Gözlerimi yüzüme vuran güneş yüzünden açmak zorunda kaldım. Ateş gibi yakan güneşe biraz küfredip yatağımda doğruldum ve boş odayı süzdüm. Hizmetçiler çağırmadan kahvaltıya hazırlanmak için banyoya girdim. İşim bitince odama geçip saçlarımı taradım. Tarağı yerine bırakıp dolabı açtım. Burada Adel'in hep giydiği gibi beyaz, havadar bir elbise giydim.
Ben giyinir giyinmez kapım çaldı. Ne de olsa hizmetçiler ben yokken düzeltir diyerek çıkardığım pijamayı yatağa bıraktım.
Kapıyı açtığımda karşımda Boreas vardı.
"Seni biriyle tanıştırmak istiyorum, benimle gelir misin?"
Kafamı yavaşça salladım.
"Tabi."
Boreas önden ben arkadan bahçeye çıktık. Karşımızda her yemek yediğimizde başımızda bekleyen baş muhafız vardı.
"Alvin, Leydi Nora ile tanış,"
Bu sefer bana döndü. Ama ben ona odakalnamadım. Neden şimdi varis yerine leydiye geçmiştik?
"Nora, baş muhafız Alvin ile tanış."
Eğilerek selam verdiğinde aynı şekilde karşılık verdim.
"Tanıştığıma memnun oldum."
Derken sesi çok iğneleyeciydi. Rahatsız olduğu bir şey vardı. Muhtemelen o 'bir şey' ben oluyorum.
"Bende."
Dedim hızlıca.
"Alvin bundan sonra yemeklerde bize katılacak."
"Eskiden de beraber yerdik ama sen gelince bu bozuldu."
Dedi sinirli bir ses tonuyla. Senli benli konuşması hoşuma gitmesede Boreas'ın hatrına sustum. Anlaşılan muhafızdan çok arkadaş gibiydi Boreas için.
"Bana sorulsaydı sorun olmadığını söylerdim aslında.."
Dedim ters ters bakarken.
"Sakin olun lütfen."
Arkamdan gelen tanıdık sesin güzel sahibine baktım.
"Sen burada mıydın Adel?"
Kafasını salladı.
"Bir kaç saattir oturuyorum."
Dedi neşeli bir ses tonuyla. Aniden gelip sarılınca bende geri sarıldım.
"Nora yemeğe beraber gidelim istersen hiç odana geçme."
Boreas'a döndüm.
"Olur."
Kafasını sallayınca tekrar Adel'e döndüm.
"Beraber oturalım?"
Kafamı salladığımda koluma girip beni peşinden sürükledi. Birlikte çardağa oturduk.
"Alvin neden bana karşı bu kadar sert?"
Dediğimde önce Alvin'e sonra bana baktı.
"Boreas'ın dediğine göre bu sana özel bir şey-"
Eliyle ağzından kaçırdığı şeyi tutamayarak olsada ağzını kapattı.
"Lütfen bunu söylediğimi söyleme!"
Gülerek kafamı salladım.
"Tamam tamam, sakin ol!"
Rahatlamış gibi ohladı. Yüzünü inceledim. Oldukça yorgundu ama neşeliydi. Nasıl ikiside olabilirdi bir insan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Nothing
Teen FictionThe Nothing Mavi kadar sonsuz serisinin ilk kitabı. . . . . . Mavi kadar sonsuz, siyah kadar yanlız.