha cazip geliyor." Dedim ve güldüm. Zayn kaşlarını kaldırdı.
" Demek öyle." Deyip karnıma oturdu ve çorbadan bir kaşık alıp ağzıma verdi.
" Aslında..." Daha bir şey söyleyemeden Zayn kaşığı boşaltıp tabağa bir kez daha koyuyor.
" Sandviç..." Gene aynı şey. Çorba zorla ağzımda.
" Olsaydı..."
" Bunlara ..."
" Gerek..."
" Kalmazdı..."
" Sen konuşuna kadar bitti işte. Dedi Zayn ve üzerimden kalktı. Gerçekten çabuk bitmiş.
" Teşekkürler fena değilmiş."
" Fena değilimdir. Deyip göz kırptı ve boş tabağı götürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stripteaser (Zayn Malik)
FanfictionKendine güvenen, hiç bir şey için teşekkür etmeyen, özür dilemeyen... Geçmişin acısıyla geleceğine gömülen bir kız. İş yerinden kovulması, ve hayatının karmaşık bir hal alması... Lanet hayatında kapana kısılması... Bunlar belki düzelir. Hayatta her...